Bazı bakteri türleri için, antibiyotik vücuda girdiğinde yapılabilecek en iyi şey mümkün olduğunca çoğalmaktır. Antibiyotiklere karşı koyamayanlar yenilir ve ölürler. Antibiyotiğe dayanıklılık gösterebilenler, hemen çoğalmaya başlar ve dayanıklı yeni nesiller meydana getirirler. Dolayısıyla vücuda alınan antibiyotik bunların tümünü ortadan kaldırmaya yetmez ve yeni dayanıklı türü yok edecek güce sahip olamaz. Bunun sonucunda vücuttaki hastalık, antibiyotiğe rağmen devam eder.
Bakterilerin başvurdukları ikinci bir yol ise bakterinin kendi kendisini değişikliğe uğratmasıdır. Bunu da genetik yapısını değiştirerek yapar. Bakteri, antibiyotik ile daha önce karşılaşmıştır ve antibiyotiğin kendisine hangi yönden yaklaşacağını adeta ``bilir``. Daha sonra antibiyotiklerin etki edeceği yerlerde genetik değişiklikler gerçekleştirir. Örneğin hücre duvarını etkileyen antibiyotikler için sürpriz moleküller geliştirmeye başlar. Böylelikle bir sonraki karşılaşmada antibiyotikler, bu yeni üretilmiş moleküllerin direnci ile karşılaşır ve hücre duvarına etki edemezler.
Bakterinin yaptığı bir başka şuur göstergesi hareket ise, ilacın hedefine ulaşmasını engellemektir. Bunu da ya ilacı dışarı pompalayarak veya girişini tamamen engelleyerek gerçekleştirir. Elbette böyle bir yöntemi gerçekleştirmeye yarayan mekanizmalar için de genetik değişikliklerin yapılması gerekmektedir. Bakteriler bunu da kolaylıkla başarırlar.
Bakteri bir başka korunma yöntemi olarak antibiyotiğin gelip bağlanacağı yeri değiştirir. Antibiyotik normal şartlarda etki etmesi gereken yere ulaşamadığı için bakteriyi etkisiz hale getiremez.
Bakteri ayrıca antibiyotiğin hedef aldığı bölgeyi dayanıklı hale getirebilir. Sözgelimi, streptokok bakterilerinden bazıları yaşamlarını ancak timidin adlı bir molekülün varlığıyla sürdürürler. Eğer bir antibiyotik, streptokok bakterisinin timidin üretmesini önlüyorsa, bakteri antibiyotiğin etkisini devre dışı bırakan yollarla timidin üreterek kendisini korur. Böylelikle antibiyotik bakteriyi yok edemeyecektir.
Sadece bir hücre zarı, DNA ve ribozom gibi birkaç organele sahip olan bir canlı acaba bir antibiyotiğe nasıl karşı koyabilir? Tehlikenin ne olduğunu nereden bilebilir, kendisine zarar verecek şeyleri nasıl fark edebilir? Buna karşı nasıl ``korunma yöntemi`` geliştirebilir? Karar verip, verdiği kararı nasıl uygular? Nasıl organize olur? Böyle bir canlı için şuur, yetenek ya da kavrama gücü gibi şeylerden bahsedebilir miyiz?
Daha da artırılabilecek olan bu gibi soruların yalnızca bir cevabı vardır: Bakterilerdeki adeta şuur ve akıl sahibiymişcesine gerçekleşen tüm akılcı davranışlar, Yüce Rabbimiz`in ilhamı ile gerçekleşmekte ve iman edenlerin şükrüne vesile olmaktadır.