Evrim teorisine göre canlılık, yaklaşık 3.5-4 milyar yıl önce "kimyasal çorba" denilen bir ortamda, okyanuslarda ortaya çıktı. Evrim hikayesine göre ilk önce proteinlerin, sonra da tek hücreli canlıların oluşmasıyla başlayan ve yaklaşık 2 milyar yıl boyunca okyanuslarda devam eden bu ilkel canlılık, omurga sistemine sahip balıkların evrimleşmesiyle en son noktaya ulaştı. Bu noktadan sonra ise, hikayeye göre, o ana kadar suda yaşamakta olan balıkların bir kısmı kara ortamına geçme ihtiyacı hissettiler ve böylece karalarda da canlılık başladı.
Hiçbir delile dayanmayan ve sadece kurgudan ibaret olan bu hikaye, her aşamasında ayrı bir açmaz içindedir aslında. Herşeyden önce, ilk proteinin nasıl oluştuğu, hatta ondan önce, proteini oluşturan amino asitlerin nasıl oluştukları ve düzenli bir biçimde birbirlerine nasıl eklenebildikleri sorusunun bilimsel bir cevabının olmaması, evrim teorisini daha ilk aşamasında çökertir. Çünkü proteinlerin yapıları o denli komplekstir ki, evrimcilerin bile kabul ettiği üzere, bunların "tesadüfen" oluşmaları ihtimali pratikte sıfırdır.
Bugün, 20. yüzyılı geride bırakırken, hala, 20. yüzyıla girdiğimizde sahip olduğumuz en büyük çözülmemiş problemle karşı karşıyayız: Hayat yeryüzünde nasıl başladı?26
Kimyasal ve moleküler evrim alanlarında, yaşamın kökeni konusunda otuz yılı aşkın bir süredir yürütülen tüm deneyler, yaşamın kökeni sorununa cevap bulmaktansa, sorunun ne kadar büyük olduğunun kavranmasına neden oldu. Şu anda bu konudaki bütün teoriler ve deneyler ya bir çıkmaz sokak içinde bitiyor ya da bilgisizlik itiraflarıyla sonuçlanıyor.27
Darwinizm'in ortaya attığı ve aslında 19. yüzyılın ilkel bilim düzeyinin bir sonucu olan "organik maddeleri karıştırın, kendi kendilerine hücre oluştururlar" şeklindeki iddia, bilim dışı batıl bir inanıştır. Bilim, tüm canlıları Allah'ın kusursuzca yarattığı gerçeğini tasdik etmektedir.
27. Klaus Dose, "The Origin of Life: More Questions Than Answers", Interdisciplinary Science Reviews, vol. 13, no. 4, 1988, s. 348.