“Bangladeş’de cemati islami’nin lideri Molla’nın avukatı Tajülislam, idam edilmeden önce ‘Molla’nın sadece İslami bir partinin lideri olduğu için öldürüldüğünü’ söyledi. Aynı zamanda son sözlerinde de, “Hayatı ve ölümü verecek olan Allah’tır. Kaderi çizen Allah’tır, ben Allah’tan gelen her şeye razıyım” ifadelerini kullandı.”
Adnan Oktar: “Ortadoğu’daki insanların bakış açısıyla, Avrupa’daki insanların bakışı açısı çok farklı. Amerika’da çok farklı. Mesela Amerika’da idam oluyor. Hem sevgiye açık insanlar ama vahşete de açık insanlar. Yani mesela idamdan hiç tedirgin olmuyorlar, çok makul görüyorlar. Hemen “Asalım bu adamı” diyebiliyorlar. Mesela Bangladeş’te de genç kızlar bile basbas bağırıyorlar, “Asalım!” diye. Hayret edilecek bir şey bu. Bu kadar azgın, bu kadar linç isteyen bir ruh içinde olmaları. Bir genç kızın bir insanın ölümünü istemesi inanılır gibi değil, tanımaz bilmez. Nasıl yapıyorsun bunu? Nasıl bu kadar vahşi yetiştirdiler kendilerini.
Ölüm talebi çok zor bir şeydir, çok korkunç Allah vermesin. Cenab-ı Allah; “Bir insanı öldüren bütün dünyayı, bütün kainatı öldürmüş gibidir” diyor. İnsan bir böceği bile öldürmekten çekiniyor. Böceğe bile basmamaya dikkat ediyor insan, karıncaya bile basmak istemiyor. İnsan öldürmek ne demek? Gencecik delikanlılar, gencecik kızlar ölüm çığlıkları, linç çığlıkları atıyorlar, “Asın” diye bağırıyorlar.
İşte bu, dünyadaki sevgisizlikten oluyor. Ama sevgisizliğin bu noktaya getirilmiş olması da hayret. Halbuki Hz. Musa yanlışlıkla bir adam öldürüyor, kazara. Allah, “Seni büyük bir elemden kurtardık,” diyor. “Büyük bir azap yaşadın” diyor Allah. Yani müthiş bir sıkıntı yaşıyor o yüzden Hz. Musa. Bütün yılları azapla geçiyor. Hep acı çekmiştir kazara o adamı öldürdüğü için. Bunlar bilerek adam öldürmek peşindeler. Çok şaşırtıcı. Vahşet duygusunun bu kadar dünyada yayılmış olması hayret vericidir. Çok gaddarlar, acımasız bir kamuoyu oluşmuş, sorun o.”
“Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk sadece Türkiye’nin idama karşı olup, çaba gösterdiğini söyledi ve “Bangladeş’teki idam için çok sayıda batılı ülkenin Dışişlerini aradık hiçbiri tepki vermek istemedi” diye bir tweet yazdı.”
Adnan Oktar: “Kardeşim Türkiye’de de kimsenin haberi yoktu. Allah razı olsun bir ajans haber verdide. Üç saat öncesinden haber verdiler. Yeri göğü birbirine kattık. Ondan sonra adamlar ertelemek durumunda kaldılar. Ama bak İttihadı İslam’ın önemini buradan anlayın. İlk tepkide panik oldular, çünkü dünya çapında güçlü. Sürekli dünya bunu konuşuyor, bir numaralı konu. Tabii bunlarda şeytani bir kurnazlık var. Beklediler, sonra kamuoyu biraz yatıştı. Yatışınca astılar.
Halbuki kamuoyu hiç yatışmasa, sürekli o heyecan devam etse, o şevk devam etse, asamazlar. Yani bütün dünya, bütün kamuoyu karşı olsa, “Yapamayız” diyecekler. Ama baktılar kamuoyunun direnci düşüyor, astılar. Böyle konularda şevk ve heyecanın ayyuka çıkması ve hiçbir zaman içinde yatışmaması lazım.
İşte İttihad-ı İslam’ın önemi burada. Orada İttihad-ı İslam’ın küçük bir uygulaması oldu, azgınlar derhal sakinleşti. Ama İttihad-ı İslam’ın gücü kırılınca, kamuoyuna baktılar, konuya alıştılar, “Bu konu tamam, asabilirsiniz” dediler. Şevkin, heyecanın hiç kırılmaması lazım.
Onun için İttihad-ı İslam’ı durdurmaya çalışanlar, İttihad-ı İslam’ı önemsiz görenler, işte “Mehdi gelmiş geçmiştir” diyenler bu sisteme farkında olmadan alabildiğine hizmet ediyorlar. Bitkin, bitap güçsüz bir Müslüman kitlesi meydana getirdiler, bir buçuk milyar Müslümanın heyecanını azmini şevkini kırdılar. Ürkek, içine kapalı, çekingen egoist, “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” kafasında olan bir Müslüman güruhu oluştu İslam aleminde. Çoğunluğu böyle. İyi olanlar çok fazla tabii ama, çoğunluk bu tarzda. İşte bundan istifadeyle de paramparça ediyorlar İslam dünyasını.
Ve şeytani bir iddia ortaya attılar. Dediler ki ; “Ümmetin ihtilafı rahmettir.” Yani Müslümanların birbirleriyle uğraşması, bölünmesi, fikir ayrılıkları rahmettir. “Felaket” dedi Peygamberimiz (sav), “Felakettir” diyor, onlar “Rahmettir”e çevirdiler ve Müslüman alemini bu şeytani telkinle mahvettiler. Bir çoğu bunun şeytani bir uydurma, şeytani bir yalan olduğunu bilmiyorlar. Farkına varmadan bunu uyguluyorlar. Ve İslam Alemini içten sürekli paramparça ediyorlar, ezmeye devam ediyorlar. Lime lime olmuş durumda İslam Alemi. Birinin helal dediğine öbürü haram diyor, birinin haram dediğine helal diyor. Karmakarışık.
Bak o mübarek insanın asılmasından kimsenin haberi bile yoktu, adamı öyle asıp götüreceklerdi. Biz gündem yapmasak bitti, sessiz sedasız asacaklardı. Bütün dünya duydu. Ama baktılar ki dünyadaki tepki sürekli güçlü değil. Haa dediler, tamam şimdi kıvamına geldi, hadi asalım dediler. Halbuki her yerde böyle izinli gösteri yürüyüşleri yapılsa, sürekli internette, Facebook’ta Twitter’da bu konuyu işlese, basında gazetelerde bu konu konuşulsa, onlar felç olurlardı, böyle bir şeye cesaret edemezlerdi.
Ve dikkat ettim ortaya attıkları yalanlar da çok çirkin. Ben tanımam bilmem onları, tevafuken tanıdım. Bize sürekli yüzlerce yazı gönderdiler Bangladeş’ten. Hepsi de, “Küçük çocuklara musallat oldu bu adam. Küçük genç kızları kirletti, onlarla cinsel ilişkiye girdi” gibi çirkin iftiralar yazdılar. Bakın Müslümanlara her zaman kullanılan tekniktir bu görüyor musunuz? Bediüzzaman gibi seksen yaşında yaşlı mübarek dindar bir insana bile “Akşamleyin eve genel kadınlar, tepsi tepsi baklavalar ve kasa kasa da rakı geliyor, Bediüzzaman sabaha kadar içip bu kadınlarla eğleniyor” deyip iftira atıyorlar ve adamlar da buna inanıyorlar.
O adamcağızda bak asılacak, alelacele iki şey söylüyorlar bakın: Bir, “adam öldürdü” diyorlar. Kim öldürdü? “Pakistan ordusu öldürdü ama buda teşvik ettirdi” diyor. İki, “Yaşı küçük genç kızların da ırzına geçti” diyor. Milletin hani hassas damarı ya cinsellik, kadın, namus, koruma duygusu... Ha diyecek adamlar, “Bu madem böyle, küçücük çocukların ırzına geçtiğine göre, asın gitsin” dedirttirecek. Ki öyle bir şey olsa bile asılmaz insan, neyse hapis cezası onu çeker, bu tip propaganda yapılmaz, bu büyük bir zulümdür.
Ama bak Müslüman bir insanı ne hale getirmeye kalktılar. Ve sessiz sedasız da astılar. Şimdi ne oldu o cennete gitmiştir inşaAllah, ama geride kalanlar, içiniz kinli, Bangladeş’te o kinle yaşayacaksınız. Sanki onu şehit edince aleyhine bir şey mi yaptınız? Ona siz iyilik yaptınız. O cennete gitti inşaAllah. (Adnan Oktar, 13 Aralık 2013, A9 TV)