Türkiye “Cehennem Ateşi”ne ortak olmasın
ucgen

Türkiye “Cehennem Ateşi”ne ortak olmasın

28648

Gökyüzünden gelen ürkütücü bir ıslık sesi... Pakistan, Yemen, Afganistan, Libya, Somali halkının kabusu insansız hava araçları... Kadın, çocuk, yaşlı ayrımı yapmayan bu makinalar binlerce kilometre uzaklıktaki kumanda merkezinden yönlendirilerek bu fakir coğrafyalara “cehennem ateşi” yağdırıyor.

“Cehennem ateşi” Amerika’nın insansız hava uçaklarından attığı bombalara verilen isim. Bu bombaları atan “Reaper” İHA’larının anlamı “biçer döver.” Afganistan ve Pakistan’ın kırsal bölgelerinde halkın kabusu haline gelen İHA’lar halkta travmatik bozukluklara sebep oldu. Uçakların sesini duyan çocuklar ağlamaya, çığlık atmaya başlıyor. Bu uçaklar tam da verilen isme uygun şekilde çocuk, kadın, yaşlı, masum, sivil demeden kimi zaman bir ev halkını, kimi zaman bir cenaze merasiminde bir araya gelen köylüleri, kimi zaman bir düğünde halay çeken gençleri biçerek öldürüyor. Gerekçe ise “o düğünde, o cenaze merasiminde, o köyde radikal savaşçılar vardı.” Hiç bir gerekçe 3 yaşında bir kız çocuğunun, ilkokul çağında bir oğlanın, 80 yaşında bir ninenin havadan atılan bir bombayla paramparça edilmesini mazur gösteremez.

İHA’lar Bush yönetiminden bu yana Afganistan, Pakistan, Libya, Somali ve Yemen’in kırsal alanlarında sivillerin yaşadığı bölgelerde yoğunlukla kullanılıyor. George W. Bush’un iktidarda olduğu dönemde düzenlenen İHA saldırılarında ölenlerin sayısı Obama döneminde 6 misli arttı.[1] İnsan hakları örgütlerinin verdiği rakamlara göre sadece Pakistan'da 3 bin 500’den fazla insan öldü. Ölenlerin 178’i çocuk. Ki bunlar resmi rakamlar, gayri resmi rakamlar ölen sivil sayının çok daha yüksek olduğunu gösteriyor. Yemen’de İHA saldırılarında ölenlerin sayısı binden fazla. 2013 Şubat’ında Güney Carolina senatörü Lindsey Graham, İHA saldırılarıyla bugüne kadar 4 bin 700 kişini öldürüldüğünü gururla açıklamıştı.[2] Afganistan’da İHA saldırılarıyla hayatını kaybeden en son sivil ise Pakistanlı bir mülteci olan 75 yaşındaki Gul Nawaz. Khost Eyaletinin Alishir bölgesinde yaşayan Gul’ün neden öldürüldüğüne dair Khost eyaleti valisinin bölgedeki NATO güçlerinden istediği bilgi ise cevapsız bırakıldı.

Geçtiğimiz aylarda Taliban’ın, Pakistan’da bir okula düzenlediği terör saldırısında 148 çocuk hayatını kaybetmişti. İnsansız hava uçaklarının saldıralarında ise bugüne kadar 178 çocuk hayatını kaybetti. Terör saldırısı ya da İHA saldırısı farketmez, eğer çocuklar ölüyorsa acil önlem alınmalı. İHA saldırıları nedeniyle oluşan sivil kayıplarının önüne geçilecek önlemler alınmazsa bu bombalama rakamlarındaki artış dünyayı, çocukların oyun oynarken, kadınların çocuklarını büyütürken öldürüldüğü bir cehenneme dönüştürecek. Unutulmamalı ki böyle bir tablo Batı halkına ne kadar uzaksa, Doğu halklarına da o derece uzak olmalıdır. Dünyaya barış, adalet getirme misyonunu üstlenen Batılı ülkeler sözde değil pratikte insan haklarına verdikleri önem ölçüsünde ciddiye alınırlar. Doğu halklarının insani haklarının, Batı’dan değersiz görüldüğü bir bakış açısında üstlenilen misyonun sözden öteye gitmeyeceği açıktır.

Şu an dünyanın  çatışma yaşanan bölgelerinde insan haklarının ihlaline en ciddi örnek teşkil eden araçlardan biri de İHA’lardır. Sivilleri öldürmek büyük bir suç iken, savaşçı olduğu iddia edilen kişileri de herhangi bir soruşturma, yargılama yapmadan havadan bombalayarak infaz etmek ciddi bir insan hakları ihlalidir, savaş hukukuna aykırıdır. Teknolojik imkanların doruk noktası ulaştığı günümüzde İHA teknolojisi “avla, biç-döv, öldür” mantığıyla değil ancak ve ancak lojistik ve istihbarat amaçlı kullanılmalıdır. Hatta bu teknoloji daha da geliştirilerek tek bir sivilin dahi zarar görmeyeceği şekilde istihbarat bilgisi toplanarak terörist saldırıların önüne geçilmesi amaçlanmalıdır. Önleyici istihbarat, yok edici bombalama yöntemlerinin önüne geçtiği taktirde teröristlerin hayat damarı tıkanır. Şu an terörü besleyen ana damarın şiddet olduğu unutulmamalı. Teröre şiddetle karşılık verirken sivil halk zarar görüyorsa işte bu terör grupları için arayıp da bulamadıkları imkan. Gözünün önünde oyuncak bebeğiyle oynayan çocuğunun “cehennem ateşi” bombalarıyla paramparça olduğunu izleyen bir baba, bu manzaraya şahit olan köylüler, terör grupları tarafından kolaylıkla ikna edilip, düşman haline getirilirler. Bu durumda suçlu kim derseniz, sorunları diplomasi, diyalog, eğitim, karşılıklı anlayış yoluyla çözme yolunu tercih etmeyip acele davranıp silahlara sarılanlar dahil olmak üzere barışa fırsat vermeyen herkestir.

İşte bu noktada Türkiye’deki İncirlik Hava Üssü’nden kalkan insansız hava uçaklarının bundan böyle “hell fire” füzeleri yüklü halde kalkış yapacağına dair gelen duyumlar ürkütücü. Türkiye, NATO ve BM kapsamında bugüne kadar iştirak ettiği misyonların hiçbirinde silah kullanmadı. Türk askeri, her zaman eğitim ve yardım amaçlı bulunduğu yabancı topraklarda bir dost olarak sevildi, saygı gördü, korundu. Bundan sonra da  adeta bir cehenneme dönen Ortadoğu coğrafyasında Türkiye’nin yapması gereken masumların korunması için elinden gelen imkanları en iyi şekilde kullanmaktır. Türkiye, topraklarında 1.6 milyon ile en fazla Suriyeli mülteciyi misafir ederek dünyaya barış ve insanlık dersi verdi. Bundan sonra Türkiye’den beklenen ikinci ders; silah ve bombanın öncelik olduğu insafsız reel politikaların başarısız olduğunu ispat ederek sevgi, anlayış, diyalog ve diplomasinin yer aldığı insani politikaların kazandığını ispat etmek olmalıdır.


[1] http://www.thebureauinvestigates.com/2014/01/23/more-than-2400-dead-as-obamas-drone-campaign-marks-five-years/

[2] http://www.theguardian.com/world/2015/mar/16/aclu-files-new-lawsuit-over-obama-administration-drone-kill-list

 
Adnan Oktar'ın Pakistan Observer & CSS Current Affairs'de yayınlanan makalesi:
 
 
 
 
PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo