İman eden bir insanın imanının ve ahlakının üstünlüğünü ortaya koyan en önemli alametlerden biri, zorluk anlarında sergilediği tavırlardır. Böyle bir durumla karşılaşan müminin gösterdiği cesaret, sabır, tevekkül, dirayet, metanet, hoşgörü, affedicilik, fedakarlık, merhamet, insaniyet, değerbilirlik, vicdan ve itidalli karakter, inkar edenlerin zor anlarda gösterdiği tavırlardan çok farklıdır.
Mümin, Rabbimiz'e olan derin imanı ile, her türlü zorluğa, sıkıntıya, yokluğa ve eksikliğe karşı dayanıklı ve yukarıda sayılan özellikleri gösterebilen bir insandır. Güzel ahlakından asla taviz vermeyen, her olayı büyük bir olgunluk ve tevekkülle karşılayan, olayların hikmetlerini ve hayırlı yönlerini gören, çevresindeki insanları da aynı üstün ahlakı yaşamaya davet eden bir tavır gösterir. Bu zorluk anları da Kuran'da tarif edildiği gibi iman edenlerin çok şiddetli denemelerden geçirildikleri, "Hani onlar, size hem üstünüzden, hem alt tarafınızdan gelmişlerdi; gözler kaymış, yürekler hançereye gelip dayanmıştı…" (Ahzab Suresi, 10) ayetiyle belirtildiği gibi, şiddetli sıkıntılarla çevrelendikleri dönemlerdir.
Zorluk anları dendiği zaman, insanların akıllarına bazı örnekler gelebilir. Cahiliye ahlakını yaşayan kimi insanlar için bu zorluk anı doğal bir felaket, kimi için işinden çıkarılmak, kimi içinse iflas etmektir. İman edenler içinse zorluk anları çok daha şiddetli olay ve durumları ifade eder. Zorluk anlarındaki yokluk sıradan bir yokluk değil, insanın en temel ihtiyaçlarından bile mahrum bırakıldığı bir yokluk, sıkıntı ise insanın günlük hayatında yaşadığı sıkıntılardan çok daha şiddetli bir sıkıntıdır. Kuran'da "yüreklerin hançereye dayandığı" ifadesiyle tarif edilen (Ahzab Suresi, 10) bu dönemler, insanın tahayyül edebileceği her türlü zorluğun, hastalıkların, felaketlerin üst üste geldiği, Müslümanların sadece "iman ettim" dedikleri için evlerinden çıkarıldıkları, yurtlarından sürüldükleri, maddi ve manevi baskılarla karşılaştıkları dönemlerdir.
Kuran'da elçilerin ve salih müminlerin tarih boyunca bu tür zorluklar yaşadıkları bildirilmektedir. Bu zorluklar karşısında salih müminler çok şiddetli denemelerden geçirilmiş, türlü sıkıntılara göğüs germişlerdir. Ayetlerde müminlerin karşılaştıkları bu denemeler "dayanılmaz zorluklar" şeklinde ifade edilmektedir:
…"Yoksa sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki müminlerle; "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah'ın yardımı pek yakındır. " (Bakara Suresi, 214)
Allah (cc), bu ayet ile tüm inananların da tarih boyunca müminlerin yaşadıkları bu zorluklarla karşılaşacaklarını bildirmekte ve sabır gösterenleri de sonsuz güzelliklerle müjdelemektedir. İşte bu zamanlar, gerçek müminlerin ortaya çıktığı, iman edenlerle münafıkların birbirlerinden ayrıldıkları zamanlardır. Müminler, üst üste gelen sıkıntılara ve zorluklara rağmen, hiçbir şüpheye kapılmadan Rabbimiz`e olan imanlarında kararlılık gösteren, şevkle mücadeleye devam eden insanlardır. Kuran`da müminlerin zorluklar karşısında, "Biz Allah'a ait (kullar)ız ve şüphesiz O'na dönücüleriz." (Bakara Suresi, 156) diyerek, Rabbimiz`e olan teslimiyetlerini gösterdikleri bildirilmektedir.
Yaşanan durum ne kadar zor ve içinden çıkılması güç gibi görünüyorsa da, Rahman ve Rahim olan Rabbimiz, müminler için mutlaka o durumdan çıkmayı kolaylaştıracak, söz konusu zorluğu hafifletecek bir sebep yaratacağını bildirmiştir:
"Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır. " (İnşirah Suresi, 5-6)
Başka ayetlerde de, Allah (cc), Kendisi`nden korkup sakınan kullarına yol gösterip işlerini kolaylaştıracağını şöyle müjdelemiştir:
"… Kim Allah`tan korkup-sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah`a tevekkül ederse, O, ona yeter…"(Talak Suresi, 2-3)