BUNA RAĞMEN, “MEHDİLİK İÇİN İKİ GÖREVİ YAPMANIN YETERLİ OLDUĞUNU SÖYLEYİP BEDİÜZZAMAN’I MEHDİ İLAN ETMEK” DÜRÜST BİR YAKLAŞIM DEĞİLDİR.

Hem bu ÜÇ VEZAİFİ (görevi) BİRDEN BİR ŞAHISTA YAHUT CEMAATTE BU ZAMANDA BULUNMASI VE MÜKEMMEL OLMASI VE BİRBİRİNİ CERHETMEMESİ (birbirine engel olmaması, zarar vermemesi) PEK UZAK, ADETA KABİL (mümkün) GÖRÜLMÜYOR. AHİR ZAMANDA, AL-İ BEYT-İ NEBEVİ'NİN (A.S.M.) (Peygamberimiz (sav)'in soyunun) CEMAAT-İ NURANİYESİNİ (nurani cemaatini) TEMSİL EDEN HAZRET-İ MEHDİ'DE VE CEMAATİNDEKİ ŞAHS-I MANEVİDE ANCAK İÇTİMA EDEBİLİR (biraraya gelebilir, toplanabilir). |
Gerçi her asırda hidayet edici, bir nevi Hz. Mehdi ve müceddid geliyor ve gelmiş. Fakat HER BİRİ ÜÇ VAZİFELERDEN BİRİSİNİ BİR CİHETTE (açıdan) YAPMASI İTİBARIYLA (nedeniyle) AHİR ZAMANIN BÜYÜK MEHDİSİ ÜNVANINI ALMAMIŞLAR. (Emirdağ Lahikası, s. 260) |

Bediüzzaman bir başka sözünde de, Kuran ahlakını dünya üzerinde hakim kılmak amacıyla önceki asırlarda da bazı Müslüman şahısların geldiğini, ancak bunların hiçbirinin, ahir zamanda Hz. Mehdi'nin yapacağı üç önemli görevi bu şekilde birarada yerine getirmediklerini ifade etmiştir. Bu nedenle de ahir zamanın "BÜYÜK MEHDİ"si ünvanını alamadıklarını belirtmiştir.
Bediüzzaman Risale-i Nur'un da Hz. Mehdi (a.s.)'nin üç görevinden birincisi olan "imanı kurtarmak" görevini yerine getirdiğini söylemiştir. Ancak bu hizmetin dar dairede yani belirli bir çerçevede yani sınırlı bir alanda kaldığını belirtmiştir. “Hz. Mehdi'nin imani çalışmaları ise, İslam ahlakının 'tüm dünyada' hakim kılınmasını sağlayacaktır”:
Bazı ayat-ı kerime (ayetler) ve ehadis-i şerife (hadisler) AHİR ZAMANDA GELECEK BİR MÜCEDDİD-İ EKBERİ (en büyük müceddidi) mana-yı işari ile (işari anlamda) haber veriyorlar. Fakat O GELECEK ZATIN VE CEMİYETİNİN ÜÇ VAZİFESİNDEN en ehemmiyetlisi (önemlisi) olan ve zahiren (görünüşte) en küçüğü görünen imanı kurtarmak ve hakaik-i imaniyeyi (iman hakikatlerini) güneş gibi göstermek vazifesini Risale-i Nur ve şakirdlerinin (talebelerinin) şahs-ı manevisi tam yaptıklarından; O GELECEK ZATA dair HABERLERİ VE İŞARETLERİ, RİSALE-İ NUR’UN ŞAHS-I MANEVİSİNE HATTA BAZEN TERCÜMANINA DA TATBİKE (uydurmaya) ÇALIŞMIŞLAR ve Şeriatı ihya (Kuran ahlakının esaslarını hatırlatarak yeniden hayata geçirme) ve hilafeti tatbik olan ÇOK GENİŞ DAİREDE HÜKMEDEN BU MÜHİM VAZİFESİNİ NAZARA ALMAMIŞLAR (göz önünde bulundurmamışlar). (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, S. 9) |

Tüm bu bilgiler gerçekleri çok açık bir şekilde ortaya koyduğu halde, Bediüzzaman'ın bunlardan sadece bir iki tanesini ve bunları da çok sınırlı bir kesime yönelik olarak yapmış olmasının Mehdilik alameti olduğunu söylemek, dürüstlüğe uygun bir yaklaşım değildir. Bediüzzaman'ın tüm dünyaya İslam ahlakını hakim kılmadığı, tüm dünya Müslümanları arasında İslam birliğini kurmadığı, Hıristiyanların tamamının İslam'a dönmelerine vesile olmadığı çok açıktır.
BEDİÜZZAMAN “HZ. MEHDİ (A.S.)’NİN HEM DİYANET, HEM SİYASET HEM DE SALTANAT ALANLARINDA MEHDİLİK YAPACAĞINI” BELİRTMİŞTİR.
Bediüzzaman Hz. Mehdi (a.s.)'nin üç ayrı alanda birden Mehdilik yapacağını yani, hem “SİYASET MEHDİSİ” hem “SALTANAT MEHDİSİ” hem de “DİYANET MEHDİSİ” olacağını belirtmiştir. Bediüzzaman’ın Hz. Mehdi (a.s.)'nin bu önemli özelliğini açıkladığı sözlerinden biri şöyledir:
“Büyük Mehdi'nin çok vazifeleri var. Ve SİYASET ALEMİNDE, DİYANET ALEMİNDE, SALTANAT ALEMİNDE, MÜCADELE ALEMİNDE ÇOK DAİREDE İCRAATLARI OLDUĞU GİBİ...” (Şualar, s. 590) |

Ayrıca Bediüzzaman Hz. Mehdi (a.s.)'nin yerine getireceği üç büyük görev hakkında geniş bilgi vermiş ve Hz. Mehdi (a.s.)'nin “diyanet, siyaset, saltanat ve mücadele alanlarında Mehdilik görevini ne şekilde yerine getireceğini” de detaylı olarak anlatmıştır. Bu sözlerinde Hz. Mehdi (a.s.)'nin “İslam ahlakını tüm dünyaya hakim kılacağını, Müslümanların manevi liderliğini üstlenerek İslam Birliği’ni sağlayacağını, Hıristiyan dünyasıyla ittifak yapacağını” ayrıntılı olarak açıklamıştır.
Bediüzzaman'a Mehdilik zannıyla yaklaşan kimseler, Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, Bediüzzaman'ın da eserlerinde açıklamış olduğu Hz. Mehdi (a.s.)'nin ikinci ve üçüncü görevlerinin yerine getirilmemiş olması konusuna bir açıklama getirememektedirler. Bediüzzaman ömrünü İslam'a hizmete adamış, bu uğurda her türlü fedakarlığı göze alarak imani yönde çok büyük bir hizmette bulunmuştur. Ancak hayatta olduğu sırada tüm Müslümanların manevi lideri vasfını taşımamış, İslam Birliği'ni kurmamış, Hıristiyan dünyasıyla ittifak yapmamış, Hz. İsa (a.s.) ile biraraya gelmemiş, birlikte namaz kılmamış ve İslam ahlakının tüm dünyaya hakim olmasına vesile olmamıştır. Sözlerinde açıkladığı gibi, siyaset ve saltanat aleminde Mehdilik görevini üstlenmemiştir. Tüm dünyaya adalet ve hakkaniyet getirmemiş, tüm Müslüman dünyası üzerindeki zulüm ve haksızlıkların ortadan kaldırılmasına vesile olmamıştır.
BEDİÜZZAMAN, “HZ. MEHDİ'NİN BÜYÜK BİR MADDİ KUVVET VE HAKİMİYET SAHİBİ OLACAĞINI” BİLDİRMİŞTİR, ANCAK BEDİÜZZAMAN HAYATINI SIKINTI VE ZORLUK İÇERİSİNDE GEÇİRMİŞTİR
... O ZATIN (HZ. MEHDİ (A.S.)'NİN) İKİNCİ VAZİFESİ, KURAN AHLAKINI İCRA VE TATBİK ETMEKTİR (HAYATA GEÇİRMEKTİR). Birinci vazife, maddi kuvvetle değil, belki kuvvetli itikad ve ihlas ve sadakatle olduğu halde, bu ikinci vazife GAYET BÜYÜK MADDİ BİR KUVVET VE HAKİMİYET LAZIM Kİ O İKİNCİ VAZİFE TATBİK EDİLEBİLSİN. (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 9) |
