Müminlerin en fazla heyecan duydukları konulardan biri de cenneti ve cennet nimetlerini düşünmektir. Çünkü cennette Rabbimiz, insanlara, daha önce dünya hayatında eşine benzerine rastlamadıkları bambaşka bir hayat sunmaktadır. Orada dünya hayatında karşılaşılan eksikliklerin ve kusurların hiçbiri yoktur. Çünkü cennet, dünya hayatı gibi bir imtihan mekanı olarak değil, bir mükafat yurdu olarak yaratılmıştır. Hayatı boyunca, içinde mükemmelliğe ulaşma arzusuyla yaşayan insan, dünyadaki yaşamın bu eksikliklerini gördükçe cenneti daha da büyük bir heyecanla arzular.
Müminler ahirette cennetle birlikte hayatları boyunca büyük bir çaba göstererek sakınmaya çalıştıkları cehennem azabından kurtulmuş olmanın sevincini yaşayacaklardır. Bunun yanında cennette melekler tarafından selam sözleriyle karşılanıp orada en güzel şekilde ağırlanacaklarını düşünmek de inananlara derin bir haz verir. Hem Allah (cc)'ın meleklerini görecekler, hem de onlar tarafından ebedi yurtları olan cennetlere sokulacaklardır. Kuran-ı Kerim'de müminlerin cennetteki karşılanışları şöyle haber verilmektedir:
Onlar, Adn cennetlerine girerler. Babalarından, eşlerinden ve soylarından 'salih davranışlarda' bulunanlar da (Adn cennetlerine girer). Melekler onlara her bir kapıdan girip (şöyle derler:) "Sabrettiğinize karşılık selam size. (Dünya) Yurdun(un) sonu ne güzel." (Rad Suresi, 23-24)
Müminlerin cenneti düşünerek heyecanlanmalarının bir sebebi de hiç kuşkusuz ki orada kendilerine sunulacağı vaat edilen nimetlerin benzersizliğidir. Ancak bunlardan daha da heyecan verici olanı ise onların hayatları boyunca büyük bir şevkle arzuladıkları sonuca kavuşacak, Rabbimiz'in rızasını kazanacak olmalarıdır. Allah (cc), "Öne geçen Muhacirler ve Ensar ile onlara güzellikle uyanlar; Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da O'ndan hoşnut olmuşlardır ve (Allah) onlara, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur." (Tevbe Suresi, 100) ayetiyle müminleri müjdelemektedir.
Başka bir ayette Allah (cc) şöyle buyurmaktadır:
Allah, mümin erkeklere ve mümin kadınlara içinde ebedi kalmak üzere, altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vaadetmiştir. Allah'tan olan hoşnutluk ise en büyüktür. Işte büyük kurtuluş ve mutluluk budur. (Tevbe Suresi, 72)
Cennet nimetlerinin bir bölümü, Kuran'da müminlere bildirilmiştir. Müminler, cennetlerde tüm sevdikleriyle, dostlarıyla birlikte olacaklardır. Orada gelmiş geçmiş tüm peygamberlerle, şehitlerle, sıddıklarla, Rabbanilerle ve salih müminlerle dostluk edecek ve sonsuza kadar da sadece Allah (cc)'ın razı olduğu bu insanlarla birlikte yaşayacaklardır. Orada sevgiyi ve dostluğu olabilecek en yoğun şekilde tadacak ve asla bıkkınlığa kapılmayacaklardır. Oradaki herkes güvenilir, herkes Allah (cc)'a sadık ve herkes güzel ahlaklı olacaktır. Kötü ahlak özelliklerinden hiçbirini görmek mümkün olmayacak, kin, öfke, haset gibi cahiliye tavırları sonsuza kadar yok olacaktır.
Orada inananlar sonsuza kadar sadece nefislerinin hoşuna giden nimetler içerisinde huzur ve keyifle ağırlanacaklardır. Tüm insanlar olabilecek en güzel suretleriyle yaratılacak ve dünyadaki tüm insani kusurlarından arınmış olacaklardır. Cennette hiçbir şey dünya hayatının kurallarına bağlı olmayacak, tüm sebepler ortadan kalkacak ve yepyeni bir hayat ve yepyeni nimetler yaratılacaktır. Köşkler, tahtlar, döşekler hepsi muhteşem güzellikte olacak; baldan ırmaklar, devşirilmesi kolay, hiçbir şekilde yemişleri eksilmeyen meyve ağaçları ve daha insanın isteyebileceği niceleri olacaktır.
Daha da önemlisi cennette insan aklının dünyadayken kavramakta zorluk çektiği sonsuzluk yaşanacaktır. Yüzlerce, binlerce, milyarlarca, trilyonlarca, katrilyonlarca yıl değil, trilyon kere trilyon yıl da değil, hiç bitmeyen, sonu gelmeyen sonsuz bir hayat olacaktır. İnsanın dünyada sahip olduğu bıkkınlık, sıkılma gibi hisler de alınmış olacak ve insan sonsuza kadar yaşadığı her andan büyük bir keyif duyacaktır.
İşte dünya hayatında, cennette karşılaşmayı umdukları bu nimetleri düşünmek müminlere büyük bir zevk ve heyecan verir. Bir an önce bu nimetlere kavuşma heyecanı ile daha da şevklenir ve Allah (cc)'ın cennete layık kullarından olabilmek için daha fazla çaba harcarlar. Kuran'da emredildiği gibi, "... eni göklerle yer kadar olan cennete kavuşmak için..." (Al-i İmran Suresi, 133) hayırlarda yarışır ve öne geçenlerden olmaya gayret ederler.