Doğal güzellikler ve yeşillikler cennetin mükemmel nimetlerindendir. Köşklerin ve gölgeliklerin bahçelerin içinde, pınarların yanıbaşında kurulmuş olması da ayrı bir güzelliktir.
Cennet, "... ne (yakıcı) bir güneş, ve ne de dondurucu bir soğuk..." (İnsan Suresi, 13) şeklinde tarif edilen, insana hiçbir rahatsızlık vermeyen, hoş bir iklime sahiptir. İnsanı bunaltan, terleten sıcaklar ya da titreten, donduran soğuklar orada yoktur. Allah müminleri cennette, "... ne sıcak-ne soğuk, tam kararında bir gölgeliğe..." sokacaktır. (Nisa Suresi, 57) "Tam kararında" ifadesi, bu ayette iklimin tam insanın isteyeceği ve rahat edeceği gibi olduğunu bildirmekle beraber, aslında cennetteki bütün ortam ve şartların, insan ruhunun gerçek anlamda doyum sağlayacağı, rahat edeceği biçimde hazırlandığına işaret etmektedir. Cennetteki herşey ve her durum müminin "tam istediği" gibi olacaktır.
Allah'ın cennet ayetlerinde en çok bahsettiği doğal güzelliklerden biri de, "Durmaksızın akan su(lar)"dır. (Vakıa Suresi, 31) Dünya hayatından da gözlemlediğimiz gibi insan ruhu sudan, özellikle de akan sulardan büyük zevk alır. Bir göl, bir akarsu veya bir şelale, ormanın içinden akan bir ırmak insanın ruhuna hitap eder. Sarayların, konakların, malikanelerin ya da villaların bahçelerine yapılan göletler, havuzlar ve fıskiyelerin, yapay veya doğal akarsuların amacı hep ruhtaki bu estetik özleminden ileri gelir.
Bu estetik görüntülerin hoşa gitmesinin başlıca sebebi insan ruhunun cennete göre yaratılmış olmasıdır. Bir diğer ayette de bu güzellik şöyle ifade edilmiştir:
"İçlerinde durmaksızın fışkırıp-akan iki pınar vardır." (Rahman Suresi, 66)
Suudi Arabistan’ın önde gelen Arapça günlük gazetesi Makkah’da 21 Haziran 2016’da Harun Yahya’nın makalesi yayınlandı. Makaleyi aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.