www.Allahinvarlikdelilleri.com
Allah tüm canlı türlerinde olduğu gibi kelebelerin de hayatta kalmaları için çeşitli sistemler yaratmıştır. Kelebeklerin yumurtaları ebeveynleri onları nereye asarsa orada kalır, zamanı geldiğinde çatlar ve yavru kelebekler doğar. Kelebeklerin gelişim aşamalarında önemli bir evreyi oluşturan yumurtalar aynı zamanda Yüce Rabbimiz’in kusursuz detay ve estetik sanatının örneklerindendir.
Kelebek Yumurtalarının Koruyucu Dış Kabuğu
Kelebek yumurtaları sert çatılı bir dış kabukla korunmaktadır. Bu yüzey, yumurtaların kurumasını engelleyen, ince balmumu bir tabakayla kaplanmıştır. Her yumurtanın ucunda boru şeklinde, mikrofil olarak adlandırılan, bir dizi açıklık vardır; bu deliklerin amacı spermin içeri girerek yumurtanın döllenmesine izin vermesidir. Kelebek ve güve yumurtaları türlerine göre boyut olarak farklılık gösterir, ancak hepsi ya küre biçiminde ya da ovaldir.
Kelebeğin yumurtasındaki bu koruyucu özellikler, Kendi varlığını, sanatını ve gücünü hissettiren, göklerin, yerin ve bütün alemlerin Rabbi olan Allah’a aittir.
Kelebek Yumurtaları Özel Bir Yapışkan Madde ile Tutunurlar
Kelebekler yumurtalarını sürekli olarak bitkilerin üzerine bırakırlar. Her kelebek türünün kiracı olduğu oldukça geniş bir bitki yelpazesi vardır. Bazı kelebek türlerine ise sadece bir bitki türü ev sahipliği yapar. Fakat çoğunlukla kelebekler farklı çeşitlilikte ve çoğu zaman da aynı familyadan olan bitkileri kullanırlar.
Kelebek yumurtaları hızlı bir şekilde kuruyan özel bir yapışkanla yaprağa tutunurlar. Bu madde sertleştikçe büzülür ve bir yumurta şeklini alır. Bu yapışkan, yarımay şeklindeki her yumurtanın tabanını kaplar. Bu yapışkanın yapısı henüz bilinmemektedir ve araştırmacıların merak ettiği özel kimyasallardan biridir. Bu yapışkan o kadar serttir ki, sert kılların yapıştığı ipek bez birbirlerinden ayrılamaz. Allah bu örnekte olduğu gibi yeryüzündeki her canlıyı kusursuz bir şekilde yaratmış ve onlara ihtiyaçları olan bütün özellikleri vermiştir. Allah bu kusursuz yaratma sanatını Kuran’da şöyle haber verir:
“O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, ‘şekil ve suret’ verendir. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O’nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir.“ (Haşr Suresi, 24)
Yavruların Yumurtadan Çıkış Süresi Kelebek Türlerine Göre Değişir
Birçok kelebekte yumurta dönemi birkaç hafta kadar sürmektedir. Ancak kış mevsimine yakın bırakılan yumurtalar, özellikle ılıman kuşakta bulunan bölgelerde, bir dinlenme safhasından geçerler ve yumurtadan çıkma ilkbaharda gerçekleşebilir. Diğer kelebekler yumurtalarını ilkbaharda bırakırlar ve yaz mevsiminde yumurtadan çıkarlar. Bu kelebek türleri arasında Mourning Cloak ve Büyük ve Küçük Kamplumbağa kabuğu kelebekleri gibi kuzey türleri sayılabilir. Kelebeklerin renkli ve farklı desenlere sahip yumurtaları Allah’ın benzersiz renk ve estetik sanatının birer tecellisidir. Yumurtadaki simetrik özellikler de tesadüflerle oluşamayacak mükemmelliktedir.
Rabbimiz Kelebek Türlerinin Yumurtalarında Mükemmel Bir Çeşitlilik ve Estetik Yaratmıştır
Passiflora bitkisinin filizine yerleştirilmiş olan Julia heliconian kelebeği yumurtası aç karıncalardan ancak bu şekilde korunabilir. Bu tür, yumurtalarını özellikle bitkilerin kıvrılmış asmalarına yerleştirir. Hiçbir canlı böyle bir işlemi kendi kendine ya da tesadüfen akledemez. Elbette ki kelebeğe kamuflaj yeteneğini veren, üstün akıl ve bilgi sahibi olan Allah’tır.
Baykuş kelebeği yumurtasının mozaik deseni bir iniş rampasına benzer. Tam merkezinde mikrofil adı verilen, spermlerin yumurtaya giriş yaptığı ufak bir ağız vardır. Baykuş kelebeği yumurtasındaki bu detay üstün güç sahibi Allah’a aittir. Allah her canlıya ihtiyacı olan özellikleri verendir.
Morpho kelebeklerinin yumurtalarında görülen kırmızı bant döllenmeyi takip eden bir kimyasal reaksiyonun sinyalini verir. Yumurtanın içinde dünyanın en büyük kelebeklerinden olan ve 12 ile 20 cm kanat uzunluğuna sahip olan mavi morphonun embriyosu bulunur.
Adonis mavi kelebeği çok seçici olduğu için nadir bulunan bir kelebek türüdür. Yumurtalarını sadece Avrupa’da bulunan çok yıllık bir bitki olan at nalı baklasının üzerine bırakır. Dahası, kolay iniş için, tavşanlar tarafından biçilmiş toprak parçalarını ararlar.
Bu kelebeğin yumurtasının üzerindeki dantel deseni izler spermin yumurtaya girdiği mikrofilin yerini belirler. Benzer bir desen kırmızı dantel kelebeğine adını veren pullarla kaplı kanatlarında da bulunmaktadır.
Yumurta yapısındaki desenler ile kelebek kanatlarındaki desenlerin birbirinin aynısı olması bu özel desenlerin tesadüflerle oluşamayacağını göstermektedir. Kuşkusuz bu desenlerin Yaratıcısı göklerin, yerlerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi olan Allah’tır. Allah’ın canlılar üzerindeki hakimiyeti Kuran’da şu şekilde bildirilmektedir:
Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a tevekkül ettim. O’nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir. (dosdoğru yolda olanı korumaktadır)” (Hud Suresi, 56)
Dingy skipper’ın yumurtası gazel boynuzunun üzerine bırakılır. Avrupa ve Asya’nın bazı bölgelerinde bulunan kelebeğin yetişkinleri pek çok kelebek türüne göre daha sade bir görünüme sahiptir. Ancak gri-kahverengi kanatları üzerindeki kahverengi ve küçük beyaz benekler Yüce Allah’ın detay sanatına en güzel örneklerden biridir.
Büyük beyaz kelebek sarı yumurtalarını lahana yapraklarının ve brüksel lahanası filizlerinin yan alt kısımlarındaki yığınlara bırakır. Bu yumurtalar sonsuz ilmi, sanatı ve aklıyla kusursuzca yaratan alemlerin Rabbi olan Allah’ın apaçık varlığını göstermektedir. Bir ayette Rabbimiz’in yaratma sanatı ve ilmi şöyle haber verilmiştir:
“…Herşeyi ‘sapasağlam ve yerli yerinde yapan’ Allah’ın sanatı (yapısı)dır (bu)…” (Neml Suresi, 88)
Zebra uzun kanatlı kelebek yumurtasının turuncu renk tonu avcıları uyarmak içindir: Uyarıya rağmen, avcılar cesaretlerini toplayarak yumurtayı yemeye kalkarsa yumurtanın içeriğinde siyanür ve başka toksik maddeler uyarının boşuna olmadığını gösterir. Bu canlılara kendilerini korumak için gerekli sistemleri veren, her şeyi koruyan ve gözeten Allah’tır.
Rabbimiz’in, her şeyin hakimi olduğu bir ayette şöyle haber verilmektedir:
“Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur. Şüphesiz Allah, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan (Gani)dır, övülmeye layık olandır.” (Hac Suresi, 64)
Tırtıllar Dört Aşama Sonunda Gerçek Bir Kelebek Görünümüne Kavuşurlar
Kelebekler kanatsız doğarlar. Son hallerine ulaşmaları için dört aşama geçirmeleri gerekir. Bazıları 24 saat bazıları 1-2 ay ömre sahip olan kelebekler yumurtadan bir kurtçuk olarak çıkarlar. Kurtçuk büyüdüğünde küçük sevimli bir tırtıl olur ve kelebeğin ikinci devresi başlar. Tırtılın vücudunda toplam 14-15 halka vardır. Başında küçük gözleri vardır, ağız kısmında ise bizim dişlerimiz gibi çiğnemeye ve ezmeye yarayan çenesi bulunur. Gövdesinin ön kısmından karnına kadar olan bölgede 8 bacağı vardır. Kelebek henüz tırtıl iken kanatları yoktur ve antenleri çok kısadır. Tükürük bezleri ise bir çeşit ipek salgılar. Tırtılların diğer canlılar gibi büyüdükçe boyları uzamaz. Onlar büyüdükçe kendi derilerine sığamayacak kadar şişmanlarlar. Sonunda tırtıllar yavaş yavaş derilerini yırtarak ondan kurtulurlar. Yerine, genişlemiş bedenlerine daha uygun olan yeni bir deri çıkarırlar.
Tırtıl, böcek yiyen kuşlar için çok lezzetli bir canlıdır. Tırtılların kendilerini korumaları için çeşitli saklanma teknikleri vardır. Bazıları dimdik ayakta durarak dal taklidi yapar, bir kısmı kendi rengindeki bir yaprağın üstünde durarak kendisini kamufle eder bazıları ise ölü taklidi yapar. Bu saklanma teknikleri tırtılın yaşamını sürdürüp ileride kelebek olabilmesi için çok önemlidir.
Tırtıl bu kamuflaj tekniklerini kelebek olduktan sonra da kullanır. Örneğin bazı kelebekler kendilerine uygun renkte olan bölgelerde yaşarlar. Böylece kolayca saklanabilirler.
Üstün korunma sistemiyle gelişimine devam eden tırtıl nihayet üçüncü devreye girer. Tırtıl bu devreye geçeceği vakit karnını tıka basa yaprakla doldurur ve neredeyse çatlayacak hale gelir. Bu devrede tırtıl kendisini bir torbanın içine hapseder ve burada değişime başlar.
Bu evrede canlının etrafında oluşan sert kabuğa “krizalit” denir. Kabuğun içinde iken canlı hareketsizdir ve hiç yemek yemez. Yalnızca tırtıl iken yediği yaprakların enerjisini kullanır. Krizalit kabuklar bir yaprağın kayanın veya bir dalın üzerine tutturulmuştur. Aşağı yukarı 10 gün kadar bir süre geçtikten sonra kelebek birkaç dakika içinde krizalitin kabuğunu yırtarak çıkar.
O anda kelebeğin kanatları henüz normal boyutlarına ulaşmamıştır. Dördüncü evrede yeni kelebek kanatlarını germek için kanatlarının üzerindeki damarları vücut sıvısıyla şişirir. Kanatlarını kuruttuğu an ise hiç eğitim almadan anında uçar.
www.evrimsacmaliklari.imanisiteler.com
Allah’ın “koruyan”, “esirgeyen”, “merhamet eden” sıfatlarını her yerde ve her şeyde görürüz. Allah yarattığı her canlıya, onları tehlikelerden koruyacak özellikleri de vermiştir. Yoksa, kelebeğin kendisini ve yumurtasını koruması gerektiğini düşünebilecek bir aklı yoktur. Tüm bu kolaylıkları ona sağlayan gökleri, yeri ve bunlar arasındaki herşeyi yaratan Rabbimiz’dir. Bazı insanlar bu canlılara bakarak Allah’ı anmaz ve canlılar sanki tesadüfen oluşmuşlar gibi davranarak nankörlük ederler. (Allah’ı tenzih ederiz) Müminler ise, Allah’ın yarattığı canlılarda kendileri için dersler olduğunu bilirler. Allah bunu bir ayette şöyle bildirmiştir:
“Sizin için hayvanlarda da elbette ibretler (dersler) vardır...” (Nahl Suresi, 66)