İslam dininde olduğu gibi Musevilikte de, Hıristiyanlıkta da Mesih inancının, yani Mehdiyetin, çok büyük bir yeri vardır.[1]Hz. Mehdi (as)'ın – Musevi kaynaklara göre Kral Mesih'in- geleceğine inanmak, Tevrat’ta bildirilen Museviliğin temel inanç esaslarından biridir. Musevilerin 12. yüzyıldan bu yana en büyük Tevrat alimlerinden biri olarak kabul ettikleri Haham Maimonides (İbn-i Meymun), Museviliğin 13 temel inanç esasından on ikincisini, "Kral Mesih'in [Hz. Mehdi (as)'ın] geleceğine inanmak" olarak açıklamıştır. Bu esaslara göre, Musevilerin "Mehdi" ile ilgili inançları şu sözlerle belirlenmiştir: "Mesih'in [Hz. Mehdi (as)'ın] geleceğine gönülden inanıyorum, gelişi gecikse bile, her gün onun gelişini bekliyorum."
Kral Mesih'in -yani Hz. Mehdi (as)'ın- gelişini inkar edenlerin durumu ise, Musevilerin kutsal kaynaklarından Mişna'da şöyle açıklanmaktadır:
Mesih'in [Hz. Mehdi (as)'ın] geleceğine inanmayan veya onun gelişini beklemeyen bir kişi, sadece bütün Peygamberlere karşı gelmekle kalmaz, Tevrat'ı ve Peygamberimiz Musa'yı da inkar etmiş olur. (Maimonides, Mişna Tora, Kralların Yasaları, 11:1)
Ayrıca Musevilerin her gün üç kere ettikleri Şemone Esre (Shmone Esre) adlı duada, Kral Mesih'in -Hz. Mehdi (as)'ın- bir an evvel gelmesi ve onun vesilesi ile kurtuluş olması Cenab-ı Allah'tan istenir. Bu dua, Allah inancının gereği olan adaletin yeniden sağlanması, ahlaksızlığın, günahların ve kötülüğün son bulması, doğruluğun hakim olması için Hz. Mehdi (a.s.)'ın gelmesi beklentisiyle yapılır.
Mesih’in geliş dönemiyle ilgili olarak ise Tevrat’da ve diğer Musevi kaynaklarda çok fazla alamet sayılmaktadır. Örneğin ateizmin yaygınlaşması, dünyaya dinsizliğin neden olduğu ahlaki çöküntünün hakim olması, dindarların zorluk ve sıkıntı içinde olması, küfür ve fitnenin yaygınlaşması, yoksulluğun ve haksız kazancın artması, pahalılık ve geçim sıkıntısı olması, belaların ardı ardına gelmesi, zulüm ve savaşların artması, masum insanların öldürülmeleri, isyanların, ayaklanmaların, doğal afetlerin ve depremlerin çoğalması içinde bulunduğumuz dönemde ardı ardına gerçekleşen yüzlerce alametten sadece birkaçıdır.
Tüm bu alametlerin yanı sıra Peygamberimiz (sav)'in haber verdiği; Kabe'de kan akıtılması (1979'da gerçekleşti), Ramazan Ayında 15 gün arayla Ay ve Güneş tutulması (1981'de gerçekleşti), Afganistan'ın işgali (1979'da gerçekleşti), İran-Irak Savaşı'nın yaşanması (1980'de başladı) Fırat'ın suyunun kesilmesi, Halley kuyruklu yıldızının geçmesi, Lulin kuyruklu yıldızının geçmesi gibi tüm haberler de gerçekleşmiştir. Ortadoğu’da kan dökülmesi, büyük şehirlerin yerle bir olması, Irak'ın işgali, Irak'ın üçe bölünmesi, Irak ordusunun çölde kaybolması, Bağdat'ın alevler içinde kalması gibi , , alametler de tam da Peygamberimiz (sav)'in haber verdiği şekilde gerçekleşmiştir. Peygamberimiz (sav)'in bildirdiği tüm bu olayların Hicri 1400 (Miladi 1979) itibariyle arka arkaya tamamen gerçekleşmesinden, bu alametlerin gerçekleşme şeklinden ve hepsinin toplu bir dönemde yaşanmış olmasından, Kral Mesih’in [Hz. Mehdi (a.s.)] geldiği ve şu an Mesih çağında yaşadığımız anlaşılmaktadır.
Gerçek Musevi inancına göre, İsrail hükümeti, Musevilerin bekledikleri Kral Mesih (Hz. Mehdi)’nin askeri olacaktır.
Adnan Oktar’ın 15 Haziran 2010 tarihli Güneydoğu Olay TV röportajından
Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilmiş olan hadislerde Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkış alametleri çok net bir şekilde belirtilmiş ve bu alametlerin tümü şu an içinde bulunduğumuz dönemde gerçekleşmiştir.
Hadislerde bildirilen Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkış alametlerinden bazıları şu şekildedir:
1- Peygamberimiz (sav) Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alametlerinin arka arkaya meydana geleceğini söylemiştir, gerçekten de tam Resulullah'ın bildirdiği şekilde tüm alametleri Hicri 1400 itibairyle ardı ardına meydana gelmektedir:
... Bu iş (Hz. Mehdi (as)'ın zuhur alametleri) tesbih taneleri gibi arka arkaya meydana gelir. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 34)
2- Fırat'ın suyunun kesilmesi
Hz. Mehdi (as)'ın alametlerindendir: Fırat Nehri'nin durdurulması. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 39)
Keban Barajı, Fırat Nehri'nin suyunu durdurmuş, kesmiştir.
Fırat (Nehri'nin suyu çekilerek) kıymetli altın hazinesini açıklaması zamanı yaklaşıyor. Her kim o zaman orada bulunursa, ondan bir şey almaya uğraşmasın. (Çünkü ihtiyar dünyanın ömrü sona ermiş bulunacaktır.) (Sahih-i Buhari, 12/305)
Yapılan baraj sayesinde; elektriğin üretilmesi, toplanan suyun arazide kullanılarak toprağın veriminin artması ve ulaşım kolaylığının sağlanması gibi sebeplerle, buradaki topraklar "altın" gibi kıymetli hale gelmiştir.
3- Ramazan Ayında Ay ve Güneş tutulmaları olması
Hz. Mehdi (as) için 2 alamet vardır ki, bunun birincisi, Ramazan'ın birinci gecesi Ay'ın, ikincisi de ortasında Güneş'in tutulmasıdır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 49)
1981 yılında (Hicri 1401'de) Ramazan ayının 15. günü Ay, 29. günü de Güneş tutulmuştur. Yine ikinci olarak, 1982 yılında (Hicri 1402'de) Ramazan ayının 14. günü Ay, 28. günü de Güneş tutulmuştur.
4- Afganistan'ın işgal edilmesi
Talikan'a (Afganistan'a) yazık oldu.Şüphesiz Allah Teala'nın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır. Orada Allah'ı hakkıyla bilen insanlar vardır. Onlar ahir zaman Mehdisi'nin yardımcılarıdır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 59)
5- Halley kuyruklu yıldızının geçmesi
Hz. Mehdi (as)'ın çıkışından evvel, (her tarafı) aydınlatan kuyruklu bir yıldız doğacaktır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci sf. 200)
Halley yıldızının 1986 (Hicri 1406)' daki geçişi, Hz. Muhammed (sav)'in Peygamberlikle vazifelendirildiği MS 607'den bu yana 19. geçişidir.
6- Kabe'de kan akıtılması
Onun (Hz. Mehdi (as)'ın) çıkacağı yıl insanlar hacca, başlarında bir emir bulunmadan gidecekler. Hep birlikte Beyt-i Şerif'i tavaf edecekler, sonra Mina'ya indiklerinde, köpekler gibi birbirine saldıracak, hacılar soyulacak, kanlar Akabe Cemresinin üzerine akacak. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, sf. 169)
7- İran-Irak savaşı
Şevval ayında ayaklanma Zilkade'de harb konuşmaları, Zilhicce'de ise harb vaki olacak. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 166)
Hadiste belirtilen Şevval, Zilkade ve Zilhicce ayları İran-Irak Savaşının gelişim aşamalarıyla aynı tarihlere denk gelmektedir:
Şevval ayında ayaklanma... İran Şahı'na karşı olan ilk ayaklanma bilindiği gibi hadiste belirtilen 5 Şevval 1398 (8 Eylül 1976)'de olmuştur.
Zilkade'de harp konuşmaları ve Zilhicce'de ise harp vaki olacak...
Hicri 1400 Zilhicce (1980 Ekim) ayında İran-Irak arasındaki savaş tam anlamıyla başlamıştı.
Bir başka hadiste de bu savaşın ayrıntıları şöyle tarif edilir:
"Faris" yönünden gelecek olan bir kavimdir ki, şöyle diyecekler: "Ey Araplar! Siz fazla taassuba kaçtınız! Siz bunlara gereği gibi hak tanımazsanız, sizinle hiç kimse birlik kurmayacaktır... Bir gün, onlara ve bir gün de sizlere verilsin, ve karşılıklı sözler tutulsun..." Onlar "Mutık"a çıkacaklar, Müslümanlar oradan aşağı "Yazı"ya inecekler... Müşrikler öbür yandaki (Rakabe) denilen bir simsiyah olan nehrin kenarına duracaklar... Aralarında savaş olacak: Her iki ordudan, Allah, zaferi kaldıracak… (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 179)
- Faris yönünden gelecek olan: İran tarafından gelecek olan - Faris : İran - İranlı (Büyük Lugat) - Yazıya inecekler: Ovalık-Irak Ovası - Mutık : Yöredeki bir dağın adı. - Rakabe : Petrol kuyularının çok olduğu bölge.
"Ey Araplar! Siz fazla taassuba kaçtınız! Siz bunlara gereği gibi hak tanımazsanız, sizinle hiç kimse birlik kurmayacaktır…"
Hadisin bu bölümünde iki taraf arasında, aşırı milliyetçilikten kaynaklanan bir anlaşmazlığın olacağına dikkat çekiliyor. Bu anlaşmazlık sebebiyle, "Yazı"ya inilecek ve savaş başlayacak. (Yazı: Irak Ovası)
Allah, her iki ordudan zaferi kaldıracak...
Bu hadisin de işaret ettiği gibi, İran-Irak Savaşı 8 yıl sürmüş ve binlerce kayıp verilmesine rağmen bir netice alınamamıştır. İki taraf da kesin bir üstünlük sağlayamamıştır.
8- Bağdat'ın işgal edilmesi ve alevler içinde kalması
Fırat ile Dicle arasında Zevra(Bağdat) denen bir şehir olacak. Orada büyük bir savaş olacak. Kadınlar esir edilecek, erkekler ise koyun kesilir gibi boğazlanacak. (Kenzul Ummal, Kitab-ul Kıyame Kısm-ul Efal, c. 5, sf. 38, El Muttaki)
Ahir zamanda Bağdat alevlerle yok edilir... (Risaletül Huruc ül Mehdi, cilt 3, sf. 177, Kayıt 854)
(Hz. Mehdi (as)'ın) çıkış alametlerinden birisi de, daha önce zikredildiği gibi, çölde bir ordunun yere batmasıdır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 37)
2003 yılında gerçekleşen Irak Savaşı sırasında Irak ordusunun büyük bir kısmı çölde aniden kayboldu. Birçok gazete ve televizyonda, Cumhuriyet Muhafızları olarak bilinen yaklaşık 60.000 kişilik ordunun ve Fedailer olarak bilinen yaklaşık 15.000 Iraklı askerin kaybolması haber olarak yer aldı.
9- Irak parasının değerini kaybetmesi
Iraklıların elinde ölçecekleri bir tartı aleti ve alışveriş yapabilecekleri bir para hemen hemen kalmayacak.(Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame, kısm-ul efal. c. 5, sf. 45 El Muttaki)
10- Yeryüzünde fitne ve katliamların yaygınlaşması
Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır... Ölümler ve katliamlar yaygın hale gelecek... (Camiü's-Sagir, 3:211, Müsned, 2:492, 4:391, 392)
... (O sırada) fitneler, karışıklıklar, ihtilaller çok olur da insanlar birbirlerini öldürürler... (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 482, no. 901; Kitabü'n-Nihaye, İbn-i Kesir, 1/131)
11- Allah'ın apaçık olan varlığının inkar edilmesi
Alenen ve apaçık Allah Teala inkar edilinceye kadar Hz. Mehdi (as) gelmez. [Allah'ı tenzih ederiz.] (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 27)
12- İman edenlerin zorluk ve sıkıntılarla karşılaşması
Süfyani kuru bir vadiden çıkar... O, medrese ve mescidleri yıkar, rüku ve secdeye giden herkesi cezalandırır. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 35)
13- Kötü ahlakın yaygınlaşması
Kötülerin çoğaldıkça çoğalması, yalancıların doğru kabul edilmesi kıyamet alametlerindendir. (Beyhaki, İbn-i Neccar; Son Zamanlarla İlgili Hadisler, sf. 107)
14- Büyük bir ekonomik kriz olması
Hz. Mehdi (as) çıkmadan önce, milletler arasında ticaret ve yollar kesilecek, insanlar arasında fitneler çoğalacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 39)
Piyasanın durgun olması, kazançların azalması... (Kıyamet Alametleri, sf. 148)
İşlerin kesad gitmesi olacaktır. Herkes "satamıyorum, alamıyorum, kazanamıyorum!" diye yakınacak. (Kıyamet Alametleri, sf. 152)
Burada Peygamberimiz (sav)'in haber verdiği ve gerçekleşmiş yüzlerce alametten sadece bir kısmına yer verilmiştir. Bu konuyla ilgili bilgiler tam olarak incelendiğinde, Peygamberimiz (sav)'in bildirdiği her bir olayın tam da kendisinin tarif edip anlattığı şekilde gerçekleştiği hemen görülecektir. Bu mucizevi durum, içinde bulunduğumuz Hicri 1400'ün Hz. Mehdi (as)'ın gelip görev yaptığı kutlu bir dönem olduğunu tartışmasız bir şekilde ortaya koymaktadır.
(detaylı bilgi için bkz http://www.harunyahya.org/imani/
ahir_zaman_kitapciklar/cikis_alametleri/cikisalamet02.html)
Museviler Kral Mesih'e tam tabi olduklarında, bütün Kutsal Topraklara, berekete, ibadete, özgürlüğe, devlete, hepsine kavuşmuş olacaklar.
Adnan Oktar'ın 14 Haziran 2010 tarihli Adıyaman Asu TV röportajından
Davud oğlunun [Hz. Mehdi (as)'ın] geleceği nesilde... tüm devletler Minim dinini [ateizmi] kabul edecek ve verilen öğütlerden yüz çevrilecek... (Talmud, Sanhedrin 97a)
Davud oğlunun [Hz. Mehdi (as)'ın] geldiği nesilde... Allah'tan korkan kişiler hor görülecek. (Talmud, Sanhedrin 97a)
Davud oğlu'nun [Hz. Mehdi (as)'ın] geleceği nesilde... kötü insan takdir görecek... (Talmud, Sanhedrin 97a)
Davud oğlu [Hz. Mehdi (as)]... ceplerde metelik bitene dek gelmeyecek... (Talmud, Sanhedrin 97a)
Davud oğlunun [Hz. Mehdi (as)'ın] geleceği yedi yıllık sürenin sonunda... açlık okları gönderilecek... büyük bir kıtlık olacak ve bunda erkekler, kadınlar, çocuklar, dindar adamlar ve azizler ölecek... (Talmud, Sanhedrin 97a)
... Bağbozumu olmayacak, devşirecek meyve bulunmayacak... Güzel tarlalar, verimli asmalar, halkımın diken ve çalı bitmiş toprakları için, neşeli kentteki mutluluk dolu evler için göğsünüzü dövün. (Yeşaya, 32:10-13)
Davud oğlunun [Hz. Mehdi (a.s.)'ın] geleceği nesilde... soyguncular ve soyguncuların soyguncuları olacak... (Talmud, Kethuboth 112b)
... En yiğit asker bile acı acı feryat edecek... Acı ve sıkıntı, yıkım ve felaket, zifiri karanlık bir gün olacak, bulutlu, koyu karanlık bir gün. (Sefanya, 1:14-15)
Davud oğlunun [Hz. Mehdi (as)'ın] geldiği nesilde... sürekli yeni belalar ve şeytani kararların yürürlüğe konması olacak; her yeni kötülük, bir diğeri bitmeden hızla gelecek... (Talmud, Sanhedrin 97a)
Davud oğlunun [Hz. Mehdi (as)'ın] geleceği nesilde, alimlerin toplanma meclisleri, fuhuş evleri haline gelecek... (Talmud, Sanhedrin 97a)
İnsan insana, komşu komşuya haksızlık edecek...(Yeşaya, 3:5)
Mesih'in [Hz. Mehdi (as)'ın] çağı gelmeden önceki sürede... sınırlarda yaşayanlar bir yerden diğerine [yardım dileyerek] gezinecek; fakat hiç kimse onlara acımayacak... (Talmud, Sota 49b)
... Savaşmaları için bütün ulusları biraraya getireceğim... Evler yağmalanacak, kadınların ırzına geçilecek. Kentte yaşayanların yarısı sürgüne gönderilecek... (Zekeriya, 14:2)
Dünya... isyanlarının ağırlığı altında çökecek ve bir daha kalkamayacak.(Yeşaya, 24:20)
... İnsanoğlunun sevinci yok oldu. (Yoel, 1:12)
... Rab'be hizmet eden kahinler [din adamları] yas tutuyorlar. (Yoel, 1:9)
Tekrar kurtulacaklarına dair ümitlerini kaybetmedikçe [Hz. Mehdi (as)] gelmeyecek... (Talmud, Sanhedrin 97a)
... Dünyanın temelleri sarsılacak... sarsıldıkça sarsılacak. Dünya... yalpalayacak, bir kulübe gibi sallanacak... (Yeşaya, 24:18-20)
... Orduların Rab'bi tarafından, gök gürlemesiyle ve zelzele ile ve büyük gürültü ile, kasırga ile ve sağanakla ve yiyip bitiren ateş aleviyle yoklama olacak. (Yeşaya, 29:6)
Davud oğlunun [Hz. Mehdi (as)'ın] geleceği yedi yıllık sürenin sonunda, ilk yılda bu ayet gerçekleşecek: Bir şehrin üzerine yağmur yağdırırken, diğerinin üzerine yağmur yağdırmayacağım... (Talmud, Sanhedrin 97a)
... Yeşaya'nın Babil'le* ilgili bildirisi:... Araçlarıyla uzak bir ülkeden, dünyanın öbür ucundan bütün ülkeyi yerle bir etmek üzere geliyor. (Yeşaya, 13:1, 5)
*Babil: Günümüz Irak'ın başkenti Bağdat yakınlarında bulunan eski bir şehir ismidir.
Herkes kovalanan ceylan gibi, çobansız koyunlar gibi halkına dönecek, ülkesine kaçacak. (Yeşaya, 13:14)
Ben Allah... krallıkların en güzeli olan Babil'i de yerle bir edeceğim. (Yeşaya, 13:19)
(Daha detaylı bilgi için bkz.
http://www.harunyahya.org/imani/hz_ibrahimin_nesli/hz_ibrahim_nesli_3.html)
İncil’de belirtilmiş ve bu yüzyılda gerçekleşmiş olan Hz. Mehdi (a.s.)’ın (Kral Mesih'in) çıkış alametlerinden bazıları ise şu şekildedir.
O zaman birçok kişi imandan sapacak... (Matta, 24:10)
Yazılmış olduğu gibi: "Doğru kimse yok, tek kişi bile yok. Anlayan kimse yok, Allah'ı arayan yok. Hepsi saptı, tümü yararsız oldu. İyilik eden yok, tek kişi bile!" (Pavlus'tan Romalılara Mektup, 3:10-12)
O zaman birçok kişi imandan sapacak... kötülüklerin çoğalmasından ötürü birçoklarının sevgisi soğuyacak. (Matta, 24:10, 12)
Son zamanlarda... aldatıcı ruhları ve cinlerin öğretişini dinleyecekler. (Pavlus'tan Timoteos'a I. Mektup, 4:1)
... Son günlerde... hain, aceleci, kendini beğenmiş, Allah'tan çok eğlenceyi seven, Allah yolundaymış gibi görünüp bu yolun gücünü inkar edenler olacaklar. Böylelerinden uzak dur. (Pavlus'tan Timoteos'a II. Mektup, 3:1, 4-5)
Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. O zaman sizi sıkıntıya sokacak, öldürecekler. Benim adımdan [Hz. İsa (as)'ın adından] ötürü bütün uluslar sizden nefret edecek. (Matta, 24:8-9)
... Korkmayın sakın! Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir... depremler olacak. Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. (Matta, 24:6-8)
... Günler gelecek ki, o vakit burada yıkılmadık taş üstünde taş kalmayacaktır. (Luka, 21:6)
... Korkmayın sakın! Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir... yer yer kıtlıklar... olacak. Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. (Matta, 24:6-8)
... Yeryüzünde uluslar denizin ve dalgaların uğultusundan şaşkına dönecek, dehşete düşecekler. (Luka, 21:25)
... O zaman gök gürlemeleri ve uğultular işitildi, şimşekler çaktı ve yer sarsıldı. (Vahiy, 8:5)
İnsanların üzerine gökten tanesi yaklaşık kırk kilo ağırlığında iri dolu yağdı. Dolu belası öyle korkunçtu ki... (Vahiy, 16:21)
... Salgın hastalıklar... olacak. (Luka, 21:11)
Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyunca korkmayın. Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir. Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak… Bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. (Markos, 13:7-8)
... Dünyadan barışı kaldırma yetkisi verildi. Bunun sonucu olarak insanlar birbirlerini boğazlayacaklar... (Vahiy, 6:4)
... İsyan haberleri duyunca telaşlanmayın. Önce bunların olması gerek. Ama son hemen gelmez. (Luka, 21:9)
... İnsanlar birbirlerini boğazlayacaklar... (Vahiy, 6:4)
Bazı kişiler mescidin nasıl güzel taşlar ve adaklarla süslenmiş olduğundan söz edince İsa, "Burada gördüklerinize gelince, öyle günler gelecek ki, taş üstünde taş kalmayacak, hepsi yıkılacak!" dedi. (Luka, 21:5-6)
... Fuhuş... yapmaktan da tövbe etmediler. (Vahiy, 9:21)
Şunu bil ki, son günlerde çetin anlar olacaktır. İnsanlar... kutsallıktan ve sevgiden yoksun... olacaklar. (Pavlus'tan Timoteos'a II. Mektup, 3:1-3)
Şunu bil ki, son günlerde çetin anlar olacaktır. İnsanlar... uzlaşmaz, iftiracı, özünü denetleyemeyen, azgın ve iyilik düşmanı olacaklar. (Pavlus'tan Timoteos'a II. Mektup, 3:1-3)
O günlerde... memleket üzerine büyük sıkıntı ve bu kavme azap gelecektir. (Luka, 21:23)
[Hz. İsa (as) ahir zamanda olacakları anlatırken:] Sonra onlara şöyle dedi: "Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak. Şiddetli depremler, yer yer kıtlıklar ve salgın hastalıklar, korkunç olaylar... olacak." (Luka, 21:11)
O günler kısaltılmamış olsaydı, hiç kimse kurtulamazdı. Ama seçilmiş olanlar uğruna o günler kısaltılacak. (Matta, 24:22)
Sonra güçlü bir melek değirmen taşına benzer büyük bir taşı kaldırıp denize atarak şöyle dedi: "Koca kent BABİL* de işte böyle şiddetle atılacak ve bir daha görülmeyecek." (Vahiy, 18:21)
*Babil: Günümüz Irak'ın başkenti Bağdat yakınlarında bulunan eski bir şehir ismidir.
Melek gür bir sesle bağırdı: "Yıkıldı! Büyük BABİL yıkıldı!..." (Vahiy, 18:2)
[Tüccarlar] "vay başına, vay!" diyecekler. "İnce keten, mor ve kırmızı kumaş kuşanmış, altın, değerli taş ve incilerle süslenmiş koca kent! Onca büyük zenginlik bir saat içinde yok oldu." (Vahiy, 18:16-17)
... Canavar [deccal] her oymak, her halk, her dil, her ulus üzerinde yetkili kılındı. (Vahiy, 13:7)
Yasa tanımaz adam [deccal]... her türlü kötülükte sergilenen şeytanın etkinliğiyle gelecek... (Pavlus'tan Selaniklilere II. Mektup, 2:9-10)
(Detaylı bilgi için bkz.
http://www.harunyahya.org/imani/hz_ibrahimin_nesli/hz_ibrahim_nesli_6.html)
Açıkça anlaşılabileceği gibi, Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen hadis-i şeriflerde, Tevrat ve Musevi kaynaklarda ve ayrıca İncil’de belirtilmiş olan Hz. Mehdi (a.s.)’in (Kral Mesih'in) zuhurunu işaret eden alametlerin tümü gerçekleşmiş durumdadır. Tüm bu alametlerden Musevilerin Kral Mesih olarak bekledikleri Hz. Mehdi (a.s.)'ın bu yüzyılda gelmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Kral Mesih’in Geliş Alametlerini Açıkça Gören Musevilerin, Onun Ahlakına Göre Hareket Etmeleri Gerekir
Tüm alametlerin gösterdiği üzere, şu an Kral Mesih [Hz. Mehdi (a.s.)] çağındayız. Bu nedenle de Musevilerin Kral Mesih’in ahlakına, kişiliğine, Kral Mesih'in Tevrat'ta bildirilen yöntem ve uygulamalarına uygun hareket etmeleri gerekmektedir. Musevi kaynaklarda Kral Mesih’in adaletli, mazlumun hakkını koruyan, dürüst, sevecen, barışçıl bir insan olduğu anlatılmaktadır. Bu açıklamalar, hadis kaynaklarında ve İncil’de tarif edilen Mehdi döneminin özelliklerine tam olarak mutabakat göstermektedir. Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen hadislere, Tevrat’a ve İncil’e göre Kral Mesih, yani Hz. Mehdi (as) kurtarıcı olarak gelecek, dünya üzerindeki zulmü, kargaşayı, savaşı, çatışmaları, fitneyi ortadan kaldıracak, yeryüzünü herkesin kardeşçe yaşadığı huzur ve güvenlik ortamı haline gelecektir:
Hz. Mehdi (a.s.)’ın (Kral Mesih) zuhuru ile yeryüzünde mutluluk, refah ve barış ortamı olacağına dair Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilmiş olan bazı hadisler şu şekildedir:
İnsanlar, bal arılarının beyleri etrafında toplanması gibi, Hz. Mehdi (as)'nin çevresinde toplanırlar. (Hz. Mehdi (a.s.)) Daha önce zulümle dolu olan dünyayı, adaletle doldurur. Adaleti o denli olur ki, uykuda olan bir kimse dahi uyandırılmaz ve BİR DAMLA KAN BİLE AKITILMAZ. Dünya, adeta asrı saadet devrine geri döner. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 29 ve 48)
Hz. Mehdi (as), Peygamber (sav)’in yolunda gidecek, uyuyan kişiyi uyandırmayacak, KAN DA AKITILMAYACAKTIR. (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, Kıyamet Alametleri, Pamuk Yayınları, Kıyamet Alametleri, s. 163)
(Hz. Mehdi (a.s.)) Zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, NE DE BİR KİMSENİN BURNU KANAYACAKTIR. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 44)
Ona (Hz. Mehdi (as)'ye) biat edenler, (Kabe civarındaki) rükun ve makam arasında biat ederler. Uyuyanı uyandırmaz, ASLA KAN DÖKMEZLER. (El-Heytemî, El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)
Bu (Emir) de (Hz. Hz. Mehdi (a.s.)) insanlar yeryüzünü daha önce zulüm ile doldurdukları gibi YERYÜZÜNÜ ADALETLE DOLDURACAKTIR. (Sünen-i İbn-i Mace, 10/348)
Zulüm ve fıskla dolu olan DÜNYA, O (HZ. MEHDİ (A.S.)) GELDİKTEN SONRA ADALETLE DOLUP TAŞACAKTIR. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)
HZ. MEHDİ (A.S.)'NİN ZAMANINDA ADALET O KADAR BOL OLACAK Kİ, zorla alınan her mal sahibine geri iade edilecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)
ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’NİN) ADALETİ HER YERİ KAPLAYACAKve insanlar arasında Hz. Peygamberin sünnet-i seniyyesi ile muamele edecektir. Hatta birisinden, mala ihtiyacı olan kim varsa çağırmasını söyleyecek, o kişi emrini yerine getirdiğinde, sadece bir kişi gelecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)
Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah benim Ehl-i Beyt'imden bir zatı (Hz. Mehdi (a.s.)'yi) gönderecek yeryüzü zulümle dolduğu gibi, O YERYÜZÜNÜ ADALETLE DOLDURACAK. (Sünen-i Ebu Davud, 5/92)
Hz. Mehdi (a.s.) bendendir, yeryüzü zulüm ve işkence ile dolduğu gibi, ONU DOĞRULUK VE ADALETLE DOLDURUR. (Süneni-i Ebu Davud, 5/93)
Kap su ile dolduğu gibi YERYÜZÜ BARIŞLA DOLACAKTIR. Hiçbir kimse arasında bir DÜŞMANLIK KALMAYACAKTIR. VE BÜTÜN DÜŞMANLIKLAR, BOĞUŞMALAR, HASETLEŞMELER MUHAKKAK KAYBOLUP GİDECEKTİR. (Sahih-i Müslim, 1/136)
... Cenab-ı Hak İslamı nasıl Bizimle başlatmışsa O'nunla (Hz. Mehdi (a.s.) ile) sona erdirecektir. Nasıl, Bizimle onlar aralarındaki ŞİRK VE ADAVETTEN (HUSUMET VE DÜŞMANLIKTAN) KURTULMUŞ VE KALPLERİNE ÜLFET (DOSTLUK) VE MUHABBET (SEVGİ) YERLEŞMİŞSE, (HZ. MEHDİ (A.S.) GELİŞİ İLE) YİNE ÖYLE OLACAKTIR. (Ahir Zaman Mehdisi'nin Alametleri, Celalettin Suyuti, s. 20)
... ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)) DÖNEMİNDE İYİ İNSANLARIN İYİLİĞİ ARTAR, KÖTÜLERE KARŞI BİLE İYİLİK YAPILIR." (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 17)
Kral Mesih’in barış, adalet ve sevgiyle hükmedeceğiyle ilgili Tevrat’tan bölümler şu şekildedir:
[Hz. Mehdi (as)'ın] davranışının temeli ADALET VE SADAKAT OLACAK. (Yeşaya, 11:5)
... [Hz. Mehdi (as)'ın] krallığının asası ADALET ASASIDIR... (Mezmurlar, 45:6-7)
... [Hz. Mehdi (as)] yargılarken ADALETİ ARAYACAK... (Yeşaya, 16:5)
[Hz. Mehdi (as)] yoksulları ADALETLE YARGILAYACAK... (Yeşaya, 11:4)
... O [Hz. Mehdi (as)] ADİL KURTARICI VE ALÇAKGÖNÜLLÜDÜR... (Zekeriya, 9:9)
"İşte Davud için doğru bir dal [Hz. Mehdi (as)'ı] çıkaracağım günler geliyor" diyor Rab... "O [Hz. Mehdi (as)] ülkede DOĞRU VE ADİL OLANI YAPACAK..." (Yeremya, 23:5-6)"... GÜÇLE KUVVETLE DEĞİL, ancak Benim Ruhumla başaracaksın" diyor. Böyle diyor Herşeye Egemen Rab. (Zekeriya, 4:6)
Savaş arabalarını... uzaklaştıracağım. Savaş yayları kırılacak. Kralınız [Hz. Mehdi (as)] uluslara BARIŞI DUYURACAK... (Zekeriya, 9:10)
Onun [Hz. Mehdi (as)'ın] fevkalade doğruluğu ve vesile olacağı harikalıklar (şaşırtıcı güzellikler) nedeniyle İNSANLAR ONUNLA BARIŞ YAPACAK... (Maimonides, Mişna Tora, Sanhedrin 10:1)
Mesih [Hz. Mehdi (as)] döneminde... SAVAŞLAR OLMAYACAK VE BİR MİLLET DİĞER BİR MİLLETE KILIÇ KALDIRMAYACAK... (Maimonides, Mişna Tora, Sanhedrin 10:1)
... Yardım isteyen yoksulu, dayanağı olmayan düşkünü o kurtarır. (Mezmurlar, 72:12)
Yoksula, düşküne acır, DÜŞKÜNLERİN CANINI KURTARIR. (Mezmurlar, 72:13)
BASKIDAN, ZORBALIKTAN ÖZGÜR KILAR ONLARI, çünkü onun gözünde onların kanı değerlidir. (Mezmurlar, 72:14)
Mazlumlara hakkını versin, yoksulların çocuklarını kurtarsın...(Mezmurlar, 72:4)
(detaylı bilgi için bkz.http://www.harunyahya.org/imani/hz_ibrahimin_nesli/hz_ibrahim_nesli_4.html)
Mesih’in yeryüzüne barış, huzur ve sevgi getireceği ile ilgili İncil’den bölümler şu şekildedir:
O günler kadın erkek kullarımın üzerine Ruhum'u dökeceğim, onlar da Peygamberler gibi bir ahlaka sahip olacaklar. (Elçililerin İşleri, 2:18)
Uluslar kentin ışığında yürüyecekler. Dünya kralları servetlerini oraya getirecekler. Kentin kapıları gündüz hiç kapanmayacak, orada gece olmayacak. Ulusların görkemi ve zenginliği oraya taşınacak. (Vahiy, 21:24-26)
Onların GÖZLERİNDEN BÜTÜN YAŞLARI SİLECEK. Artık ÖLÜM OLMAYACAK. Artık NE YAS, NE AĞLAYIŞ, NE DE IZDIRAP OLACAK..."(Vahiy, 21:4)
Oraya murdar hiçbir şey, iğrenç ve aldatıcı işler yapan hiç kimse asla girmeyecek...(Vahiy, 21:27)
ARTIK ACIKMAYACAK, ARTIK SUSAMAYACAKLAR… (Vahiy, 7:16)
İsa onlara... "Herşey yenilendiğinde… benim adım uğruna [Allah'ın rızasını kazanmak için bana uyarak] evlerini, kardeşlerini, anne ya da babasını, çocuklarını ya da topraklarını bırakan herkes, BUNLARIN YÜZ KATINI ELDE EDECEK..." (Matta, 19:28-29)
(detaylı bilgi için bkz.
http://www.harunyahya.org/imani/hz_ibrahimin_nesli/hz_ibrahim_nesli_7.html)
Peygamberimiz (sav)'in hadisleriyle, Tevrat ve İncil pasajlarında açıkça görüldüğü gibi Mesih adaletli, sevgi ve şefkat dolu, mazlumun hakkını koruyan bir kişidir. Onun döneminde yeryüzünde kan akıtılmayacak, zulüm olmayacak, kargaşa ve düşmanlık kalmayacak, savaşlar ve katliamlar sona erecektir. Onun dönemi, her konunun sevgi ve adaletle çözüldüğü, insanların zulüm değil mutluluk ve rahatlık içinde yaşadıkları bir huzur dönemi olacaktır.
Musevilerin, Kral Mesih Döneminin Adalet Ortamını Hedeflemeleri Tevrat’ın Bir Gereğidir
Şu anda işte bu kutlu dönemin, Mesih çağının başındayız. İçinde bulunduğumuz bu dönemde tüm samimi Musevilerin Allah'ın rızasına uygun olarak göstermeleri gereken tutum ve ahlak, Kral Mesih’in göstereceği ahlakıdır. Her Musevi, Kral Mesih’te övülmüş olan ahlak özelliklerine göre hareket etmekle yükümlüdür. Yani her Musevi bu kutlu döneme yakışacak şekilde, barışsever, şefkatli, anlayışlı, huzur veren, güvenli veren, adil, merhametli, sevgi dolu bir tutum takınmakla yükümlüdür. Üstelik bu tutum sadece Musevilere karşı değil, her topluluğa ve insana karşı olmalıdır. Her Musevi, Kral Mesih’te övülmüş olan ahlak özelliklerine göre hareket etmekle yükümlüdür. İsrail'deki samimi dindar Musevilerin, Kral Mesih’in sevgi ve şefkat dolu ahlakına uymaları, Kral Mesih döneminin adalet ortamını hedeflemeleri Tevrat'ın bir gereğidir. Eğer Musevi kardeşlerimiz Kral Mesih'in ahlakını yaşamaz ve yaşatmazlarsa, anti-Mesih bir sisteme destek gösterirlerse mutlaka başarısız olurlar. Bu, Allah'ın rızasına uygun bir tavır olmaz ve Allah böyle bir tavıra başarı nasip etmez. Dolayısıyla, İsrail yönetimi içinde yer alan bazı kesimler tarafından yıllardır devam ettirilen sertlik ve şiddet yanlısı politikalar, Musevi inancına ters düşmektedir. Kurtuluş, çözüm ve gerçek anlamda barış, ancak Mesih’e ve Mesih’in ahlakına uymakla mümkündür. Bunun dışında Allah'ın rızasına uygun olmayan tüm yol arayışları hiçbir zaman bir sonuç vermeyecektir. Museviler çözümü Kral Mesih’te ve onun ahlakında aramazlarsa, bölgede arzuladıkları gerçek barış ve güvenliğe kavuşmaları; Mehdiyetin, Mesihiyetin bereketinden faydalanmaları mümkün olmayacaktır. Yüce Allah, samimi dindar Musevilerden sevgiye, affediciliğe, adalete, şefkate, merhamete bu ahlakı hakim etmelerini istemektedir.
Ayrıca unutmamak gerekir ki Müslümanlar, Tevrat'a ve Museviliğin inançlarına göre Beni Nuh olan insanlardır. Müslümanlarla Museviler bir olan Allah'a iman etmekte, Allah'ın vahyine göre yaşamakta, Allah'ın gönderdiği elçilere itaat etmektedirler. Samimi dindar Musevilerin, Müslümanlara bakış açısı ve yaklaşımı bu gerçeğe göre olmalıdır. Ne var ki bazı kimseler Tevrat'ta yer alan, ancak geçmiş dönemde yaşamış olan müşriklere ve putperestlere yönelik hükümleri günümüzde Müslümanlara uygulanabileceğini iddia ederek çok büyük bir hataya ve yanılgıya düşmektedir. Oysa Müslümanlar ve Museviler, tüm evrenin ve canlıların Yaratıcısı olan tek bir Allah'a inanmaktadırlar. Hepimizin Allah'ın kulları olduğuna ve O'na döneceğimize iman etmektedirler. Birbirlerine karşı olmaları için hiçbir sebep yoktur. Müslümanlar ve Museviler, aynı peygamberleri sevmekte ve saymaktadırlar. Hz. İbrahim (a.s.), Hz. İshak (a.s.), Hz. Yusuf (a.s.), Hz. Musa (a.s.) veya Hz. Davud (a.s.) Museviler için ne kadar önemli ise, Müslümanlar için de o kadar önemlidir. Bu mübarek insanların üzerinde yaşadıkları ve Allah'a hizmet ettikleri topraklar, Museviler için ne kadar kutsal ise, Müslümanlar için de o kadar kutsaldır. O halde bu mübarek topraklarda hakim olması gereken şeyin sevgi ve şefkat olduğu açıktır. İsrail'in temel değerleri Müslümanlar için de kutsaldır. "İsrail" kelimesi, Kuran'da övgüyle anlatılan ve tüm Müslümanların saygıyla andıkları Hz. Yakub (a.s.)'un ismidir. Hz. Davud (a.s.)'ın altı köşeli yıldızı, Müslümanlar için de bir peygamber sembolüdür. Sinagoglar, Kuran'a göre Müslümanların koruması altındaki ibadethanelerdir (Hac Suresi, 40). Şu halde iki dinin mensupları, bir arada ve barış içinde yaşayabilmelidirler. Bazı Filistinlilerin Kuran ahlakına uygun olmayan bir şekilde sivil ve masum dindar Musevileri hedef almaları her ne kadar büyük bir suçsa, bazı Musevilerin şiddete dayalı ve şiddeti körükleyen uygulamala ve düşünceleri de Tevrat’a göre aynı derecede büyük bir suçtur. Bu çatışmalara bir son vermek, Allah'ın rızasının gereğidir ve Kral Mesih'in güzel ahlakına en uygun olan davranıştır.
Tevrat Musevilere, yeryüzünde barış ve huzur sağlamayı, komşularına adaletle davranmayı, mülayim ve sevecen olmayı emretmektedir:
Hükümde haksızlık etmeyeceksiniz; fakirin hatırını sayacaksın, ve kudretlinin hatırına itibar etmeyeceksin; ve komşuna adaletle hükmedeceksin. Kavminin arasında çekiştiricilik edip gezmeyeceksin; komşunun kanına karşı ayağa kalkmayacaksın; ben Rab'bim... Öç almayacaksın, ve kavminin oğullarına kin tutmayacaksın; ve komşunu kendin gibi seveceksin; Ben Rab'bim. (Levililer, Bab 19, 15-17)
Dindar Musevilerin Mesih'in gelişiyle bekledikleri barış ortamını anlatan bir Tevrat pasajı ise şöyledir:
Rab uluslar arasında yargıçlık edecek,
Birçok halkın arasındaki anlaşmazlıkları çözecek.
İnsanlar kılıçlarını çekiçle dövüp saban demiri,
Mızraklarını bağcı bıçağı yapacaklar.
Ulus ulusa kılıç kaldırmayacak,
Savaş eğitimi yapmayacaklar artık. (İşaya, 2:2-4)
Kral Mesih'in döneminde hiçbir ulusun bir diğerine kılıç kaldırmayacağına, tüm mızrakların bağcı bıçağı olacağına, savaşların tamamen son bulacağına inanan tüm Musevilerin, Kral Mesih'in geldiği bu dönemde, Kral Mesih'in ahlakının güzel birer uygulayıcıları olmaları Tevrat’a göre şarttır. Yüce Allah onlardan, Kral Mesih’in sevecenliği, onun sevgi ve barış anlayışı ile hareket etmelerini, onun göstereceği barışçıl tutumu göstermelerini istemektedir. Vicdan sahibi Allah'tan korkan Museviler, Kral Mesih'in ahlakının hakim olması için gayret etmeli ve onun sevgi ve barış anlayışını ölçü almalıdırlar. Allah, bu güzel ahlakın ve duanın karşılığı olarak inşaAllah Ortadoğu’yu; Hz. İbrahim'in evlatlarının hepsinin kardeşce, barış ve güvenlik içinde yaşayacakları, Yakupoğulları'nın ve İsmailoğulları'nın birbirlerini sevgiyle kucaklayacakları, hep beraber Allah'ın şanını yüceltip O'na dualar edecekleri, neşe içinde yaşayacakları bir bölge haline getirecektir.
[1] İlahi dinlerde "beklenen kurtarıcı" olarak da ifade edilen "Mesih" terimi, Müslümanlarda "Mehdi" inancının tezahürüdür. İslamiyet'teki "Mehdiyet", Musevilerin kutsal kabul edilen kaynaklarında "Mesih" dönemi olarak geçer. Musevilerin ahir zamanda insanlığın kurtuluşu için zuhurunu bekledikleri Mesih, Müslümanların beklediği Hz. Mehdi (a.s.)'dır. Ancak Hıristiyanların "Mesih" olarak yeryüzüne ikinci gelişini bekledikleri Hz. İsa (a.s.), "Mehdi (a.s.)" değildir. Müslümanlar da Hz. İsa (a.s.)'ın ahir zamanda yeniden dünyaya geleceğine inanmaktadırlar; ancak Hz. İsa (a.s.) geldiğinde Mehdi (as)'a tabi olacak, Allah'ın izniyle Hz. Mehdi (a.s.)'a yardımcı olacaktır.