Kaçkar TV, 22 Nisan 2010 Adnan Oktar: Mesela havuza giriyorlar, adam banyodan çıkıyor direk havuza balıklama dalıyor. Mesela enfeksiyon oluyor vücudunda, rahatsızlıklar oluyor mesela. Vücudunun görünmeyen yerlerinde kirler oluyor, havuzun içinde tertemiz oluyor. Hepsi birden doluşuyor havuzun içerisine. Burnuna, ağzına, kulaklarına her yerine doluyor su. Yutuyor da o suyu, “çok mutlu olduk” diyor. Halbuki insan temizliğe özen gösterir, çok dikkatli olur. Nitekim de havuzlarda o tip havuzlara girenler de, hepsinde sinüzit var, alayında. Hepsinde orta kulak iltihabı oluyor, göz enfeksiyonları var, akciğer enfeksiyonları var. Hep öksürürler, tıksırırlar dikkat edersiniz öyle tipler. Binbir türlü bir de hiçbir şeyi yokmuş gibi yapar. Sinüziti var, onu da iftiharla söylüyor, sanki bir şeymiş gibi, böyle ödülmüş gibi sinüzütinin olması; ilk “Selamun Aleyküm, nasılsın?” diyoruz, ”sinüzit var” diyor. Sanki böyle altını varmış gibi, gümüşü varmış gibi onunla iftihar ederek, bir acayip. Yani bilmiyorum ben yanlış mı görüyorum? Mantık bulamıyorum ben bunda. Akılcı bakmak lazım. Derinlikte zevk vardır, güzellikler vardır, tutkuda güzellik vardır. Değil mi? Derin düşüncede güzellik vardır. Detaylarda güzellik vardır ve alabildiğine temiz ortamda, temiz insanlarda güzellik vardır. Karmakarışık, tehlikeli, mafyası orada, iti kopuğu orada, esrar keşi orada, kimin ne yapacağı belli değil. Adamın tabağı, onun aynı, onun aynı, onun kapından ona yedirtiyor, onun kabından ona yedirtiyor, onun bardağından da o içmiş oluyor, aynı yerde hepsi yıkanıyorlar. Ben burada eğlendirici bir yön görmüyorum. Tabii hepsi için demiyorum da, bir kısmı için ben bu özellikleri söylüyorum. Müslümanlıkta zevk alınacak şeyler bambaşkadır. Yani derinlikler bambaşkadır. |