Bediüzzaman Said Nursi hazretleri, Hz. Mehdi (a.s.)'nin Hıristiyanlarla ittifak içinde olacağını bildirmiştir
ucgen

Bediüzzaman Said Nursi hazretleri, Hz. Mehdi (a.s.)'nin Hıristiyanlarla ittifak içinde olacağını bildirmiştir

1228
1.    ZATIN üçüncü vazifesi, HİLAFET-İ İSLAMİYE'Yİ (İslam halifeliğini) İTTİHAD-I İSLAM'A BİNA EDEREK (İslam birliği üzerine kurarak), İSEVİ RUHANİLERİYLE (dindar Hıristiyanlarla ve Hıristiyan alimleriyle) İTTİFAK EDİP (iş birliği ve dayanışma içerisine girerek) DİN-İ İSLAM'A (İslam dinine) HİZMET ETMEKTİR. BU VAZİFE, PEK BÜYÜK BİR SALTANAT ve KUVVET  ve  MİLYONLAR FEDAKARLARLA (MİLYONLARIN FEDAKARANE KATILIMIYLA) TATBİK EDİLEBİLİR (yerine getirilebilir). (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 9)


2.    Hem âlem-i insaniyette (insanlık aleminde) inkâr-ı uluhiyet (Allah’ın varlığını inkar) niyetiyle medeniyet ve mukaddesat-ı beşeriyeyi zîr-ü zeber (karma karışık) eden Deccal komitesini, Hazret-i İsa (as)'ın din-i hakikîsini İslâmiyet'in hakikatıyla birleştirmeye çalışan hamiyetkâr ve fedakâr bir İsevî cemaatı namı altında ve "Müslüman İsevîleri" ünvanına lâyık bir cem'iyet, O DECCAL KOMİTESİNİ, HAZRETİ İSA (AS)’IN RİYASETİ ALTINDA ÖLDÜRECEK, DAĞITACAK; BEŞERİ, İNKAR-I ULUHİYETTEN KURTARACAK. (Mektubat s. 441)





3.    Şahs-ı İsa (as)'ın kılıncı ve maktul olan şahs-ı Deccal'in, teşkil ettiği dehşetli maddiyunluk ve dinsizlik azametli heykeli ve şahs-ı manevisini mahvedecek ancak İsevi ruhanileridir ki; o ruhaniler, din-i İsevi'nin hakikatini hakikat-i İslamiye ile mezcederek (karıştırarak) o kuvvetle onu dağıtacak, manen öldürecek... (Şualar, s. 493)


4.    İşte böyle bir sırada, o cereyan pek kuvvetli göründüğü bir zamanda, Hazreti İsa (as)'ın şahsiyet-i maneviyesinden ibaret olan HAKİKİ İSEVİLİK DİNİ ZUHUR EDECEK, yani rahmet-i ilahiyetinin semasından nuzul edecek; hal-i hazır Hıristiyanlık dini o hakikata karşı tasaffi (saflaşacak) edecek, hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak, HAKAİK-I İSLAMIYE İLE BİRLEŞECEK; MANEN HIRİSTIYANLIK BIR NEVİ İSLAMİYET'E İNKİLAB EDECEKTİR... (Mektubat, s. 53)




5.    VE KURAN'A İKTİDA (uymak, tabi olmak) EDEREK, O İSEVİLİK ŞAHSI MANEVİSİ TABİ; VE İSLAMİYET, METBU (TABİ OLUNAN) MAKAMINDA KALACAK. Din-i Hak, bu iltihak neticesinde azim bir kuvvet bulacaktır. Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan İSEVÎLİK VE İSLÂMİYET İTTİHAD NETİCESİNDE, DİNSİZLİK CEREYANINA GALEBE EDİP DAĞITACAK istidadında iken; âlem-i semavatta cism-i beşerîsiyle bulunan şahs-ı İsa (as), o din-i hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sadık (Hz. Muhammed (sav)), bir Kadir-i Külli Şey'in va'dine istinad ederek haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır; madem Kadir-i Külli Şey' va'detmiş, elbette yapacaktır. (Mektubat, s.53-54)



6.    Âhirzamanda Hazret-i Mehdi'nin Süfyanî komitesine galebesi (galibiyeti), Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın Deccal komitesini dağıtması ve şeriat-ı İslâmiyeye tebaiyetine (İslam ahlakına tabi olmasına) dairdir. (Mektubat 517)


PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo