Science Dergisinin “Yılanların Evrimi” İddiasına Cevap
ucgen

Science Dergisinin “Yılanların Evrimi” İddiasına Cevap

16594

Science dergisi Ekim 2016 sayısında, evrimi ayakta tutma çabalarına bir yenisi eklendi. Haberde, “boa yılanlarının vücutlarının kuyruk kısmında bulunan küçük kemiklerin, bu canlıların sözde geçmişte sahip oldukları hayali bacaklardan kalma kalıntılar olduğu” iddia ediliyordu.

Öncelikle boa yılanındaki küçük kemiklerin evrimi kanıtladığını iddia etmek ciddi bir akıl tutulmasıdır ve bilimsel anlamda ciddi bir hezimettir. Çünkü, iddia edilenin aksine boa yılanlarındaki bu kemikler, kuyruğa yakın kısımda bulunan küçük pençe benzeri yapılardır. Bu pençe benzeri yapılar, boa yılanı tarafından çiftleşmek için ve diğer erkek boa yılanlarına karşı kendini savunmak için kullanılan çıkıntılardır. Hiçbir şekilde bacaklar gibi vücut ağırlığını taşıyabilecek mekanik özelliklere sahip yapılar değillerdir; başka bir deyişle yürümeye elverişli bir yapıları yoktur.

Ayrıca, bugüne dek oldukça fazla sayıda boa yılanı fosili bulunmuştur. Örneğin, Pachyrhachs problematicus ve Haasiophis terrasanctus fosilleri, boa yılanı ve piton yılanı fosilleridir. Bu fosiller, söz konusu türlerin geçmişte de günümüzdeki boa yılanları ve pitonlarla aynı anatomik özelliklere sahip olduğunu kanıtlamaktadır. Bu da bize Science’taki bu makalede iddia edilenin aksine, boa yılanlarının da piton yılanlarının da hiç değişmediğini, milyonlarca yıldır aynı kaldığını ve evrim geçirmediğini göstermektedir.

Bugüne dek bulunan tüm yılan fosilleri, yılanların 100 milyon yıl önce bacakları olduğu fakat daha sonra bu bacakların yok olduğu yönündeki görüşü çürütür niteliktedir.

İngiltere Dorset’ten çıkarılan Parviraptor estesi fosili (145–140 milyon yıl), ABD’den Kolorado’dan Diablophis gilmorei fosili (155 milyon yıl), Portekiz Guimarota’dan  Portugalophis lignites fosili (157–152 milyon yıl) ve İngiltere Oxfordshire’dan çıkarılan Eophis underwoodi (167 milyon yıl) fosili gibi fosillerin tamamı günümüzdeki yılanlarla aynı özelliklere sahiptir ve yılanların hiçbir şekilde evrim geçirmediğini kanıtlamaktadırlar.

GENETİK MUTASYON DENEYLERİ İDDİASINA CEVAP

Science dergisi, yine aynı haber içerisinde, yılanların evrimi iddiasını sözde bilimsel bir deneyle desteklemeye çalışmıştır. Florida Üniversitesi’nden Martin Cohn, “farklı sürüngen türleri ve farklı yılan türleri ile karşılaştırıldığında, pitonlarda Sonic hedgehog isimli genin faaliyetlerini kontrol eden genetik anahtarda 3 DNA silinmesi bulunduğu” varsayımını ortaya atmıştır ve bu silinmeleri, pitonların bacaklarını kaybetme sebebi olarak  göstermeye çalışmıştır. Bununla da kalmamış fareler üzerinde yapılan benzer deneylerde de, yine bacak çıkmamış olmasını, sözde bu iddialarına delil olarak öne sürmüştür.

Öncelikle söz konusu haberde yer alan, “3 ayrı bölgede DNA kodlarının silinmiş olması” ifadesine dikkat etmek gerekir. Yapılan çalışmada, “kodların silinmiş olduğu” varsayımına, diğer sürüngenlerin ve başka yılan türlerinin DNA’ları ile yapılan karşılaştırma esas alınarak varılmıştır. Bu hatalı ve daha da önemlisi yanlı bir düşünce şeklidir; çünkü diğer sürüngenlerde veya yılanlarda var olan DNA’ların, pitonlarda bulunmaması son derece doğaldır. Bir canlıyı başka bir canlıdan ayıran zaten bu gibi genetik farklılıklardır. Piton yılanı, engerek yılanı veya boa yılanı gibi her yılan türünün kendine ait DNA’sı vardır ve onları birbirlerinden ayıran da DNA’larındaki bu farklılıklardır.

Ayrıca fareler üzerinde yapılan mutasyon deneylerinde, farelerin bacaklarının çıkmamış olması da yılanların evrimine delil teşkil etmez; tam aksine mutasyonun yıkıcı etkisine işaret eder.

Bacakları olan bir canlıda, bacak gelişimini kontrol eden gen eksildiğinde, elbette bacak oluşumu meydana gelmeyecektir. Bu yeni bir bilgi değildir. Bu mutasyonun, temel mantığıdır. Her gen kendine ait bir göreve sahiptir ve bu genlerden sadece bir tanesi bile mutasyona uğrar ve görevi engellenirse, aynı bu fare deneylerinde olduğu gibi ortaya kötürüm, sakat canlılar çıkacaktır.

Bu iddiaların tamamı “evrimin gerçekten yaşanmış olduğu” ön koşuluyla öne sürülmüş ve deneylerden çıkan bazı varsayımlar da yine bu “ön-kabul” ile yorumlanmıştır. Bu nedenle, objektif ve tarafsız bir görüşü değil; evrim propagandası yapmak için bilinçli olarak manipüle edilmiş “yorumları” içermektedir. Bilimsel gerçekler daima evrimi çöküşe uğratmıştır.

Bugüne dek 150-160 milyon yıllık bir çok yılan fosili bulunmuştur. 150–160 milyon öncesine dair bu çok net fosiller, adeta o dönemki yılanlara dair taş üzerine kazınmış detaylı birer fotoğraf gibidirler. Hatta canlıların bizzat kendisine ait kalıntılar olduklarından, fotoğraftan bile öte gerçeklikte belgelerdir.

Eğer önceden bacakları olan bir yılan, daha sonradan bu bacakları yitirecek olsa; Darwinistlerin milyonlarca yıl sürdüğünü iddia ettikleri “bacak yitirme sürecinde” bir bacağı yeni oluşan, diğer bacağı eksik sayısız yılan ara fosili bulunmuş olması gerekir. Ancak bugüne kadar böyle yarım özelliklere sahip tek bir yılan fosili dahi bulunamamıştır. Bugüne kadar bulunmuş tek bir ara fosil yoktur; bulunması da imkansızdır. Evrim, bilimsel delillerin yıkıma uğrattığı, fakat buna rağmen ayakta tutulmaya çalışılan tarihin en büyük safsatasıdır.

Görüldüğü üzere, Darwinist bilim dergilerin sunduğu evrime dair iddiaların her biri, Darwinizm’in dünya çapında uğradığı büyük hezimet karşısında çaresiz bir çırpınıştan ibarettir.

Evrim teorisi, her geçen gün sayısı artan bilimsel çalışma ve incelemeyle ve her gün toprak altından çıkarılan milyonlarca yıllık fosillerle tamamen yerle yeksan olmuş durumdadır.

De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur.

(İsra Suresi, 81)

Kaynaklar:

  • https://en.wikipedia.org/wiki/Pelvic_spur
  • http://creation.com/snake-evolution-story-stymied
  • http://www.sciencemag.org/news/2016/10/tiny-dna-tweaks-made-snakes-legless
PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo