Hz. Adem (as)’dan itibaren her insan farklı bir yaratılış, farklı bir karakterle var olmuştur. Her insanın parmak izleri nasıl birbirinin aynısı değilse, her insanın tabiatı, kişiliği de kendine has bir yaratılışla var edilmiştir. Allah insanları birbirinden farklı kaderlerle var etmiştir. Herkes kendi kişiliğine, hassasiyetine ve eksikliklerine göre kaderinde yaratılan çeşitli detaylarla Allah tarafından denenir, eğitilir yani imtihan edilir.
Her insan fıtrat fıtrat yaratılmıştır. Kimi insan uysaldır, sevecendir. Kimi insan heyecana, korkuya, ürkmeye yatkındır. Kimi insan öfkeye yatkındır, kimi hemen üzüntü duymaya; kimisi ise tartışmaya. Burada onlarca madde sıralayabiliriz. Benzerlikler olabilir ama aslında her insan Allah Katında özel olarak var edilmiştir. Bu Yüce Rabbimiz’in yaratma sanatındaki çeşitliliktendir.
İmtihan insana çeşitli yönlerden mutlaka gelir çünkü dünya bunun içindir. Dünya ahirette güzel bir kabul ile kabul edilip karşılanmamızı sağlamak için yaratılmış bir test mekanı, bir sınama yeridir.
Rabbimiz Mülk Suresi’nin 2’inci ayetinde “O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı.” diye buyurur.
İşte bu yüzden dünyanın eksiği asla tükenmez. Bu yüzden tam her şey düzgün ilerliyor, her şey istenildiği gibi gelişiyor derken Allah o insan için olayları farklı bir biçime sokabilir. Hiç umulmadık bir anda hayatında pek çok beklenmedik süprizlerle karşılaşabilir. Yapmayacağım dediği bir hatasını insan tekrarlayabilir. Hiç beklemediği bir anda hastalıklarla karşılaşır, malını, mülkünü kaybedebilir, düzen içinde ilerlediğini düşündüğü hayatının tamamen değiştiğini görebilir. Bir anda sevdiklerinden uzak kalabilir; özlemle imtihan olabilir. İşte bu noktada imanlı olan kişi, tercihini Allah’tan yana yapmalıdır. Önemli olan Allah’a yönelmektir. Allah’ın istediğini, İslam’ın hayrına olanı tercih etmektir, önemli olan İslam yolunda el birlik gayret eden Müslümanlarla güzellikle hep birlikte deccaliyete karşı ilimle, bilimle ve fikirle mücadele vermektir.
Herkes fıtratındaki eksikliği gidermesi, ruhunu olgunlaştırıp, sağlamlaştırması, tamir edebilmesi için çeşitli olaylarla imtihan olur. Bir insan iman ediyorsa bu gerçeği unutmadan karşılaştığı olayların gizlideki manasını görmeye çalışmalıdır. Hiç bir güzellik emeksiz elde edilmez. Aslında insan hayatında denenme olarak verilen tüm bu sınamalar, değişkenlikler, ilk anda çoğu zaman eksiklik zannedilen detaylar, Allah Katında müthiş hayırlarla yaratılmış, ardında üst güzellikleri barındıran sırlardır. İnsanların çoğunluğu olaylara sadece kendi küçük boyutlarından bakabildikleri için, yaşadıklarının hikmetlerini göremez ve kavrayamazlar. İşte bu noktada müminin değeri ortaya çıkar.
Hikmetini bilemediği bir konuyu, Allah taraflısı olarak, pozitif değerlendirmeyi tercih ettiği için mümin hayırlıdır, kıymetlidir. Şefkat duyulmaya layık bir varlıktır. İman eden insan sevilmeye layıktır, çünkü o bilmediği bir şeyde Allah’a hüsn-ü zan ederek, Allah’ın mutlaka hayır ve güzellikle onu koruduğuna iman ederek yaşar.
İnsan acizlikler içerisinde, sınırlı bilgilerle yaratıldığı dünyasından baktığında Allah’ın sırlarını Allah’ın dilemesi dışında bilemez. Yüce Rabbimiz’in sonsuz hayırlarla birlikte yarattığı kaderin güzel seyrinde, insan en yüksek güvenliğin altındadır; esirgenmektedir, korunmaktadır, gözetilmektedir. Her şey Yüce Rabbimiz’in mükemmel iradesi altında mutlak bir hayır ve güzellik içinde oluşmaktadır. Bu gerçek mutlaka iyice düşünülmeli, bilinmeli, her an hatırlanarak bunun huzuruna, güzelliğine teslim olunmalıdır.
Allah her kulu için mutlaka güzellik ister, her zaman daha hayırlısını diler, ahirette onu sonsuz güzel bir güvenlik içinde yaşatmak ister. Ahiret hayatını hak etsinler diye de Allah kullarını dünyada sınamadan yani bir testten geçirir. Bu, iman edenler için olduğu kadar iman etmeyenler için de geçerlidir. Allah çeşitli denemelerle insanları düşünmeye ve imana yöneltir. Dünyadaki nimetler ve güzellikler yine imtihanın gereği olarak iman eden-etmeyen tüm insanlara sunulmuştur ama ahirette aradaki fark belli olacak ve bu nimetler yalnızca iman edenler için en güzeliyle var edilecektir. İman eden her insan Rabbimiz’in Duha Suresi, 4’üncü ayetinde buyurduğu gibi mutlaka bilmelidir ki, “Şüphesiz onun için son olan, ilk olandan (ahiret dünyadan) daha hayırlıdır”.
Güzeller güzeli Allah’ımız hep kullarını bağışlamak ister, onlar için iyilik, hayırlar diler. Dünyada tek tek her şey, yiyeceklerden, teknolojiye kadar her detay, Allah tarafından insanlara yüksek birer konfor-nimet olarak yaratılmıştır. Rabbimiz sonsuz şefkatlidir. Rabbimiz’in Nisa Suresi 147’inci ayetinde buyurduğu gibi, “Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah azabınızla ne yapsın? Allah şükrün karşılığını verendir, bilendir.”
Kulların yapması gereken, herşeyde Allah’a güzel bir tevekkül ve sevgiyle yönelmek, derin bir imana ve içli bir ruha sahip olmak için gayret etmektir. Unutmayalım ki Allah’a boyun eğmek, karşılaşılan her olayda hayrını baştan hemen peşinen kabul ederek, güzel bir sabırla sabretmek insanın hem kendisine hem de çevresine huzur verecektir.
Adnan Oktar'ın News Rescue'da yayınlanan makalesi:
Merkezi New York’ta bulunan uluslararası haber sitesi Rescue News, Harun Yahya’nın “İmtihan Güzeldir” başlıklı makalesini 25 Aralık 2016 tarihinde yayınladı.
http://newsrescue.com/the-trial-is-beautiful/#axzz4ToMoNpaJ
http://www.harunyahya.org/tr/Articles/234443/Imtihan-Guzeldir