İman edenler hayatları boyunca Allah'ın özel olarak yarattığı pek çok olayla denenirler, ancak bu onların zor ve sıkıntılı bir hayat yaşadıkları anlamına gelmez. Aksine dünya hayatında en güzel hayatı yaşayan kişiler müminlerdir. Kuran'da sabırlı olmanın insanları karanlıklardan nura çıkaracak yollardan biri olduğu bildirilir. Sabır dünyada ve ahirette tüm samimi iman sahiplerini -Allah'ın izniyle- karanlıklardan nura çıkaracaktır. Peygamber Efendimiz (sav) de bir hadisinde şöyle buyurmuştur:
``...Yanımda bulunan hayırdan (yani maldan) hiçbir şeyi sizlerden alıkoymuyorum. Şu muhakkak ki, kim (istemeyip) iffetli kalmak isterse, Allah onu iffetli kılar. Kim de sabretmeye çalışırsa, Allah ona da sabır ihsan eder. Kim insanlardan müstağni olmak isterse, Allah onu müstağni kılar. Sizlere sabırdan daha hayırlı ve sabırdan daha geniş hiçbir atıyye asla verilmemiştir!``(Sahih-i Buhari, Cilt 14, syf.6401)
Sabır İnananlara Güvenilir Bir Karakter Kazandırır
Kuran'da gelmiş geçmiş tüm elçilerin gönderildikleri kavimlere şu sözü söyledikleri bildirilmiştir:
"Gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim." (Şuara Suresi, 143)
Elçilerin kendilerini öncelikli olarak bu özellikleriyle tanıtmaları güvenilir olmanın insanlar için ne kadar önemli bir vasıf olduğunu bilmelerinden kaynaklanmaktadır. Elçilerin bu özelliğini diğer müminlerde de görmek mümkündür. Çünkü Kuran'ın getirdiği üstün ahlak ve sabır anlayışı, müminlere güvenilir olmanın gerektirdiği tüm özellikleri kazandırır. Sabır gösterebilen insanlar önceki sayfalarda da belirtildiği gibi, aynı zamanda akıllı, doğru sözlü, dürüst, adil, itidalli, kinden, öfkeden ve yalandan uzak, dengeli bir karakter gösterirler. Ne zaman ne yapacakları, hangi olaylara karşı nasıl tepkiler verecekleri bellidir. İman etmeyen insanlar karşılaştıkları olaylarda hiç beklenmedik, şaşırtıcı, tedirgin edici tepkiler gösterip, umulmadık bir karaktere bürünürlerken, müminler asla böyle bir tavra girmezler. Güvenilirliklerinin bir sebebi de budur.
En önemlisi de, her konuda sabır gösterebildikleri için bu güzel özelliklerini sürdürmede de hayatlarının sonuna kadar kararlı davranırlar. Dünyevi çıkarlar uğruna Allah'ın hoşnut olacağı umulan ahlaktan hiçbir koşulda taviz vermezler. Tüm bu vasıfları hem bir arada hem de süreklilikle yaşamaları, müminleri insanlar arasında en güvenilir kimseler haline getirir.
Sabır İnsana Neşeli ve Huzurlu Bir Karakter Kazandırır
Allah'a iman etmeyen insanlar için üzülmek, sıkılmak veya huzursuz olmak son derece olağan olaylardır. Çünkü bu insanlar, Allah'ın canlı cansız her varlığın hakimi olduğunu, tüm olayları bir hikmet üzerine yarattığını ve dilediği an kullarının dualarına dilediği şekilde cevap verebileceğini, herşeyi hakimiyeti altında tuttuğunu düşünmezler. Bu nedenle de dış görünüşte ters giden ya da aksilik gibi görünen bir olay olduğunda hemen ümitsizliğe ve sıkıntıya kapılırlar. Kuran'da inkar edenlerin bu özelliği şöyle haber verilmiştir:
"Biz insanlara bir rahmet taddırdığımız zaman, onunla sevinirler; kendi ellerinin takdim ettiği dolayısıyla onlara bir kötülük isabet ettiğinde, hemen umutsuzluğa kapılırlar." (Rum Suresi, 36)
Müminler ise inkar edenlerin tam tersine Allah'tan hiçbir zaman hiçbir şekilde umutlarını kesmezler. Çünkü Allah sonsuz güç sahibidir ve evrendeki herşeyin hakimidir. O, iman edenlerin dostu, velisi ve yardımcısıdır. Kendisi`ne sığınanları koruyan, kollayan ve rahata kavuşturandır.
İşte Rabbimiz'in büyüklüğünü ve üzerlerindeki sonsuz rahmetini takdir edebilen müminler, her ne zorlukla ya da aksilik gibi görünen bir olayla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, sabırla ve tevekkülle Allah'a sığınırlar. Bundan dolayı da en zor anlarda bile neşelerinde ve huzurlarında en ufak bir eksiklik yaşamazlar. Dahası sabrettikleri bu zorluklara karşılık cennette, Rabbimiz'den güzel bir mükafat göreceklerini umut etmekten dolayı da çok yoğun bir şevk ve heyecan içinde yaşamlarını sürdürürler.
Müminlerin Sabırlarının Karşılığı: Cennet
Allah'a gönülden bağlı olan insanlar, dünya hayatında mallarını, canlarını, kısacası sahip oldukları herşeyi Rabbimiz'e adamış ve O'nun rızasını kazanabilmek için iyi zamanlarda da, zor anlarda da sabretmişlerdir. Ne karşılaştıkları sıkıntılar, ne inkar edenlerin baskıları, ne de dünya hayatında yaşadıkları birtakım zorluklar onları Allah'ın bildirdiği din ahlakını yaşamaktan vazgeçirememiştir. Çünkü onlar kesin bir imanla Rabbimiz'e yönelmiş ve hayatlarının sonuna kadar da bu imanlarında sabır ve kararlılık göstermişlerdir.
Hayatlarını böylesine üstün bir sabırla geçiren müminlere ahirette alabilecekleri en güzel karşılığın Rabbimiz'in sevgisi, hoşnutluğu ve rızası olduğu bir ayette şöyle haber verilmiştir:
"Rableri Katında onların ödülleri, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah, onlardan razı olmuştur, kendileri de O'ndan razı (hoşnut, memnun) kalmışlardır. İşte bu, Rabbinden 'içi titreyerek korku duyan kimse' içindir." (Beyyine Suresi, 8)
Allah dünyadaki yaşamları boyunca güzel ahlakı yaşamakta, zor zamanlarda sabır ve tevekkül etmekte, Kendisi'nin hoşnut olacağı umulan güzel davranışları göstermekte büyük sebat gösteren müminlere karşılıklarını kat kat olarak vereceğini Kuran'da şöyle bildirir:
"İşte onlar; sabretmeleri dolayısıyla ecirleri iki defa verilir..." (Kasas Suresi, 54)
Bir başka ayette de Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
"Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz." (Nahl Suresi, 97)