Bakteriler, sosyal ve süper akıllı varlıklardır, hiç bir insanın, Allah’ın dilemesi dışında, asla sahip olamayacağı becerileri vardır. Yeryüzünde, hemen hemen pek çok şey bakterilerin çalışması ve işçiliği vesilesiyle yapılanır. Faydaları sayılamayacak kadar çoktur. Bakteri denince, genelde zararlı patojenik (hastalık yapan) türler otomatik bir çağrışım yapar zihinlerde. Oysa faydaları saymakla bitirilemeyecek kadar çoktur. Onlar, aslında, sessiz - sakin, olay çıkarmadan, dünyaya alt yapı hizmeti sunan, fedakarane çalışan “süper” işçilerdir.
Üstelik onlar da aralarında iletişim sağlamak için birbirleriyle konuşurlar. Onların konuşma yani birbirleriyle iletişim kurma mekanizmalarının ismi ise kısaca QS’dir. Yani (Quorum Sensing) “Yeterli Çoğunluğu Algılama” sistemidir.
Bakterilerin bu özellikleri, yani QS ‘yeterli çoğunluğu algılayarak’ birbirleriyle iletişim ve bağlantı kurmaları gerçeği bir ahtapot türü olan ‘Hawaii kısa kuyruklu mürekkep balığı’ (Euprymna scolopes) denen karnından ışık saçan bir hayvan türünün incelenmesiyle ilk olarak 1960’lı yıllarda tespit edildi.
Geceleri avlanırken karnındaki ışığı kullanan bu mürekkep balığı, bilimadamlarının ilgisini çekmiştir. Mürekkep balığında ışığı oluşturan bu organı incelediklerinde, aslında organın içinde Vibrio fischeri adında bir bakteri türünün yerleşmiş olduğunu görmüşlerdir.
Vibrio fischeri mürekkep balığının içinde kendine bir nevi yaşama alanı tesis etmiştir. Bakteri mürekkep balığıyla ortak bir yaşam sürdürmekte, bir yandan balığın vücudunda kendi hayatını idame ettirirken diğer yandan da ona ışık üretmektedir. Tam olarak bakterinin mürekkep balığının içine hangi safhada yerleştiği belli değildir; ancak doğuştan var olmadıkları, sonradan yerleştikleri bilinmektedir.
Bakterinin diğer bir özelliği ise, kendi kendine ışık üretmemesidir. Sebebi, yüksek miktarda enerjiye ihtiyaç duymasıdır. Dolayısıyla elinde bu enerjiyi sağlayacak imkan olmayınca bu becerisini tatbik edememekte; ışığı ancak, Hawaii kısa kuyruklu mürekkep balığı gibi bir enerji kaynağı bulduğu zaman üretmektedir. Çünkü bakteri ışık üretirken, hücrenin toplam enerjisinin yarısından fazlasını harcamaktadır ve bunu ancak bu mürekkep balığının organında gerçekleştirebilmektedir.
Bu bakterilerle deney yapılmış, bakteriler sıvı ortamda çoğaltılmıştır. Bakterilerin belli bir çoğunluğa ulaştıklarında toplu olarak ışık ürettikleri görülmüştür. Ancak belirli bir sayıya ulaşmadan ışık üretmedikleri tespit edilmiştir.
Elbette bunun için bakteri topluluğunun birbirleriyle anlaşması, sayı saymayı bilmeleri, toplu olarak harekete geçmek için iletişim kurmaları gerekmektedir. Bunu sağlayan ise ‘oto indükleyici’ (özel bir genin ifadesine sebep olan herhangi fiziksel veya kimyasal uyarıcı; indükleyici, bazen bir enzimin substratı, hormon gibi bazı moleküller olabilir) denen sinyal molekülüdür.
Bakteriler ‘oto indükleyici’ sinyal vasıtasıyla yeterli çoğunluğa erişip erişmediklerine bakıyor ve ona göre harekete geçiyorlar. Eğer yeterli çoğunluk yoksa, boşuna böyle bir eyleme girişip, hem enerji kaybetmemiş oluyorlar, hem de gereken ışığı yeterli miktarda üretemeyeceğinin bilgisine ve adeta şuuruna sahip olduklarını ispat etmiş oluyorlar.
Hastalık yapıcı bakterilerin de belirli bir çoğunluğa ulaşması durumunda, vücutta ani bir saldırıya geçerek bağışıklık sistemine karşı savaş açtığı ve aynı iletişim sistemiyle atağa geçtikleri anlaşılmıştır.
Tek hücreli, gözü, kulağı olmayan bir canlı, son derece keskin bir akıl ve şuur gerektiren büyük beceriler, planlar ve hesaplamalar yapmaktadır.
Işığın girmediği karanlık bir dünyada sadece algılarla, yabancı bir ortamın planına sahipmişçesine hareket eden bu gözle dahi görülmeyen canlılar elbette bağımsız olarak kendi kendilerine hareket etmemektedirler. Elbette ki bu canlılara her yapmaları gerekeni ilham eden, herşeyi en mükemmel ve kusursuz bir şekilde yaratan Yüce Rabbimiz’dir. Herşeyin planı, bilgisi Allah’a aittir. Bu canlılara da, dünyadaki diğer tüm canlılara da, evreni mükemmel bir düzen içinde yaratan Rabbimiz bir kader ve plan dahilinde yön vermektedir. Herşeyi kusursuzca var eden Yüce Allah, mükemmel bir düzenle yarattığı dünyadaki bütün canlılara ne yapmaları gerektiğini ilham etmektedir.
Yüce Rabbimiz Furkan Suresi’nin 2’inci ayetinde, “Göklerin ve yerin mülkü O'nundur; çocuk edinmemiştir. O'na mülkünde ortak yoktur, her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir.” buyurarak yaratışındaki sırrı ve herşey üzerindeki kontrolünü insanlara bu sözlerle haber vermiştir.
Kaynak: Bilim Teknik, Mayıs 2014, Bakteriler Konuşuyor mu?