Hoş Sohbetler (15 Nisan 2017; 22:00)

32055

OKTAR BABUNA: Hoş Sohbetler programımıza başlıyoruz. Adnan Bey hoş geldiniz.

ADNAN OKTAR: Hoş bulduk, siz de hoş geldiniz.

Evet, neler konuşuyordunuz ben yokken?

OKTAR BABUNA: Mehdiyet’ten bahsettik. Hz. Mehdi (as)’ın hayatta ve faaliyette olduğundan, alametlerin gerçekleşmesinden.

ADNAN OKTAR: Sahabe devrinden bu yana yani Peygamberimiz (sav)’in ve sahabenin devreye girmesinden sonra Hz. Mehdi (as) beklenmiş. Mehdiyet, daima canlılık, aktivite veren, heyecan veren bir inanç olarak müminlere kuvveyi maneviyi takviye eden bir güç olmuş. Kuran’da da işaret var, çok fazla işaret var. Dolayısıyla Hz. Mehdi (as) karşıtlığı ancak deccalın işine yarar. İngiliz derin devletinin en rahatsız olduğu şey Mehdiyet. Mehdiyet telaş edilecek bir şey değil. Kaderde var diyoruz kaderde. Kaderi durdurmayacağına göre çırpınmanın alemi ne, değil mi? Kader ezici şekilde ilerler durduramazsın. Panik olmaya falan gerek yok.

Şeyhimiz Şeyh Nazım Kıbrısi Hazretleri, Mehdiyet’i sürekli gündemde tutardı. Allah hayatını bereketli kıldı. İnsanlar onu çok sevdi. Bak bütün onun şu an talebeleri yani ona bağlı halifeleri, diğer tabirle şeyhleri Mehdiyet’i hepsi savunuyorlar. Bir kısmı da acayip gocunuyor onlardan çok rahatsız oluyorlar. Şeyh Nazım Hocamız inayet altında, şeyhleri de inayet altındadır. Kimse hiçbir şey yapamaz. Zaten onların zirzoplara ihtiyacı yok. Basit akılsız adamlara ihtiyacı yok. Aklı başında adamlar onları daima destekler ve severler. Şeyh Ahmet Yasin Hocamız, Şeyh Mehmet Efendi başta olmak üzere, Şeyh Hişam Efendi, Şeyh Adnan Efendi hepsi birbirinden değerliler. Hepsi Hz. Mehdi (as) beklentisi içindeler. Hepsi nur gibi insanlar. Boş yere havanda su dövüyor Hz. Mehdi (as) karşıtları. Mehdiyet ilerliyor, hem bağıra bağıra kaçıyorlar ama Mehdiyet de sürekli ilerliyor. Yani selin önünden kaçan minik kediler gibiler böyle yahut minik tavşanlar gibi. Sel ilerliyor onlar habire kaçıyor, bir yanda da arkaya dönüp bağırıyorlar “Mehdiyet yok” diye. Niye kaçıyorsun o zaman? Niye her gün bağırıyorsun?

“Sevgi birliği çok önemli” diyelim.

Şimdi Fikret bize neler anlatıyor bir bakalım.

VTR: Nur Suresi’nin 31. Ayetinde Başörtüsünden Bahsedilmemektedir.

OKTAR BABUNA: Hoş Sohbetler programımıza devam ediyoruz. Buyurun Adnan Bey.

ADNAN OKTAR: Evet. Gayet güzel oldu bu film. Konuyu çok iyi anlatıyor, evet. Çok açık sarih bir konu. Hayret edilecek şey farkına varmamış insanlar. Ama iyi niyetle farkına varmamışlar. Ama hadisi nasıl fark edemiyorlar o tabii çok mucize. Hurafe olduğunu, uydurma bir hadis olduğunu görmeleri gerekirdi ama görememişler. Çarşaf var net o. Ama başörtüsü diye bir şey yok Kuran’da. Kadınlar o devirde dekolteydi. Dışarı çıkarlarken fitne olmaması için üstlerine genişçe bir örtüyle örtüyorlardı bütün vücutlarını, dekolteleri içinde kalıyordu. Eve gelince de üstlerini çıkarıp dekolteleriyle kalıyorlardı. Dolayısıyla anlaşılmayacak bir yön yok. Bu yüzden milyonlarca kadın İslam’a yaklaşamadı. Gereksiz yere Müslümanlarla, İslam’la diğer insanlar arasında muazzam bir perde muazzam bir set oluşmuş oldu gereksiz yere.

Evet, dinliyorum.

KARTAL GÖKTAN: Washington Times “Türkiye yol ayrımında” başlıklı özel bir kapak dosyası yayınladı. Dergi, “Sayın Erdoğan için Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde terörizme destekten yargılanma yolu açılmalıdır” teklifi getirdi.

ADNAN OKTAR: Beklesinler. Gelip 83 milyonla mücadele etmeleri gerekiyor önce ondan sonra öyle bir şey olabilir. 

Evet, dinliyorum.

BÜLENT SEZGİN: Geçtiğimiz gün İngiltere Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey yetkililer Kuzey Irak’ta Mesut Barzani’yle özel bir görüşme yaptı Adnan Bey. Kuzey Irak’taki bağımsızlık referandumu ve IŞİD’in konuşulduğu açıklanan toplantıda, İngilizlerle harita üzerinde yapılan çalışma basına yansıdı. Fotoğraflar vardı. İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın Ortadoğu ve Afrika’dan sorumlu Devlet Bakanı Tobias Martin Ellwood. İngiltere’nin Bağdat Büyükelçisi Frank Baker. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Dışişleri Bakanı Falah Mustafa Bakir ve Mesud Barzani toplantıdaydı.

ADNAN OKTAR: Ne anlatıyorlar? Yine kesip-biçiyorlar herhalde. “Şura sizin bura bizim” falan diye. Bu sefer o haritayı kabul etmeyeceğiz. Daha önce Abdülhamit devrinde falan hep kabul ettirmişler. Şimdi haritayı katlayıp ceplerine koyacağız evlerine göndereceğiz.

Bu Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Dışişleri Bakanı Falah Mustafa Bakir de İngiltere’de okumuş. İngiltere hep işin içinde.

Ayetullah Ali Hamaney, Azerbaycan Türk’üdür. Çok fazla öyle Ayetullah, komutanlar, işte hava, kara, deniz hep Türk asıllıdır İran’da. Ve çoğu da Sünni’dir. İran kardeş ülkedir, dosttur, onlar bizim canımız.

Kız çocuklarına bazı aileler hep potansiyel tehlike olarak bakıyorlar. Ağabeyleri baskı yapıyor, babası baskı yapıyor. Yani ciddi bir tehlike gibi görüp o çocuklara hayatı zehir ediyorlar. Çok günah bu, çok çirkin.

Masona tebliğ yapmak için mason olursun. Tapınak Şövalyesine tebliğ yapmak için Tapınak Şövalyesi olursun. Rotaryenlere tebliğ yapmak için rotaryen olursun. Sosyeteye tebliğ yapmak için onlar gibi bir hayat yaşarsın. Adama gidip sen çarşafla, sarıkla cübbeyle İslam’ı anlatmaya kalkarsan senden kaçar. Ama dekolte kıyafet giymiş bir hanıma sen dekolte bir hanımla İslam’ı anlatırsan o ürkmez ve tedirgin olmaz. Ama dekolte bir hanıma sen gidip çarşafla veyahut başörtüsüyle anlatırsan daha baştan seninle konuşmaz. Bunu bilmedikleri için kendilerince bir şeyler anlatıyorlar ama yanlış üslupları.

Evet, Fikret’in filminin devamını görelim.

VTR: Nur Suresi’nin 31. Ayetinde Başörtüsünden Bahsedilmemektedir.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER