✓Allah korkusu nedir?
✓ Allah korkusunun insana kazandırdığı özellikler nelerdir?
Allah korkusu, müminin imanını, şevkini, Allah’a olan sevgi ve saygısını coşturan bir duygudur. Kişiyi Allah’ın razı olmayacağı bir tavır içine girmekten sakındıran, nefsinin taşkınlıklarını, sınır tanımaz kötülüklerini dizginleyen, sürekli iyilik yönünde harekete geçiren bir korkudur. Bu korku onu Allah’ın azabından uzaklaştıran, Allah’ın rızasına, rahmetine ve cennetine yaklaştıran, bundan dolayı da çok büyük bir manevi haz içeren bir korkudur. Mümini Allah’ın sınırlarını korumada, Allah’ın rızasını aramada son derece yüksek bir şuura, uyanıklığa ve titizliğe iletir. Sonuçta müminin dünyadaki bu korkusu, onu kıyamet gününün korkusundan ve cehennemdeki ebedi korku ve dehşetten kurtaracaktır. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:
“Artık bunların ecirleri Rableri Katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.” (Bakara Suresi, 274)
Şimdi Allah korkusunun insana kazandıracağı üstün özelliklerin neler olduğunu inceleyelim;
Allah Katında Üstünlük Kazandırır
“ ... Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, takvaca (Allah korkusunda) en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.” (Hucurat Suresi, 13)
Elbette ki bir insanın Allah Katındaki üstünlüğü, Allah’ı gereği gibi takdir ettiği, Allah’ın razı olduğu hayırlı işlerde bulunduğu, Kuran’ın hükümlerini yerine getirdiği, Allah’ın beğendiği ahlakı üzerinde taşıdığı, samimi ve ihlaslı olduğu oranda olacaktır. Allah’a yakınlaştıran tüm bu özelliklere de kişi Allah’tan korkup sakındığı ölçüde sahip olabilir. İşte bu nedenle kişinin kalbinde taşıdığı Allah korkusunun derecesi onun Allah Katındaki üstünlük derecesinin de bir göstergesi sayılabilir.
Doğruyu Yanlıştan Ayıran Bir Nur ve Anlayış Verir
“Ey iman edenler, Allah’tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir.” (Enfal Suresi, 29)
Doğruyu yanlıştan ayıran bir nur, mümine verilen akletme yeteneğidir ve kuşkusuz insana dünyada verilebilecek en büyük ve en değerli nimetlerdendir.
Doğruyu yanlıştan ayırabilen bir akla sahip olan insanın her sözü, her tavrı, aldığı her karar, verdiği her tepki isabetlidir. İyiyle kötüyü derhal ayırt edebildiği için Allah’tan korkan bir insan, her işinde Allah’ın rızasına uygun hareket eder. Kararsızlık, çözümsüzlük, tereddüt, vesvese, aklının karışması gibi sorunları olmaz. Bunun tam tersi, yani insanın böyle bir yetenekten mahrum olması ise dünyada da ahirette de kişiyi helaka sürükleyecek bir eksikliktir.
Allah Kendisinden Korkup Sakınanlara Rahmetinden İki Kat Verir
“Ey iman edenler, Allah’tan sakınıp-korkun ve O’nun elçisine iman edin, size Kendi rahmetinden iki kat (güzel karşılık) versin. Size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur kılsın ve size mağfiret etsin. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” (Hadid Suresi, 28)
Allah Kuran’da, Kendisi’nden korkup sakınarak hareket eden kullarını hem dünyada hem de ahirette maddi manevi nimetlerinin içinde yaşatacağını vaat eder. Çünkü ayette haber verildiği gibi, “Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlar”dır. (Maide Suresi, 120) Bir mümin için Allah’ın kendisini rahmetine alması kuşkusuz herşeyin üzerindedir.
Unutulmamalıdır ki Allah dünyada bir insana güzellikler, bolluk, bereket, huzur ve güvenlik duygusu verebilir. Ahirette ise Allah’tan korkan bir insan için, dünyadakilerle kıyas edilemeyecek üstünlükte nimetler ve Allah’ın sonsuz rahmeti vardır.
İbadetlerin Kabulü
“Onlara Adem’in iki oğlunun gerçek olan haberini oku: Onlar (Allah’a) yaklaştıracak birer kurban sunmuşlardı. Onlardan birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen) Demişti ki: “Seni mutlaka öldüreceğim.” (Öbürü de:) “Allah, ancak korkup-sakınanlardan kabul eder.”” (Maide Suresi, 27)
Görüldüğü gibi Hz. Adem (a.s.)’ın oğullarından biri “ancak Allah’tan korkan kimselerin amellerinin Allah Katında makbul” olduğunu söylemektedir. Çünkü Allah korkusu olmayan bir kimse en başta Allah’ın kudretini gereği gibi takdir edemeyen, Allah’a karşı duyması gereken saygıyı hissedemeyen bir kimse demektir. Böyle bir kişi zaten temelinde bozuk ve yanlış bir bakış açısına, Allah’ın razı olmadığı, beğenmediği bir ahlak yapısına sahip olduğu için, yaptığı işlerin de Allah Katında hiçbir değeri olmayabilir. Bu nedenle Allah, insanın herşeyden önce Allah korkusu ve rızası temeline dayanan bir kişilik edinmesi gerektiğini, aksine bir yapının hüsranla sonuçlanacağını şöyle bir örnekle bildirmiştir:
“Binasının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluğa hidayet vermez.” (Tevbe Suresi, 109)
Diğer yandan Allah korkusu ve rızası taşımayan bir kimsenin ibadetleri hiçbir zaman gerektiği gibi ihlaslı ve samimi olamaz. Yaptığı işlerin, ibadetlerin altında gösteriş, büyüklenme, başkalarının rızasını arama, rekabet hissi gibi çarpık niyet ve arayışlar bulunur. Bu yüzden hayatı boyunca yaptığı tüm işler -tevbe edip Allah’a yönelmezse- boşa gitmiş olur.
www.Allahicinyasamak.beyazsiteler.com
Allah’ın tehdidinden ve azabından korkan müminler, O’nun emir ve hükümlerine son derece titizlikle uydukları için, Allah’ın beğendiği üstün bir ahlaka sahip olurlar. Mütevazı, hoşgörülü, ince düşünceli, fedakar, aklı ve şuuru açık, Allah’ın yaratmasındaki üstünlükleri en güzel biçimde takdir edebilen, yüksek bilince ve büyük bir duyarlılığa sahip ideal bir yapı geliştirirler. Allah korkusu müminleri ruhen zenginleştiren, onları cennete layık bir duyarlılığa eriştiren, son derece ince hikmetlerle donatılmış asil bir duygudur; ebedi mükafat ve mutluluğun anahtarıdır.
Allah Korkusuyla Her İşimizde Bir Kolaylık Oluşur
“... Kim Allah’tan korkup-sakınırsa (Allah) ona işinde bir kolaylık gösterir.” (Talak Suresi, 4)
Allah, Kendi rızasını gözeten ve sınırlarını koruyan müminlere her an, onlar üzerindeki rahmetini, korumasını ve desteğini hissettirir. Yaptıkları işlerde önlerini açar ve bir başka ayetde bildirildiği gibi, “kolay olanda başarılı kılar” (Ala Suresi, 8). Bu kolaylık maddi ve manevi her konu için geçerlidir ve bazen açık, bazen de gizli olarak kullarına ulaşır.
Allah’ın Bir Çıkış Yolu Göstermesi
... Kim Allah’tan korkup-sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir. (Talak Suresi, 2)
Allah’ın takva kulları için hiçbir işte çözümsüzlük ya da tıkanma söz konusu olmaz. Rabbimiz’in kendilerine verdiği akıl ve anlayış sayesinde her türlü engeli aşabilecek güçtedirler. En açmaz gibi görünen durumlarda dahi Allah kendilerine mutlaka bir çıkış gösterir. Ve zorlukları açıp giderinceye kadar onları içinde bulundukları durumda bırakmaz. Bu Allah’ın inananlara vaadidir.
Allah’ın Kötülüklerini Örtmesi, Bağışlaması ve Ecirlerini Artırması
“Bu, Allah’ın size indirdiği emridir. Kim Allah’tan korkup-sakınırsa, Allah, kötülüklerini örter ve onun ecrini büyütür.” (Talak Suresi, 5)
Ölümlerinden sonra Allah’ın huzurunda sorguya çekilen müminler için kolay bir hesap olacaktır. Çünkü iman edenler dünyadaki yaşamlarını, kendilerini yaratan Rabbimiz’in istediği şekilde sürdürmüşlerdir. Elbette hatasız değildirler, günahları da olmuş olabilir ama sonsuz rahmet sahibi olan Allah bunları bağışlayacağını ayetlerinde bildirmiştir. Zümer Suresi’nde şöyle buyrulmaktadır:
“(Benden onlara) De ki: “Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü taşıran kullarım. Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, esirgeyendir.” (Zümer Suresi, 53)
Allah’ın günahlarını bağışladığı kişiler böylece dünyada yaptıklarının ecrini fazlasıyla alacakları, sınırsız nimetlerle dolu cennete kavuşurlar.
Allah’ın sonsuz şefkati müminler üzerinde dünyada da tecelli eder. Allah titizliklerinin ve kendisine olan bağlılıklarının karşılığında bu kullarına, sundukları güzelliklerin, iyiliklerin ve salih amellerin ecirlerini kat kat artırarak verir. Bu, Allah’ın şanındandır. Yoksa insan kendisine can bağışlayan, sayamayacağı kadar çok nimet içinde yaşatan Rabbimiz’e karşı zaten kullukla sorumludur. Allah’ın bunun karşılığında onları ödüllendirmesi de tamamen lütfundan ve karşılıksız ihsan etmesindendir.
www.Allahinrizasi.imanisiteler.com
Sayın Adnan Oktar Çeşitli Tarihlerde “Allah Korkusu” ile İlgili Önemli Açıklamalarda Bulunmuştur
➠ Sevmek için Allah korkusu gerekir, Allah sevgisi gerekir. Et, kemik sevilmez; Allah’ın tecellisi sevilir. Ölüp gidecek, yok olacak bir varlık olarak düşünüyorsan neyini seveceksin? Sonsuz olan sevilir. Sonsuz olan Allah’tır, Allah’ın tecellisi olarak sevebilirsin. (A9 TV; 26 Kasım 2014)
➠ Sen zulmü öğretirsen adam da zulmü uygular. Merhameti, aklı, konuşmayı, ikna metodarını, bilimsel delilleri öğret. Hepsinin üstünde Allah sevgisini, Allah korkusunu öğret. (A9 TV; 7 Ekim 2014)
➠ Bağnaz çok tehlikeli. Ama dindar insan çok huzur verici oluyor. Her yönden eminsin, ne güzel; Allah’tan korkuyor, Allah’ı seviyor, yalan söylemez, oyun oynamaz, vefasızlık yapmaz, vicdansızlık yapmaz, zulüm yapmaz ne güzel! Öbür türlü tabii çok büyük bir tehlike olmuş oluyor. (A9 TV; 28 Ağustos 2014)
➠ Sevgi ve samimiyet iç içedir. Sevgiyi bilmeyen samimiyeti bilmez, samimiyeti bilmeyen de sevgiyi bilmez. Bunlar da akılla irtibatlı, akıl da Kuran’la irtibatlı, Kuran Allah korkusuyla irtibatlı. (A9 TV; 13 Nisan 2014)
➠ Allah korkusu olmadan sevgi olmuyor. Allah korkusu olmazsa egoist olursun, bencil olursun. ‘’Çok seviyorum’’ diyor, bencilsin, egoistsin, merhametli değilsin, cömert değilsin. Nasıl seveceksin? Gitti sevgi işte, yaktın gitti. Allah korkusu sevginin temel bütün ihtiyaçlarını sağlıyor. (A9 TV; 1 Şubat 2014)
➠ Allah korkusunun da amacı sevgidir. Cenab-ı Allah, ‘’Benden korkun’’ diyor. Orada Cenab-ı Allah’ın amacı Kendisinin sevilmesidir. Nihai amaç orada saf korku değildir. Allah’ın istediği, korkunun meydana getireceği sevgidir. (A9 TV; 1 Şubat 2014)