Kuran Ahlakında İstişare
ucgen

Kuran Ahlakında İstişare

22411

Kuran ahlakına göre, müminlerin her konuda birbirleriyle son derece dostane ve samimi bir şekilde bilgi alışverişinde bulunmaları, birbirlerine danışarak, diğer bir deyişle istişare ederek karar almaları esastır. İstişare konusuna, Şura Suresi'nin 38. ayetinde "namaz kılmak" ve "infak etmek" gibi iki ibadetin yanında yer verilmiştir:

"Rablerine icabet edenler, namazı dosdoğru kılanlar, işleri kendi aralarında şura ile olanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak edenler."

Bu ayetin işaretiyle müminler, istişare konusuna da büyük hassasiyet göstermelidirler.

Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) de, "Kim bir işe girişmek ister de, o hususta Müslüman biri ile müşavere ederse Allah onu işlerin en doğrusunda muvaffak kılar." (Kütüb-i Sitte, 16. Cilt) buyurarak istişarenin önemini hatırlatmıştır.

İstişarenin asıl hikmeti ve öncelikli hedefi, müminlerin Allah rızası için toplu bir ibadeti yerine getirmeleridir. Başka bir ifadeyle, sadece doğru sonuca ulaşmak için değil, asıl olarak Allah rızası için bir ibadeti yerine getirmenin şuuruyla bir araya gelinmelidir. İstişarenin hikmetlerinin bilincinde olan müminlerin aldıkları toplu kararlar, Rabbimiz'in izniyle her zaman en hayırlı sonuçlara vesile olacaktır.

Fakat burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta vardır; Müslümanlar bir konuda istişare ederken olumsuz olabilecek her türlü tavırdan kaçınmalıdırlar. Örneğin istişareye sunulan konuda kesin ve değişmez görülen fikirler varsa bu, istişarenin gereği gibi yapılmasını engelleyecektir. Bu durumda herkes kendi fikrinin kabul görmesini isteyecek, alternatif görüşleri -doğru bile olsa- dikkate almayacaktır. Samimi bir mümin ise karşısındakinin Allah'ın bir kulu olduğunu ve Allah'ın onun kalbine farklı farklı hayırlar ilham edebileceğini bilir ve bu bakış açısıyla Müslüman kardeşini can kulağıyla dinler.

İstişarede, fikirlerine alabildiğine sahiplenen ve onları korumaya çalışan, haklı çıkmaya ve her zaman son sözü söyleyen taraf olmaya çalışan kişiler tartışmacı üsluplarıyla gerginlik oluşmasına neden olabilirler. Bu nedenle Müslümanların bundan şiddetle kaçınmaları, istişare gibi güzel bir ibadeti geçersiz kılmamaya büyük özen göstermeleri gerekir.

İstişare, müminlerin güzel ahlaklarıyla birbirlerine örnek olabilecekleri ve destek sağlayabilecekleri son derece güzel bir ahlak özelliğidir. Dolayısıyla Müslümanlar bir konuda sohbet ve istişare ettiklerinde, sürekli olarak karşı tarafa fikirlerini anlatmak yerine, onun fikrini öğrenmeye ve ondan istifade etmeye çalışmalıdırlar. Bunun yanı sıra diğer müminlerin de fikrini almak; müminlerin o konuya başka açılardan bakmalarını, köklü çözümler üretmelerini ve en doğru karara varmalarını sağlayacaktır.

Unutmamak gerekir ki, İslam ahlakını yaşayan bir kimse bunu en çok davranış ve sözleriyle ortaya koyabilir. Akıl vermek yerine akıl almak; hep eleştiri yapmak yerine eleştiri kabul etmek; yermek yerine övmek; kusurları görmek yerine güzellikleri görmek daima esas kabul edilmelidir.

Müslümanlar olarak hepimizin büyük bir coşkuyla beklediği İslam dünyasının aydınlık geleceğinin Allah'ın izniyle bir an önce tesis edilmesi için, İslam ahlakının özünde olan ittifakın, birlik ve kardeşlik ruhunun pekiştirilmesi son derece önemlidir. Bunun temelini de müminlerin birbirlerinin fikirlerine önem verip saygı göstererek, istişare ile hareket etmeleri oluşturacaktır.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo