Kuşlar Allah’ın yarattığı zengin çeşitliliğe sahip canlılardandır. Bu özellikleriyle Rabbimiz’in yaratma ve çeşitlilik sanatının en güzel tecellilerindendirler. Nitekim bu canlıların binlerce farklı çeşitte üreme, yuva yapma, avlanma ve beslenme şekilleri vardır. Allah bir ayetinde tüm varlıkların sahibinin Kendisi olduğunu şöyle bildirir:
“Göklerde ve yerde bulunanlar O’nundur; hepsi O’na ‘gönülden boyun eğmiş’ bulunuyorlar.” (Rum Suresi, 26)
Güçlü Gaga ve Bacaklara Sahip Kuşlar:
Kuşlar hem havada hem de karada çok dengeli hareket ederler. Bu dengenin dikkat çekici iki ayrı yönü vardır. Bunlardan biri, uçarken dengelerini hiç yitirmemeleri, gökyüzünde rahatlıkla süzülmeleri; ikincisi ise yere indiklerinde incecik bir çubuk, dal ya da tel üzerinde düşmeden durabilmeleridir. Bazı kuşlar ise uçamazlar fakat güçlü bacakları ile hem çok hızlı koşabilir, hem de kendilerini savunurlar. Bütün bunlar ancak üstün yaratış ve sonsuz merhamet sahibi Allah’ın dilemesi ve yarattıklarını koruyup gözetmesiyle mümkün olur. Rabbimiz’in kuşlar üzerinde tecelli eden yaratma sanatı Kuran’da şu şekilde bildirilmiştir:
“Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman (olan Allah’)tan başkası (boşlukta) tutmuyor. Şüphesiz O, herşeyi hakkıyla görendir.” (Mülk Suresi, 19)
• Cassowary
Yeni Gine ve Avustralya’nın yağmur ormanlarında yaşayan Cassowary, devekuşu cinsinden, ancak ondan daha küçük uçamayan bir kuş türüdür. Bu kuşun en ilginç özelliği bıçak gibi keskin pençesi, kemikleri kırabilen kuvvetli ayak darbeleri ve güçlü gagasıdır. Nitekim 12,5 cm uzunluğundaki hançer biçimindeki gagası ve 56 km/s hıza sahip tekmeleri bir insanı öldürecek derecede güçlüdür.
• Devekuşu
3 metre uzunluğa ve 175 kg ağırlığa sahip olan dünyanın bu en büyük kuşları 18 km boyunca hiç durmadan 54 km/s hızla koşabilirler. Ancak bu canlıları asıl güçlü yapan bacakları ve keskin pençeleridir. Kendilerini savunmak amacıyla attıkları güçlü tekmeler bir sırtlanı öldürebilecek güçtedir.
Güçlü Zehirlere Sahip Kuşlar
Yeryüzünde yaşayan bazı kuş türleri içinde bazıları oldukça öldürücü zehirlere sahiptir. Yüce Allah’ın özel bir hikmet üzere yarattığı bu zehirli kuşlar, sahip oldukları zehirlerinin gücü ile Rabbimiz’in sanatı, sonsuz aklı ve üstün kuvvetinin tecellilerindendir. Allah gökten yere herşeyi mükemmel bir düzen ile yarattığını ayetlerde şöyle bildirmektedir:
“... Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur, tümü O’na gönülden boyun eğmişlerdir. Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca “Ol” der, o da hemen olur.” (Bakara Suresi, 116-117)
• Pitohui
Papua Yeni Gine’de yaşayan Pitohui parlak renkli, hem etçil hem otçul bir kuş türüdür. Özellikle “değişken” ve “kukuletalı” pitohui olarak adlandırılan cinslerin derisi ve tüyleri yüksek oranda batrakotoksin adı verilen zehir içerir. Batrakotoksin, bilinen en etkili zehirden bile 250 kat güçlüdür. Bu zehir kuşun, parazitlere ya da yılan, yırtıcı kuşlar ya da insanlara karşı kullandığı kimyasal bir savunma aracıdır. Kuşlar bu zehri kendileri üretemezler. Yedikleri bazı böcek türleri nedeniyle derilerindeki keselerde üretilen zehiri kullanırlar. Bu güçlü zehre Orta ve Güney Amerika’da yaşayan zehirli ok kurbağası da sahiptir.
• Küçük Örümcek Kuşu
Papua Yeni Gine, Avustralya ve Endonezya’nın tropikal ormanlarında yaşayan bu kuş türü de kendini savunacak güçlü donanımlara sahiptirler. Bu kuşlar da tıpkı pitohui gibi zehirlidir. Ayrıca bulunduğu ortama uygun olarak yaratılmış renkleriyle çok iyi kamufle olur ve sireni andıran bir ses de çıkararak tehlikeyi haber verirler.
• Mavi Başlı İfrita
Yeni Gine’nin yağmur ormanlarında yaşayan mavi başlı ifrita kuşu da oldukça ölümcül bir zehre sahiptir. 16,5 cm uzunluğunda sarımsı kahverengi tüylere, mavi ve siyah taca sahip olan bu kuş Batrakotoksin adlı kimyasalı salgılayan bir böcek yiyerek elde ettiği zehiri tüm tüylerine yaymaktadır.
Zehri Etkisiz Hale Getiren Kuşlar:
Herhangi bir nedenle zehirlenen bir insan için yapılacak tek şey, zehirin etkisini giderecek bir ilaç alması ya da zehirin tıbbi bir müdahale ile vücuttan dışarı atılmasıdır. Yoksa zehirlenmeler hakkında tıbbi bilgisi olmayan bir kişinin bir bitkiyi ya da başka herhangi bir maddeyi kullanarak kendi kendini tedavi etmesi mümkün değildir. Ancak bazı canlılar çoğu insan için eğitim gerektiren bu bilgiye doğuştan sahiptir. Çünkü üstün ilim sahibi olan Allah gözetendir, yarattıklarını koruyandır.
• Macawlar
Macawlar tropikal Amerika’ya özgü bir çeşit papağan türüdür. Göz alıcı renkleri ile oldukça dikkat çekici olan bu canlıların asıl şaşırtıcı olan yönleri zehirli tohumlarla beslenmeleridir. Dev bir kancayı andıran gagaları ile çok sert kabukları bile kırabilen bu kuşlar, zehirli tohumlar konusunda adeta birer uzmandır. Bu, oldukça şaşırtıcı bir durumdur, çünkü zehirli bir tohum yediğinde kuşun bitkideki zehirden zarar görmesi gerekir. Ancak böyle olmaz ve kuş zehirli tohumları yedikten sonra hemen kayalıklara doğru uçar ve orada bulunan killi kaya parçalarını kemirip yutmaya başlar. Bu davranışın nedeni killi kaya parçalarının tohumların içindeki toksini emmeleri ve zehirin etkisini yok etmeleridir. Kuşlar bu sayede zehirden hiçbir zarar görmeden tohumları sindirebilirler.
Bir bitkideki zehrin nasıl etkisiz hale getirileceğini macawların kendi kendilerine bilmelerinin elbette ki imkanı yoktur. Canlılardaki bu gibi şuurlu davranışların hayvanların kendilerinden kaynaklanmadığı, bunun kaynağının doğada bulunan başka bir güç ya da başka bir etki olamayacağı da çok açıktır. Gözle görülemeyen bir güç tüm canlıların davranışlarını kontrol etmekte yani onlara ilham etmektedir. İşte bu eşi benzeri olmayan güç Allah’a aittir.
• Arı Yiyen Kuşlar
Arı yiyen kuşların ilgi çekici özelliklerinden biri böcek avlama konusundaki uzmanlıklarıdır. Bu kuşlar arılarla beslenirler. Bu oldukça şaşırtıcıdır, çünkü diğer kuşlar için arı yemek öldürücü olabilir. Ancak arı yiyen kuşlar, arıların zehrinden hiç etkilenmezler. Çünkü bu kuşlar yakaladıkları arının karnını önce bir dala sürterek aşındırır, böylece zehri havaya boşaltmış olurlar.
Arı yiyen kuşunun diğer vücut özellikleri de böcekleri kolaylıkla yakalayabileceği şekildedir. Örneğin 4,5 cm uzunluğunda bir gagası vardır. Bu uzunluk önemlidir, çünkü eğer kuşun gagası daha kısa olsa, avlanmaya çalışırken böcekler onu yaralayabilirdi. Ayrıca gagasının çok sivri uç kısmı da avını göğüsle karın arasından yakalamasını sağlar. Bu sayede arının zehrini daha kolay boşaltabilir.
Arı yiyen kuşunun böceğin zehrini nasıl etkisiz hale getireceğini bilmesi elbette kendi iradesiyle öğrenip uygulayabileceği bir davranış değildir. Böyle hayati tehlike içeren bir olayı kuşun deneme yanılma metoduyla keşfettiğini hiç kimse iddia edemez. Bir kuşun akılcı bir taktik izlemesi onun doğuştan bu bilgilere sahip olarak yeryüzüne geldiğini gösterir. Ayrıca kuşun tüm vücut özelliklerinin de bu avlanma işlemine uygun yapıda olması, bu canlının arıları avlayabilecek şekilde yaratıldığının apaçık bir göstergesidir. Arı yiyen kuşları da yeryüzündeki bütün canlılar gibi şu andaki özellikleriyle birlikte Allah yaratmıştır.
“Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah’ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.” (Bakara Suresi, 164)
www.kuslarinveucusunkokeni.imanisiteler.com
Allah kuşları ve tüm canlıları yoktan var etmiştir ve herşey ancak O’nun emriyle hareket etmektedir. Allah bir ayetinde şöyle buyurur:
“Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah’ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah’ın ilmiyle herşeyi sarıp-kuşattığını bilip-öğrenmeniz için.” (Talak Suresi, 12)
Sağlam Bir Sindirim Sistemine Sahip Akbaba
Yüce Allah gökyüzünde ve yeryüzünde birçok canlı türü yaratmıştır. Bu canlılar, insanların Allah’ın muhteşem yaratmasını görmeleri, bunlar üzerinde düşünerek Rabbimiz’in örneksiz ve sonsuz yaratma gücünü kavramaları için son derece önemli delillerdir. Bu canlılardan biri de akbabalardır. Akbabalar hayvanların etinden çok kemiklerini tercih ederler. Bu kemiklerde ilik bulunur ve ilik besin bakımından oldukça zengindir. Akbabaların bu kemiği kırıp içindeki iliği alabilmek için bir kırma aletleri yoktur. Fakat bu problemi başka türlü hallederler. Bir kemiği alır ve çıplak bir kayanın tepesine havalanırlar. Sonra kemiği aşağı bırakırlar.
Bu işlemi kemik ikiye ayrılıncaya kadar en az 50 kere tekrarlarlar. Sonra da bu kemik parçasını alıp yutarlar. Kemik normalde sindirilmesi güç bir besindir ancak akbabaların midesindeki sindirim asitleri diğer birçok canlıdan çok daha güçlüdür. Bu kemiğin bir ucu daha akbabanın ağzındayken, midesine giden kısmı sindirilir. Bilindiği gibi akbabalar çoğunlukla bozulmuş ve çürümeye başlamış yiyeceklerle de beslenirler. Bu yiyecek ise çok fazla bakteri ve mikrop barındırır. Ancak akbabanın midesi aynı güçlü asitlerle bozulmuş yiyeceklerin üzerindeki birçok bakteriyi, virüsü ve mikrobu da sindirir. Rabbimiz’in yarattığı bu kusursuz düzen vesilesiyle bozulmuş ve çürümüş yiyecekler ortadan kalkarken akbabalar hiçbir zarar görmezler.
Güçlü Kanatlara Sahip Kartallar
Kartalların hem yerden havalanıp uçabilecek kadar hafif olmaları, hem de avlarını yakaladıklarında rahatlıkla taşıyabilecek kadar güçlü olmaları gerekir. Bu nedenle usta avcılar olan kartallar aynı zamanda çok güçlü kuşlardır. Gagası, pençesi ve görüş alanıyla tam bir avcı olan kartal, 2 kg’lık bir yükü taşıyabilecek kuvvete sahiptir. Bir kel kartalın 7 binden fazla tüyü vardır, fakat hepsini bir araya koyduğunuzda bütün tüylerin ağırlığı yaklaşık 500 gram tutar. Ayrıca vücutlarının hafif olması için kemiklerinin içi de boştur. Bu kemiklerin birçok yerinde havadan başka bir şey yoktur. Bir kel kartalın tüm iskeletinin ağırlığı 272 gramdan sadece biraz fazladır.
Buraya kadar verilen örneklerde çok açık görülen bir gerçek vardır. Tek bir kartalın bedenindeki yaratılışın birkaç detayı dahi tesadüfen oluşamayacak kadar mükemmeldir. Bu da bize kartalların da tıpkı tüm diğer kuşlar ve canlılar gibi üstün güç sahibi Allah tarafından yaratıldıklarını açıkça ispatlar.
Bu makalede verilen örneklerde üzerinde düşünülmesi gereken bir nokta vardır. Kuşların sahip oldukları bu fiziksel özellikleri kendi kendilerine planlayıp vücutlarına yerleştirdiklerini ileri sürmek son derece mantıksız bir iddiadır.
Allah kuşları ve tüm canlıları yoktan var etmiştir ve herşey ancak O’nun emriyle hareket etmektedir. Allah bir ayetinde şöyle buyurur:
“Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah’ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah’ın ilmiyle herşeyi sarıp-kuşattığın bilip-öğrenmeniz için.” (Talak Suresi, 12)