Kıbrıs Postası, 23 Eylül 2009 Adnan Oktar: Tabi, o anlamda bir birlik için hepsi can atıyor. Biz mesela Suriyelilerle de görüştük. Suriye, Türkiye’nin bir an önce kendisini himayesine alması için adeta yalvarıyor. Hemen kabul edecek Suriye. Irak öyle, çünkü Irak sürünüyor şu an. Türkiye’nin himayesi olsa Irak bayram eder. Sabaha kadar bayram ederler. Türkiye’nin himayesi ne demektir? Kanın bitmesi, fitnenin bitmesi, savaşın bitmesi, bereket, bolluk, ferahın gelmesi demektir. Ekin TV, 29 Ocak 2009 Adnan Oktar: Bunun tek çözümü var. Maddi ve manevi tek çözümü var: Türk İslam Birliği’dir. Türkiye’nin liderliğinde, Türk devletlerinin desteğinde, bütün İslam ülkelerinin de içine katılacağı dev ve kocaman bir İslam Birliği. Dünyanın en dürüst, en güvenilir, en efendi, süper yapılanması olacaktır bu. NATO’dan daha büyük, AB’den daha güçlü, askeri yönden de, siyasi yönden de, ekonomik yönden de dünyanın en büyük gücü haline gelecektir. Ne anarşi kalır, ne terör kalır, ne hayat pahalılığı kalır, ne şu kalır, ne bu kalır. Ama bu konuda hırs yapmak lazım. Herkesin her yerde Türk İslam birliğine olan arzusu iştiyakı çok iyi vurgulanmalı. Mesela resmi makamlara dilekçe yazılabilir, yazılar yazılabilir, kahvehanelerde sohbet edilebilir, konuşmalar yapılır. Televizyon konuşmaları her şeyle bunun çok ciddi gündem yapılması lazım. Yani o kadar mantıksız ki bizim birleşmememiz. Yani aynı soydanız, aynı dindeniz, aynı ırktanız, yani her şeyimiz bir, bir sürü kapı var, açılsın o kapılar. Azerbaycan’ın kapıları açılsın, Gürcistan’ın kapıları açılsın, İran’ın kapısı açılsın, Irak’ın Suriye’nin kapıları açılsın, Türkistan’ın kapıları açılsın. Rahat rahat gidip ticaret yapalım, sohbet edelim, konuşalım. Onlar bizim canımız ciğerimiz parçamız, kardeşlerimiz. Yani kapıya gittiğimizde biz niye pasaport gösterelim, normal arabayla basıp geçelim. |