Son birkaç haftadır tüm dünyanın gözü önünde bir insanlık dramı yaşanıyor. Konu yine mülteciler, yine Arakan ve yine ölüme terk edilen binlerce savunmasız, mazlum insan. Myanmar ve Bangladeş'ten kaçan, aralarında Arakanlı Müslümanların da bulunduğu 8 binden fazla göçmen Güneydoğu Asya sularında Tayland, Endonezya ve Malezya’ya girebilmek için açık denizde bekletiliyor. Günlerce aç ve susuz kalan bu insanlardan bir kısmı, Endonezya'daki geçici kamplarda ve Malezya'daki spor salonlarında tutuluyor. Açık denizde bekleyen binlerce göçmen ise açlık ve hastalık tehdidiyle karşı karşıya. Bir an için kendinizi bu insanların yerine koyun, ülkem dediğiniz topraklarda vatandaşlık hakkına sahip değilsiniz, kendi doğduğunuz topraklarda mülteci konumundasınız ve toplama kamplarında yaşamak zorundasınız, çocuğunuzu okula gönderemiyorsunuz, kızlarınıza, eşlerinize her an tecavüz edilebilir ama onları koruyamıyorsunuz, evlenmek için veya doğan her çocuğunuz için vergi vermek zorundasınız, hastalandığınızda tedavi edilmiyorsunuz, sadece Müslüman olduğunuz için zulüm görüyor, hapse atılıyor, öldürülüyorsunuz, bu durumda siz olsanız ne yapardınız? Elbette kurtuluşu başka bir ülkeye sığınmakta arardınız, orada hem ailenize hem de kendinize insanca koşullar bulmaya çalışırdınız.
Burma'da yayınlanan günlük gazete Burma Times’ın 201 Haziran 2015 tarihli sayısında Harun Yahya’nın “Ya Bu Dünyada Yaşayacak Bir Karış Toprağınız Olmasaydı?” başlıklı makalesi yayınlandı.