Arabalar, bilgisayarlar, televizyonlar, evlerimizdeki fırınlar, kullandığımız telefonlar...
Bu ürünlerin hepsi, demir, bakır, çinko, alüminyum gibi metallerden ve petrolün bir yan ürünü olan plastikten oluşur. Yani bu hammaddeler, özellikle de metaller dünya üzerinde bulunmasaydı ya da insanoğlunun bu maddeleri kullanma imkanı olmasaydı, hayatımızı bu denli kolaylaştıran teknolojiden söz etmek de mümkün olmayacaktı.
Teknoloji, insanoğlunun yeryüzünde bulunan elementleri belirli bir amaca göre şekillendirmesiyle ortaya çıkmaktadır. Bu elementlerden sadece birkaçını incelediğimizde bile, varlığına çok alıştığımız bu cevherlerin aslında ne kadar mucizevi bir yapı taşıdıklarını görürüz. Bunlardan biri de hem teknoloji hem de yaşam için son derece gerekli olan 'demir' elementidir.
Demir Elementinin Canlı Yaşamındaki Önemi
Demir yeryüzünde en yaygın olarak bulunan elementlerden biridir ve yerkabuğunun yaklaşık % 5'ini oluşturur. Bu element, üzerinde yaşadığımız dünyanın en temel fiziksel dengelerinden nefes aldığımız havayı kullanabilmemize kadar, yaşamın her aşamasında çok büyük bir rol oynar.
Demir, bizim solunum sistemimiz için de büyük bir önem taşır. Bu madde, insan kanında bulunan hemoglobin içinde oksijenle hassas bir bileşim oluşturur. Bu sayede, son derece yakıcı olan oksijen atomları kontrol altına girer. Demir, çok değerli bir enerji kaynağı olan oksijeni, hücrenin solunum mekanizmasına yönlendirir. Yani nefes alabilmemiz bile vücudumuzdaki demir miktarıyla ilgilidir.
Bir an için demir atomunun olmadığını düşünelim:
* O zaman hem yaşam mümkün olmayacak hem de üzerinde yaşadığımız gezegen yaşama uygun hale gelmeyecekti.
* Dünya, oluştuğu ilk dönemlerde ısınamayacak ve dolayısıyla atmosfer ve hidrosfer de oluşmayacaktı.
* Dünyayı göktaşlarından koruyan manyetik alan oluşmayacak; radyasyon kuşakları, ozon tabakası olmayacaktı. Yani Dünya, ölü bir gezegen
olacaktı.
* Demir, insanların kurdukları medeniyetlerin de en önemli maddi temelidir. Çünkü sanayi, çelik sayesinde vardır; çelik de demirin karbonla birleşiminden oluşur. Bugün hayatımızı kolaylaştıran ve kalitesini artıran yüksek teknoloji ürünlerinin tümü, sanayinin yansımalarıdır. Eğer demir olmasaydı, dünya üzerindeki teknolojik düzey de, basit tahta araçların ötesine geçemeyecekti.
Cıva ve Geniş Kullanım Alanı
Hava, su ve toprakta bulunabilen bir element olan cıva, bu ortamlarda birkaç şekilde bulunur: Metalik cıva, inorganik ve organik cıva bileşikleri. Bu cıva bileşikleri;
Termometre, barometre, vakum tulumbaları, cıva buharlı ve floresan lambalar ve redresörlerde;
Aynaların sırlanmasında, altın ve gümüş üretiminde;
Bazı elektrik devre anahtarlarında;
Altın üretiminde, altın ile amalgam oluşturmak suretiyle altının kazanılmasında;
Pigment üretiminde, pillerde, diş dolgularında katalizör üretiminde ve aşılarda;
Tıpta tedavi maddesi olarak; örneğin bazı deri kremlerinde ve eczacılıkta, antiseptiklerde ve dezenfektanlarda kullanılmaktadır.
Karbon ve Bileşikleri
Karbon, canlılar için en hayati elementtir. Çünkü bütün canlı maddeler karbon bileşiklerinden oluşmuşlardır.
Hücre zarından ağaç kabuğuna, göz merceğinden bir geyiğin boynuzlarına, yumurta beyazından yılan zehirine kadar son derece farklı organik yapıların hepsi, karbon temelli bileşiklerden oluşur.
Karbon; hidrojen, oksijen ve azot atomlarıyla çok farklı geometrik şekil ve sıralamalarda birleşerek, son derece farklı maddeler meydana getirir.
Peki karbonun yaklaşık olarak 1.7 milyon kadar bileşik yapabilmesinin sebebi nedir?
Karbonun en önemli özelliklerinden biri, birbiri ardınca dizilerek çok kolay zincir oluşturabilmesidir. En kısa karbon zinciri 2 karbon atomundan oluşur. En uzun zincirin kaç karbon atomundan oluştuğu konusunda ise kesin bir rakam verilememekle birlikte, yaklaşık olarak 70 halkalı bir zincirden bahsedilebilir.
İngiliz kimyager Nevil Sidgwick, Chemical Elements and Their Compounds (Kimyasal Elementler ve Bileşikleri) adlı kitabında, karbonun canlılar için ne denli önemli bir element olduğunu şöyle vurgular:
"Karbon, yapabildiği bileşiklerin sayısı ve çeşitliliği yönünden, diğer elementlerden tamamen farklı, özgün bir yapıdadır. Şimdiye dek karbonun yarım milyonun üzerinde farklı bileşiği ayrılmış ve tanımlanmıştır. Ama bu bile karbonun güçleri hakkında çok yetersiz bir bilgi verir, çünkü karbon tüm canlı maddelerin temelini oluşturur."
Yukarıdaki sözünde kimyager Sidwick'in de belirttiği gibi, içinde sadece 6 proton, 6 nötron ve 6 elektron bulunduran bu atomun gücünü tam anlayabilme konusunda insan aklı yetersiz kalmaktadır. Dolayısıyla bu atomun canlılık için önemli olan herhangi bir özelliğinin dahi evrimcilerin iddia ettiği gibi tesadüfen oluşması imkansızdır. Kısacası diğer herşey gibi karbon atomu da Allah tarafından, canlıların bedenlerine uygun bir biçimde yaratılmıştır. Rabbimiz'in yaratma sanatı bir ayette şöyle bildirilmiştir:
"Göklerde ve yerde ne varsa tümü Allah'ındır. Allah, herşeyi kuşatandır." (Nisa Suresi, 126)