Mirasımıza Sahip Çıkmak
ucgen

Mirasımıza Sahip Çıkmak

47277

Türk Milleti son derece sağlam ve köklü bir mirasa sahiptir. Önemli olan bu mirasın kıymetini gereği gibi kavrayabilmek ve geçmişimize sahip çıkarak yüzümüzü geleceğe dönebilmektir. Türkiye, bugün komşuları olan devletlerin çoğunu ve daha pek çok devleti beş yüzyıl boyunca yönetmiş bir imparatorluğun, Osmanlı İmparatorluğu'nun varisidir.

Bugün büyük devletlerin Osmanlı tarihi konusunda araştırmalar yaptırmaları ve bu konuya özel bütçeler ayırıyor olmaları bizlere çok önemli bir gerçeği işaret etmektedir: Osmanlı İmparatorluğu büyük devlet olmanın sırrını bulmuş ve bu sırrı 600 yıllık ömrünün son anına kadar muhafaza etmiştir. Batı'nın Osmanlı ile ilgili bir türlü kavrayamadığı gerçek ise bugünün siyasi literatürüyle, Osmanlı İmparatorluğu'nun "moralpolitik" (ahlaki) bir stratejik vizyona sahip olması idi. Sömürgeci güçler ise hep "reelpolitik" (katıgerçekçi) bir vizyonla hareket ettiler. Bu nedenle, eğer kısa vadede kendilerine menfaat sağlıyorsa, bir ülkeyi uzun vadede karmaşa ve istikrarsızlığa sürükleyecek politikalar izlemekten çekinmediler.

Osmanlı ise sahip olduğu topraklarda her nedenle olursa olsun karmaşaya ve düzensizliğe asla izin vermedi. Daima barış ve huzur ortamını, adaleti ve hoşgörüyü yaşatmayı kendisine misyon edindi.

Ayrıca Osmanlılar diğer milletler gibi sömürgecilik zihniyetiyle bu toprakları işgal etmemiş, hiçbir zorlama ve baskıya başvurmadan Müslüman dünyasını güçlendirmeyi amaçlamışlardır. Sömürgeci güçler ele geçirdikleri topraklarda yaşayan halkları kendilerinden aşağı, bir nevi ikinci sınıf insanlar olarak değerlendirip zalimane bir politika izlerken, Osmanlı, mayasında bulunan İslam ahlakı nedeniyle her milletten insana karşı adaletli, hoşgörülü ve merhametli bir tutum sergilemiştir.

Müslüman Türkler, fethettikleri ülkelerin halklarının yaşam biçimlerine, inançlarına ve dünya görüşlerine azami saygı göstermişlerdir. Fethettikleri yerlerde yaşayan insanların kendilerine Allah'ın bir emaneti olduğunu düşünen, esir aldıkları kişilere karşı bile insaniyetle yaklaşan Türk Sultanları'nın görevleri arasında bu halkları himaye etmek ve onlara kimsenin zulüm yapmamasını sağlamak da vardı. Girdikleri her yere mutlak bir huzur ve asayiş götüren Müslüman Türkler, çoğunlukla kendilerinden önceki yönetimlerin baskıcı ve zulmedici uygulamalarından sıkıntı duyan halk tarafından coşkun bir sevgi ve saygıyla karşılanmışlardır.

Bugün söz konusu coğrafyada yaşayan milletlerin hepsi Türklerin adaletine, hoşgörüsüne ve kendilerine sağladıkları barış ortamına şahitlik etmişlerdir. Bu durum her dinden ve her ırktan insanın Türklerin yönetiminden razı olmalarıyla neticelenmiştir. Günümüzde ise, yıllardır bu topraklarda süregelen savaş, karmaşa ve düzensizlik yüzünden huzura, güvenliğe ve barışa hasret kalmış olan kadınlar, çocuklar, yaşlılar, yeni bir "Osmanlı"nın özlemi içindedirler.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo