Türk-İslam dünyasının herhangi bir bölgesinde yaşanan sorun bütün bu coğrafyayı doğrudan etkilemektedir. Ortadoğu'da oluşan bir gerilimin, Kuzey Afrika'da etkisi hissedilir. Hazar'da yaşananlar Ortadoğu bölgesinin geleceğini etkiler. Basra Körfezi'nde meydana gelenler Güneydoğu Asya'yı doğrudan ilgilendirir.
Bu da, Türk-İslam dünyası coğrafyasının herhangi bir bölgesinde çatışma, sorun, gerilim varsa bunun rahatsızlığının tüm ülkelerde hissedileceği anlamına gelir. Ayrıca dünyada siyasi ve ekonomik olarak bu gerginliklerin sonuçları hissedilir. Elbette aynı şey barış ve huzur ortamı için de geçerlidir. Uzun süreli gerginliklerin örneğin Arap-İsrail sorununun barışla neticelenmesinin, Türk İslam dünyasına ve tüm dünyaya olumlu bir etkisi olacağı açıktır.
20. yüzyıl boyunca Türk-İslam dünyasının büyük bölümü de uzun süren bir savaş, çatışma ve istikrarsızlık içinde kaldı. Bu dönem kaynakların boşa harcanmasına, ekonomik ilerlemenin neredeyse durmasına, yaşam standardının çok düşük düzeylere inmesine, hepsinden önemlisi milyonlarca Müslümanın hayatına mal oldu.
Günümüzde hala bazı Müslüman ülkeler arasında anlaşmazlıklar devam etmekte, zaman zaman gerilim artmaktadır. Müslümanlarla Müslüman olmayan ülkeler arasındaki savaş ve çatışmalar da bir başka huzursuzluk ve istikrarsızlık nedenidir.
Sevgi ve kardeşlik temeli üzerine kurulacak olan Türk-İslam Birliği'nin tesis edilmesiyle birlikte Türk-İslam dünyası kendi arasındaki gerilimlere ve huzursuzluklara son verecektir. Müslümanlar birbirlerini kardeş olarak bilecek ve karşılaştıkları olumsuzlukları birlik ve beraberlik içerisinde ele alacaklardır.
Kendi aralarında oluşturacakları samimi ilişkiler ve yakın bağlantılar vesilesiyle olayların herhangi bir çözümsüzlüğe kaymasına izin vermeyeceklerdir. Ortak katılımla oluşacak merkezi karar organları tüm tarafların hakkını gözeterek sorunların hızlı ve kalıcı bir şekilde çözümlenmesini sağlayacaktır.
Böylelikle, on yıllarca sürüp giden anlaşmazlıklar ve çatışmalar bir anda son bulacak ve bölgeye barış ve huzur ortamı gelecektir. Elbette ki; Türk-İslam dünyasında sağlanacak bir barış ve sevgi ortamı bu bölgeyi ve dünyayı çok olumlu yönde etkileyecektir. Bu olumlu etkiler de, Allah'ın izniyle Türk-İslam dünyasına sayısız alanda sosyal ve ekonomik gelişmeleri de beraberinde getirecektir.