Bağnazlığın Avrupa ülkeleri üzerinde İslam alemine karşı önyargılar meydana getirmesi Sayın Adnan Oktar’ın sıkça dile getirdiği bir konu. Özellikle Türkiye’ye karşı Batıda var olan önyargıların kırılması için Başbakan Erdoğan’ın modern bir üslup kullanması gerektiğini ifade eden Sayın Adnan Oktar’ın çağrısına benzer bir çağrıyı Fehmi Koru da yaptı. 6 Haziran 2013, A9 TV ADNAN OKTAR: Tayyip Hocam, belki biraz hani muhafazakarların onun modernliğinden rahatsız olacağını da düşünüyor olabilir, bir denge siyaseti güdüyor olabilir. Arap ülkeleri, onlar beceremedi. Mesela Mısır beceremedi. Buraya da geldiler gariplerim, hakikaten çaresizler, ne yapacaklarını bilemiyorlar. Komünistlerin de gücü yok. Dindarlar da kalabalıklar ama bağnaz felsefe hakim olduğu için, yeni bir dine bakış açıları da olmadığı için, bağnaz felsefe ellerini kollarını bağlıyor, felç ediyor onları. Mesela kadını yarım görüyor sistemleri, felsefeleri. Şimdi kadına saygı gösterecek, felsefesinde yok. Yapamıyor o yüzden. Mesela çocuk sevgisi, temizlik. Çünkü diyor ki, “bir hırka, bir lokma.” Beton zeminde yatıp kalkıyor adam. Kaliteyi yok ediyor. Halbuki kalite çok çok önemlidir. Yani iktidarların en önemli hedeflerinden birisi kalitedir. Mesela kalite olmuyor. Yani şimdi Türkiye’de de işin doğrusu kalite düşük. Hizmet güzel ama kalite düşük. Tayyip Hocam, ultra modern olup bütün Avrupa’nın hayran olacağı bir üsluba dönse, şahane olacak. Yapsın bence. Hepsinin de ağzını tıkamış olur. İnşaAllah. 22 Haziran 2013, A9 TV ADNAN OKTAR: Benim Tayyip Hocam'a tavsiyem, modern hayat tarzına, modern insanlara, modernliğe desteğini açıkça göstermesi bayağı güzel olur bence. Çünkü bütün Avrupa modern, Amerika modern. Modernliği dünyanın her tarafı seviyor. Pakistan'da bile modernlik seviliyor düşün yani. Tutucu bir toplum, onlar bile modern Başbakan arıyorlar. Tabii, İran'da bile modern adam arıyorlar, reformcu seçiyorlar. Bağnazlar bile sever moderni. Yani karşıymış gibi görünür ama severler. Modernlik neşe verir, güzeldir. Böyle klasik sağ, yani 1942'lerin modeli dünyada gitmez. İnsanları sıkar, bunaltır. İnsan çabuk sıkılan, bunalan bir varlıktır. Onların böyle sevgiye, neşeye, muhabbete ihtiyaçları var. Coşkuya ihtiyaçları var. |