Allah bu ayetiyle insanı bu dünyada ve ahirette kurtuluşa yöneltecek olan tavrın, nefislerinin kötü özelliklerinden sakınmak olduğunu bildirmiştir.
İnsan nefsi bencillik, egoistlik, cimrilik gibi çeşitli kötü ahlak özelliklerine yatkın bir yapıda yaratılmıştır. Nefsini eğitmediği takdirde, bu kötü ahlak özellikleri kişinin tüm ahlakına hakim olur. Böyle bir kişi ise genellikle herkesten çok hatta çoğu zaman yalnızca kendisini düşünür. Kendisi için daima herşeyin en iyisini, en güzelini, en mükemmelini ister ve bunları elde etmek için başkalarına zarar vermekten çekinmez. Kendisi bu özelliklere sahip olmadığı halde ona karşı herkesin olabildiğince anlayışlı ve özverili bir yaklaşım içerisinde olmasını bekler. İçten içe hep kendi istek ve çıkarlarını korumak, kendi rahatını ve konforunu sağlamak ister.
Nefsin bu zayıflığından kurtulmak ise, ancak imanı kavramak ve Kuran ahlakını yaşamakla mümkün olur. Kuran'da bildirilen gerçekleri ve Allah'ın emrettiği ahlak anlayışını kavrayan bir kimse, hayatının her anında fedakarlık gösterebilecek bir ahlaka ulaşabilir. Allah, insanın nefsini kötülüklerden sakındırabilmesi ve Allah'ın beğendiği ahlaka ulaşabilmesi için vicdanı yaratmıştır. Vicdanın sesi, insana her türlü kötülükten sakınmanın ve iyiliğe ulaşmanın yollarını gösterir. İman eden bir insanın kalbindeki derin Allah sevgisi ve güçlü Allah korkusu, onu nefsinin kötülüklerine yenik düşmekten alıkoyar. Böyle bir insan, dünya hayatında asıl bulunuş amacının Allah'ın rızasını kazanmak olduğunu bilerek, hayatının her anında Rabbimiz'in hoşnut olacağı davranışlarda bulunmaya çalışır. Dünya hayatının çok kısa süreceğini, insanın asıl olarak sonsuz ahiret hayatı için çaba harcaması gerektiğini bilir. Burada elde edilen tüm menfaatlerin gelip geçici olduğunu, ardından ise Allah'ın huzuruna varıp hesap vereceğini unutmaz. Dünya hayatında Allah'ın rızası, rahmeti ve cenneti yerine, nefsini ve çıkarlarını korumayı hedefleyen insanların ise ahirette sonsuz bir azapla karşılaşabileceklerinin bilincindedir.
Aksinde ise, gösterdiği güzel davranışlara ve fedakarane ahlaka karşılık, Allah kendisini dünyada iyilik ve güzellikle mükafatlandıracak, ahirette de sonsuza dek benzersiz nimetlerle ödüllendirecektir. Allah, güzel davranışlarda bulunanları Kuran'da şöyle müjdelemektedir:
“Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır.” (Yunus Suresi, 26)