Allah Kuran’ın pek çok ayetinde müminlerin birbirlerinin velileri olduklarını bildirmiştir. “Veli” kelimesinin anlamı dost, koruyucu, yardımcı ve destekçidir. Buna göre Müslümanların birbirlerini dost edinmeleri, birbirlerini korumaları ve birbirlerine destek olmaları Allah’ın onlara bir emridir.
Allah bir ayetinde müminlerin birbirlerini veli edinmeleri geretiğini şöyle belirtmektedir:
Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O'nun elçisi, rüku ediciler olarak namaz kılan ve zekatı veren mü'minlerdir. (Maide Suresi, 55)
Bir sonraki ayette ise Allah müminlerin birbirlerini dost ve veli edinmeleri durumunda inkarcılara karşı sürdürdükleri fikri mücadelede mutlaka galip geleceklerini şöyle bildirmektedir:
Kim Allah'ı, Resûlü’nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar Allah'ın taraftarlarıdır. (Maide Suresi, 56)
Bu ayetten ve Kuran’ın daha pek çok ayetinden anlaşılmaktadır ki, müminler birbirlerini sevip dost edinirlerse, birbirlerine destek olurlarsa inkarcıların inananlara uyguladıkları kötülüklere kesin olarak son verecek ve Allah’ın emrettiği güzel ahlakı yeryüzünde yerleşik kılacaklardır. Açıktır ki, günümüzde dünyanın pek çok yerinde yaşanan adaletsizlikleri, zulüm ve haksızlıkları durduracak şey tüm Müslümanların birbirlerini kardeşçe kucaklamaları, aralarındaki uzaklıkları ortadan kaldırarak bir an önce birleşmeleri ve İttihad-ı İslam’ı oluşturmalarıdır. Müminlerin birlik olmama durumunda meydana gelecek ortamı ise Allah bir ayetinde şöyle haber vermektedir:
İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi, 73)
Hiç şüphe yok ki Allah’tan korkan, vicdan sahibi hiçbir Müslüman, kardeşlerinden yüz çevirmenin ve kardeşleriyle birlik olmamanın karşılığında ortaya çıkan kargaşanın ve zulüm dolu ortamın oluşturduğu fitnenin vebali yüklenmek istemez. Ne var ki Müslümanların birleşmesi için gayret etmeyen herkes şahit olduğu acılardan, zulüm ve haksızlıklardan, savaşlardan sorumlu olacaktır.
Zulmün durmasını isteyen kardeşlerimiz “Ya Rabbi, İttihad-ı İslam’ı bir an önce meydana getir” diye dua etmelidirler
Allah’ı, Peygamber Efendimiz (sav)’i ve mümin kardeşlerini seven her Müslüman, dünyanın dört bir yanında esaret altında yaşayan milyonlarca mazlum insanın, zulüm gören, işkenceye uğrayan, evlerinden sürülen, yokluk içinde yaşamak zorunda bırakılan kardeşlerinin sorumluluğunu üzerinde hissetmeli ve onların huzur ve güvenliğe kavuşmaları için İslam dünyasının bir an önce birleşmesini istemelidir. Nitekim mağdur olan kardeşlerimizi içinde bulundukları durumdan kurtarmanın en kısa, en etkili, en kesin yolu İttihad-ı İslam’ın sağlanmasıdır.
Müslüman dünyasının kurtuluşu için İttihad-ı İslam’ı isteyen kardeşlerimiz “Ya Rabbi, İttihad-ı İslam’I bir an önce meydana getir”, “İttihad-ı İslam’ı hemen oluştur” diye Allah’a dua etmelidirler. Allah müminlerin dualarına icabet edendir. Bu güzel ve hayırlı duayı yapan kardeşlerimiz inşaAllah kısa süre sonra dualarının gerçekleştiğini göreceklerdir. Israrla bu duayı yapan, bu duaya ilişkin faaliyetlerde bulunan müminler hiç kuşkusuz büyük bir sevap işlemiş olacaklardır.
Türk İslam Birliği olmadığı müddetçe, Müslümanların eli yanmaya devam edecektir.
Sn. Adnan Oktar'ın 14 Ekim 2010 tarihli Samsun Aks Tv röportajından
Mezhep kavgaları son bulmalı, farklılıklar ayrılık gerekçesi olarak görülmemelidir
Aynı Allah’a, aynı kitaplara, aynı peygamberlere inanan, aynı kıbleye dönen insanların bölünmeleri, hatta düşmanlık derecesinde birbirlerine cephe almaları ancak şeytanın ilkasıyla meydana gelmiş olan bir fitnedir. Bu fitneye bir an önce dur denmesi şarttır. Alevi, Sünni, Şii, Vahabi, Caferi ve diğer mezheplere mensup tüm Müslümanlar din kardeşi olduklarının şuuruna varmalı, işkence gören, yurtlarından sürülen, öldürülen, sakat bırakılan Müslümanların haykırışlarına kulak vermeli, zaten bugüne kadar hayli vakit kaybettiklerini bir an önce kavrayıp daha fazla vakit kaybetmemek için derhal harekete geçmelidirler. Unutulmamalıdır ki, birleşmek ve ayrılığa düşmemek, Allah'ın hepimize farz kıldığı bir hükümdür. Allah’ın bu hükmünü aciliyetle yerine getirmenin Allah’ın rızasına en uygun olan davranış olacağı açıktır.
Büyük bir yangın var, İslam alemi yanıyor, ellerinde koskoca suyla dolu kap var. Bu suyu döküp yangını söndürmüyorlar.
Adnan Oktar'ın 12 Eylül 2010 tarihli Kanal Avrupa röportajından
Günümüzde zalim yönetimlerin baskı ve zulmü altında yaşamak zorunda kalan Müslümanların acılarını gösteren bazı resimler
(Filistin) Filistin halkı yıllardan bu yana şiddet ve baskıya maruz kalmaktadır. |
(Nepal) Nepalli Müslümanlar yıllardır ırkçı Hindu siviller tarafından zulüm görmektedirler. |
(Nijerya) Nijerya’da çatışmalarda ölen Müslümanların çoğunluğu kendini savunamayacak derecede yaşlı insanlar ve çocuklardan oluşmaktadır. |
(Irak) Irak Müslümanları yıllardan bu yana büyük bir zulme uğramaktadırlar. |
(Keşmir) Keşmirli Müslümanlar acımasızca soykırıma uğramakta ve kendi topraklarında korku içinde yaşamaktadırlar. |
(Doğu Türkistan) Çin yönetimi tarafından öldürülen Doğu Türkistanlı Müslüman Türklerin sayısı 35 milyon gibi inanılmaz bir rakama ulaşmıştır. |