Ne demiştiNe oldu


Kanal 35 TV Röportajından, 14 Şubat 2009

Adnan Oktar: Havuzlarda da öyle. Yüzme havuzlarında da öyle, tuvalete gidiyor. Mantar hastalığı oluyor, rahatsızlıkları oluyor, enfeksiyon oluyor vücudunda, çıkıp geliyor. Direk havuzun içine atlıyor adam, şortuyla ve bütün o vücudundaki pislik yıkanmış oluyor havuzun içerisinde. Öbürü de yıkanıyor, öbürü de yıkanıyor, herkes yıkanıyor. Kir havuzun tamamını kaplamış oluyor. Herkes yıkanmış oluyor. Onun ağzına, burnuna, kulaklarına, her tarafına oranın suyu doluyor. Vücuduna da bulaşıyor. Çok mutlu şekilde havuzdan çıkıyor. Böyle şey halde, neşeli bir halde. Halbuki orda yani çok kötü birşey olmuş oluyor, çok rahatsız edici bir şey olmuş oluyor. Sonra ortakulak iltihabı oluyor. Sinüzit oluyor, boğaz enfeksiyonu oluyor. Birde daha da kötüsü yani tiksindirici bir şeyin içine girmiş oluyor. Halbuki havuzun, havuza gidecek bir insanın bir kere tam anlamıyla yıkanıp, tam steril halde olması lazım. Çok güvendiği insanlar o havuza giriyorsa insan güvenebilir. Senin bilmediğin, etmediğin, 400 kişi, 300 kişi birden aynı havuza giriyorsa, hepsinin kiri orada yıkanıyorsa, mesela tuvaletten çıkıyor, o şekilde giriyor oraya, direk atlıyor havuzun içerisine. Vücudundaki bütün enfeksiyonlar, hastalıklar, kirleri falan o havuzun içerisine yayılıyor. Orada suyu da yutuyor ayrıca. Kulaklarına doluyor. Çok mutlu olduğunu söylüyor.

Sunucu: Maalesef.

Adnan Oktar: Biraz akılcı davranılırsa, derin düşünülürse, bunun hiç de öyle olmadığı anlaşılır. Onun için böyle eğlence yerlerinde de temizliğe, steril olmaya çok özen gösterip, güvenliğe çok dikkat etmek lazım. Bunun içinde böyle yerlerin gerçekten Allah’tan korkan, Allah’ı çok seven insanların kontrolünde olması ve oraya gelenlerin de Allah’tan çok korkan, Allah’ı çok seven, temiz insanlardan oluşması durumunda insanın kafası ve ruhu rahat edebilir ve güven içerisinde oturabilir. Öbür türlü eziyetten başka bir şey değil. Tabii ki çok büyük bir gerilim ve teyakkuz hali olacaktır. İnsan orada nasıl mutlu olsun? Bayağı bir aklını açması lazım insanın, yani aklının kullanılmaması gerekir..


Habertürk, 16 Haziran 2009



HER HAVUZA ATLAMAYIN

Sıcakların bastırmasıyla birlikte vatandaş serinlemek amacıyla havuzlara akın ediyor. Ancak hijyeni sağlanmayan yüzme havuzları birçok enfeksiyonel hastalığa neden olabiliyor.

Havuzların durağan sular olması nedeniyle kolaylıkla kirlenebildiğini kaydeden Gülçimen, bu nedenle havuzlarda mutlaka hijyen şartlarının sağlanması gerektiğine dikkat çekti. Sağlık sorunlarının önüne geçebilmenin yolunun havuz suyunun çeşitli kimyasallar ile dezenfekte edilmesi olduğunu anlatan Gülçimen, havuz suyunu dezenfekte etmek için gerekli olan kimyasal maddelerin belirlenen değerlerin üzerinde olmasının gözü tahriş ettiğini söyledi. Bunun da gözde kızarma, yanma gibi sorunlara yol açtığını belirten Gülçimen, “Unutmayın, temizlik kurallarına uyulmayan havuzlar kirli sayılan denizlerden daha tehlikelidir.” dedi.

Milli Gazete, 26 Haziran 2009



HAVUZ KEYFİ KABUSA DÖNÜŞMESİN

Kulaklarınızı kaybetmeyin...

Havuza ve denize girilen yaz aylarında kulak sağlığına daha fazla özen gösterilmesi gerektiğini söyleyen KBB Uzmanı Dr. Akın Erkan uyarıyor: Özellikle kirli havuzlar dış kulak yolu iltihabına yani ‘yüzücü kulağı’na neden olabiliyor. Bunu önlemek için tatile gitmeden önce bir Kulak Burun Boğaz uzmanına muayene olup, kulak bakımı yaptırın. Yaz aylarında havuz ve deniz döneminin başlamasıyla artış gösteren dış kulak yolu enfeksiyonları tatilin tadını kaçırabilir! Özellikle yeterince temiz olmayan havuz sularının neden olduğu dış kulak iltihabı yani ‘yüzücü kulağı’, son derece ağrılı şikayetlere neden olabiliyor.