Sayın Adnan Oktar sohbet programlarında sık sık Musevi düşmanlığının zulüm olduğunu, Kuran’da Müslümanlara, Kitap Ehline karşı şefkatli davranmalarının emredildiğini hatırlatmaktadır. Siyasetçilerimizin de herkesi kucaklayan bir politika izleyerek Musevilere karşı şefkatli bir üslup kullanması gerektiğini ifade etmektedir. Nitekim Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ömer Çelik sosyal medyada Musevi vatandaşlarımıza yönelik yapılan hakaret ve tehdit sözlerine karşılık “Türkiye’nin Musevilerin de memleketi” olduğunu belirterek Musevi kardeşlerimizi koruyan bir açıklama yapmıştır. A9 TV, 24 Eylül 2013 ADNAN OKTAR: Antisemitizm Türkiye’de körükleniyor, Hıristiyan karşıtlığı körükleniyor, müzik karşıtlığı, sanat karşıtlığı körükleniyor. Bunu din olarak kabul ediyorlar. Ve kadınları yarım varlık görmede kararlılar. Ve büyük bir kitle var bunu savunan. Bu felakete, bu belaya dur diyecek bir eğitim politikası yapılması lazım. Mehdiyet ruhuyla, sevgi, akıl, güzellik, demokrasi insanlara öğretilmeli. 21 Şubat 2014, A9 TV ADNAN OKTAR: Bir Musevi Haham’ın Türkiye’ye gelmesi güzel bir şey, şefkat gösterin Allah’ın kulu onlar. 4000 yıldan beri Hz. Musa’ya sadık kalmışlar, ne güzel bak dinlerini bırakmamışlar, helale harama dikkat etmişler, Allah birdir demişler, bütün peygamberlere inanıyorlar ki bu gelen hahamların birçoğu da, söylediğimde konuştuğumda, peygamberimizin gerçek peygamber olduğunu bildiklerini söylüyorlar. Dolayısıyla böyle Musevi düşmanlığı, Musevi karşıtlığı, Hristiyan düşmanlığı, Hristiyan karşıtlığı, Budist nefreti veya ateistlere karşı öldürücü bir nefret, bunlar zulümdür. Bunlar akılsızlıktır, bunlar gaddarlıktır. Allah seni de ateist yaratabilirdi, Musevi de yaratabilirdi, Hıristiyan da yaratabilirdi Allah seni Müslüman yaratmış elhamdülillah. Ama bizim onlara karşı görevlerimizi Kuran belirliyor, biz onlara karşı şefkatli olmak ve sevecen davranmakla mükellefiz. 23 Ekim 2013, A9 TV Adnan Oktar: Çok fazla İsrail düşmanı var, çok fazla Musevi düşmanı var. Nefret için, acımasızlık için adeta yarışıyorlar. Bu adamlara prim vermesin Tayyip Hocam. Daima koruyan, kollayan şefkatli tavrını daha da güçlü vurgulasın. Çok güçlü bir çıkışla daha önce yaptığı güçlü çıkışlar gibi, Musevi dindar kardeşlerimize şefkatini, merhametini, sevgisini coşkulu bir dille dile getirmesini bekliyoruz. Ona yakışan bu olur. Güzel olur. Kral Karadeniz TV, 30 Ocak 2009 Adnan Oktar: Türk-İslam aleminin sürekli iyi niyetinin, sevgisinin, şefkatinin ve muhabbetinin çok iyi vurgulanması gerekiyor; özellikle HIRİSTİYAN ve MUSEVİ OLAN KARDEŞLERİMİZE ÇOK YOĞUN BİR MUHABBETLE ONLARI KORUMAKTAKİ AZMİMİZİ ÇOK İYİ HİSSETTİRMEMİZ GEREKİYOR. Yani bir ayrı gayrı olmayacağını, onların bizim canımız ciğerimiz kardeşlerimiz olduğunu çok iyi hissettirmemiz gerekiyor… 26 Temmuz 2012, A9 TV Adnan Oktar: Hıristiyanlar bizim canlarımız, Museviler bizim canlarımız; onlarla birlikte ittifak ederek Allah’sız, kitapsız deccaliyeti ortadan kaldıracağız; ilimle, fikirle. Peygamberimiz (s.a.v) hadiste söylüyor, Bediüzzaman Risale-i Nur’da söylüyor; biz Hıristiyanlarla kol kola, yürek yüreğe deccaliyete karşı mücadele ediyoruz, edeceğiz ve etmekte de kararlıyız. Hıristiyanlar bizim canımızdır, kardeşlerimizdir, arkadaşlarımızdır. Çünkü Peygamberlere inanıyor, yine ‘Allah bir’ diyor her halükarda, ahirete inanıyor, cennete inanıyor, cehenneme inanıyor. Yine ittifak ederiz deccaliyete karşı ve ediyoruz da ve edeceğiz de. Boş yere böyle aleyhte bir hava varmış gibi göstermeye çalışıyorlar. İşte Musevi düşmanlığı Müslümanlarda var görüntüsü verecekler, Hıristiyan düşmanlığı var görüntüsü verecekler ve Müslümanlar da hem Hıristiyanlarla, hem Musevilerle savaşa girecek, dünya mahvolacak. İşte bunun adına deccaliyet denir. Bunu teşvik edenler de deccaldir. Mehdiyet, Musevilerle de işbirliği içerisinde olacaktır, Hıristiyanlarla da işbirliği içinde olacaktır. Mısır Ortadoğu Haber Ajansı, 6 Eylül 2008 Adnan Oktar: Ehl-i Kitabın hükmü Kuran'da açıkça belirtilmiştir, Peygamberimiz (sav)'in fiili sünnetiyle de çok açıktır. EHL-İ KİTAP BİZİM KARDEŞLERİMİZDİR, ERMENİLER, YAHUDİLER, MUSEVİLER, ORTODOKSLAR, PROTESTANLAR YANİ HIRİSTİYAN ALEMİ, HEPSİ KARDEŞİMİZDİR. HEPSİ AYNI ALLAH'A İNANIYORUZ MUSEVİLERLE DE, HRİSTİYANLIK ALEMİNDE DE, MÜSLÜMANLIKTA DA ALLAH AYNI ALLAH'TIR. HEPSİ AYNI TEMEL İNANÇLARA SAHİPTİRLER, O YÜZDEN EHL-İ KİTABIN BULUNMUŞ OLMASI ZATEN BİR NİMETTİR, YANİ ONLARIN DİNSİZ OLMASINDANSA YAHUT BAŞKA SAPKIN BİR CEREYAN İÇİNDE OLMALARINDANSA, EHLİ KİTAP OLMALARI BÜYÜK BİR NİMETTİR. Bu, Müslümanlar için rahatsız edici bir şey değildir, son derece makul. Allah çünkü Ehl-i Kitabın zaten var olduğunu Kuran'da belirtiyor. Onların yapacağı güzel şeyler var, Müslümanların yapacağı güzel şeyler var. Onlarla birlikte kardeşçe yaşamak, onlarla konuşmak, görüşmek, sohbet etmek, yemek, içmek, hatta Hıristiyanlardan, Musevilerden kız alınabilir, evlenilebilir, yani tam sosyal hayat normal yaşanılan insanlardır, yani güvenilebilir insanlardır ayrıca. Bir kadın, bir insanın eşi oluyorsa, kadınla çocukları oluyorsa ve aynı ailede yaşıyorsa, bu çok güçlü bir dostluk ve sevgi demektir. |