Abdullah Özdoğan Röportajı, 2 Mart 2009 Adnan Oktar: İkincisi de özellikle Ermenistan ve Azerbaycan sınırlarının açılması. Ben oradan özellikle başlanmasını istiyorum. Aynı gün ve aynı saatte iki yerde birden kapılar açılacak. Hükümet karar alacak, diyecek ki, buraya pasaporta, vizeye gerek yok istediğiniz gibi girip çıkabilirsiniz. Nasıl Suriye ile oluyor bayram günleri geçiş izni oluyor. Adamların pasaportu yok, vize de yok, girip çıkıyor herkes, ne oluyor yani kime bir zararı oluyor bunun? Kimi rahatsız ediyor?... Hakem onları böyle kucaklarsa, iki kardeş birbirine sarılır. Muhabbetle, coşkuyla bu konuyu yani yarım saatte, bir saatte hallederler. Ermeniler öyle küt bir millet değildir. Bunlar şefkatli, efendi insanlardır. Aklı başında ve nezaketi bilen insanlardır. Cumhurbaşkanımız oraya gittiğinde o Ermenistan’da bulunan intikam anıtları var biliyorsunuz, ışığını kapattılar adamlar, ne demek bu biz de bundan mutazarırız, rahatsızız, istemiyoruz. Siz bize sevgi gösterirseniz, böyle bağrınıza basarsanız, biz de bunun ışığını söndüreceğiz. Anlamı budur. Adamlar Karabağ’ı ne yapsın, bomboş şu an, arazide kimsenin bir şey yaptığı yok orada, yani adamlar toprak meraklısı değil. Kim bilir ne sebeple yaptılar yani birbirine düşürmek için, iki tarafı düşman haline getirmek için yapılmış bir oyun bu. Güya kardeşlerin arasını açacaklardı, bu oyuna gelmiyoruz. Azerbaycan’la Ermenistan’ın sınırı açıldığında, Azeriler gider, Karabağ’ın ortasına evlerini yaparlar. Hiçbir şey olmaz. MPL TV Satranç Tahtası Programı, 19 Aralık 2008 Adnan Oktar: Bütün bu bölgenin ağabeysiyiz biz, dostuyuz. Hepsi bizim komşumuz, binlerce sene, yüzlerce sene iç içe yaşamışız biz, tamamen suni bir ayrılık var. SINIRLAR AÇILSIN, VİZELER KALKSIN, GÜRÜL GÜRÜL TİCARET YAPALIM, BAĞRIMIZA BASALIM ONLARI, BİR SEVİNÇ OLSUN, BAYRAM OLSUN, BEREKET, BOLLUK BÖYLE HER YERİ BİR SARSIN. Dünya da görsün bu kalleşliğin, egoistliğin, bencilliğin çirkinliğini görsünler, bize özensinler. |