"Allah dedi ki: "İki ilah edinmeyin: O, ancak tek bir İlahtır. Öyleyse Ben`den, yalnızca Ben`den korkun. " (Nahl Suresi, 51)
Bir insanın, Allah (cc)'a olan yakınlığının ve imanının artması, her an ihlaslı davranması, güzel ahlak gösterebilmesi ve bunda istikrarlı olması sadece Allah (cc) korkusuyla mümkün olur. Allah (cc) sonsuz şefkat, merhamet ve adalet sahibidir. Dolayısıyla Allah (cc) korkusu, sonsuz şefkat, merhamet ve adalet sahibi olan Allah (cc)'a karşı içli bir saygı, O'nun rızasına aykırı gelmekten çekinme ve O'na isyan edip azabına müstahak olmaktan sakınmaktır.
Allah (cc) korkusu, insanın aklını ve vicdanını harekete geçirir. İnsan, Allah (cc) korkusu sayesinde, kötülüklerden ve yanlışlardan uzak durur, kendisini maddi veya manevi olarak yaralayacak tehlikelerden kurtulur. Allah (cc) korkusu, insana akıl ve basiret (olayların içyüzünü görme gücü) kazandırır. Bir Kuran ayetinde, insanların Allah (cc) korkusu sayesinde akıl ve anlayış kazandıkları şöyle bildirilmektedir:
"Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir. " (Enfal Suresi, 29)
Allah (cc) korkusu kişiye manen çok büyük bir kuvvet kazandırır. İnsan, Allah (cc) korkusu sayesinde, kendisine Rabbimiz'in sevgisini kaybettirebilecek kötülüklerden sakınmış olur. Allah (cc)'tan korkan bir mümin Allah (cc)`ın beğenmeyeceği bir ahlak göstermekten şiddetle kaçınır. Allah (cc)'ın sevgisini kazanacağını umduğu davranışlarda bulunur.
Allah (cc) korkusu, insanın Rabbimiz'e yakınlaşmasının ve O'nun sevgisini kazanmasının önündeki engelleri kaldırır. Bu engellerin başında da insanın kendi nefsi gelir. Allah (cc)'ın Kuran'da bildirdiği üzere, insanın nefsinde hem kötülük hem de ondan sakınma duyguları vardır. İşte insana nefsindeki bu kötülükle mücadele etmesi, ona teslim olmaması için manevi bir kuvvet gereklidir. Bu kuvvet, Allah (cc) korkusudur. Allah (cc)'tan korkan insan, nefsinin bencil tutkularına esir olmaz. Allah (cc)'a karşı olan derin saygısı sayesinde, O'nun rızasına aykırı düşüncelerden ve işlerden uzaklaşır. Bir ayette, ancak Allah (cc) korkusuna sahip olan insanların, kendilerine yapılan Kurani uyarılardan istifade edebilecekleri şöyle bildirilmektedir:
"Sen ancak, zikre (Kur'an'a) uyan ve gayb ile Rahman olana içi titreyerek korku duyan kimseyi uyarırsın. İşte böylesini, bir bağışlanma ve üstün bir ecirle müjdele. " (Yasin Suresi, 11)
İnsanın çabası, Allah (cc) korkusunu artırmaya yönelik olmalıdır. Bunun için, Rabbimiz'in yarattıkları üzerinde derin düşünerek, bunların detaylarına kadar inen benzersiz sanatı ve kudreti görmeli ve Allah (cc)'ın büyüklüğünü her düşündüğünde daha da fazla kavrayarak, O'na karşı duyduğu saygı dolu korkuyu, gücü ne derece yetiyorsa, o kadar artırmalıdır. Yüce Allah (cc) Kuran'da şöyle buyurur:
"Ey iman edenler, Allah'tan nasıl korkup-sakınmak gerekiyorsa öylece korkup-sakının ve siz, ancak Müslüman olmaktan başka ölmeyin. " (Al-i İmran Suresi, 102)
"Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar Allah'tan korkup-sakının, dinleyin ve itaat edin. Kendi nefsinize hayır olmak üzere infakta bulunun. Kim nefsinin bencil-tutkularından korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır. " (Teğabün Suresi, 16)
Allah (cc) korkusu arttıkça, müminin sevgi konusundaki duyarlılığı da artar. Allah (cc)'ın yarattığı varlıklardaki güzellikleri daha iyi fark eder. İnsanlara, doğaya, hayvanlara ve herşeydeki estetiğe Allah (cc)'ın güzel vasıflarının bir yansıması olarak bakma kabiliyeti kazanır. Bu, etrafındaki herşeyin kendisi için birer nimet olarak yaratıldığını daha iyi görmesini sağlar. Dolayısıyla hem bu nimetlere karşı, hem de bu nimetleri yaratan Allah (cc)'a karşı sevgisi aynı oranda artar.
Bu sırrı kavrayan insan, Allah (cc) sevgisini de kavramıştır. Herşeyden çok Allah (cc)'ı sever ve sevdiği diğer varlıkların da Allah (cc)'ın birer tecellisi olduğunu bilir. Onları da Allah (cc) rızasına uygun olarak sever; Allah (cc)'a itaatli olan müminleri sever, Allah (cc)'a karşı düşman olanlara ise kalben soğukluk duyar.
İnsanı mutlu eden, ona neşe ve huzur veren gerçek sevgi, yalnızca Allah (cc) sevgisidir. Bir ayette müminlerin Allah (cc) sevgisi şöyle bildirilmiştir:
"İnsanlar içinde, Allah'tan başkasını 'eş ve ortak' tutanlar vardır ki, onlar (bunları), Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha güçlüdür... " (Bakara Suresi, 165)