İnsana yaratılış amacını bildiren, doğruyu yanlışı gösteren ve hayatın gerçek yönlerini açıklayan, yol göstericimiz Kuran-ı Kerim'dir. Çünkü Kuran'ı insanları yaratan, onların tek hakimi ve tek sahibi olan Allah indirmiştir. Dolayısıyla insanın bilmediklerini öğrenebilmesi ve içerisinde bulunduğu cahillikten kurtulup bilinçlenebilmesi de ancak Kuran'da bildirilen din ahlakını yaşamasıyla mümkündür.
Bu önemli gerçeği göz ardı ederek din ahlakından uzak yaşayan kimseler ise "cahil" bir toplum oluştururlar. Fakat bu cahillik yaygın olarak kullanılan anlamından tamamen farklıdır. Bu kimseler görgü, kültür ya da tahsil bakımından kendilerini geliştirmiş kişiler olabilirler. Ya da bilimin birçok dalında uzmanlaşmış, yüzlerce kitap okumuş, sayısız buluşta bulunmuş ve hatta bu birikimleriyle yaşadıkları döneme isimlerini yazdırmış kimseler de olabilirler. Ancak bu insanların ne konumları, ne birikimleri, ne ürettikleri formüller, ne de okudukları kitaplar içerisinde bulundukları cehaleti gidermeye yeter. Çünkü söz konusu olan cahillik, bu kimselerin Yaratıcımız olan Allah'ı tanımamaları, O'nun kudretini gereği gibi takdir edememeleri, O'nun kendilerinden neler beklediğini, Allah'ın hoşnut olacağı umulan ahlak ve kişilik yapısının nasıl olması gerektiğini bilmemelerinden kaynaklanan bir cahilliktir. Bu köklü cehalet onların yaşam tarzlarından kişilik yapılarına kadar hayatlarının her anında olumsuz etkilerini gösterir.
Bu cahillikten kurtulmanın tek ve kesin çözümü ise, Allah'ın insanlara dünya ve ahiret hayatına ait tüm sırları ve gerçekleri bildirdiği ve bilmediklerini öğrettiği Kuran'a yönelmeleridir. Aksinde ise, tek bir kaynak, tek bir doğru ve tek bir din kavramı olmayacağı için, ortaya binlerce ayrı inanç ve karakter çıkar. Bu farklı karakterleri taşıyan insanların her birinin yaşama amaçları, idealleri, ahlak anlayışları, doğruları, yanlışları ve yaşam tarzları da birbirinden ayrıdır. Bu yapılar birbirlerine kıyasla o kadar büyük zıtlıklar içerir ki, bu kimselerin birarada uyumlu bir şekilde yaşayabilmeleri çoğu zaman mümkün olmaz. Herkes kendi inancının ve kendi yaşam tarzının doğruluğunu savunur ve başkalarınınkini eleştirir. Birbirlerini beğenmedikleri ve pek çok noktada çeliştikleri için de zor bir hayat yaşarlar.
Bu insanlar için tek çözüm ise başta da belirtildiği gibi, din ahlakının sunduğu güzel hayatı yaşamaktır. Çünkü insanı yaratan Allah, yine onun en ideal hayatı yaşayabileceği ve herşeyden en çok zevki alabileceği sistemi Kuran'da bildirmiştir.
İşte bu kitabın amacı da cahiliye toplumunun ürettiği yaşam tarzlarından ve karakterlerden belli başlı örnekleri inceleyerek, bu sistemin tüm şekillerinin kesin olarak "açmazda" olduğunu ortaya koymaktır. Ayrıca cahiliye toplumunu oluşturan insanların yaşadıkları klasik karakterlerle aradıkları huzur ve mutluluğa hiçbir şekilde ulaşamadıklarını göstermektir.
Bunun yanı sıra kitapta, Kuran'da bildirilen mümin karakterinin, cahiliye toplumunun ortaya çıkarttığı binlerce karakterin hepsinin üstünde olduğu tarif edilecek ve yine müminin yaşadığı hayatın, cahiliye sistemlerindekinin tam aksine ne denli mükemmel olduğu ortaya koyulacaktır.