Sayın Adnan Oktar'ın Yeni Açıklamaları (1 Ocak 2017; 22:00)
ucgen

Sayın Adnan Oktar'ın Yeni Açıklamaları (1 Ocak 2017; 22:00)

35355

MÜNAFIKTA DELİ CESARETİ VARDIR. MÜNAFIK CESARETİ TARİHİN EN PİS EN KİRLİ EN AHMAK CESARETİDİR

Münafık konusu çok hayati. Münafık kendi alemindedir, o Müslümanların yaptığı faaliyetler çalışma münafığı hiç ilgilendirmez. O, yemesi, içmesi, uyuması, eğlenmesi, kafa bulması, muhabbetleri kendi dünyasıyla ilgilenir. Yani yancıdır yandan kenardan takip eder. Müslümanların çektiği çileler onu hiç ilgilendirmez. Mesela Samiri Müslümanlar oradan kalkıyor ta Mısır’dan Kenan iline doğru geliyorlar. Acayip zor bir yolculuk. Adamın umurunda bile değil. O kepazelik peşinde, o yapacağı heykelin derdinde. Müslümanları nasıl saptıracak? Bak konusuna bak adamın. Tevrat okuyup bilgisini artırıp adilikten vazgeçeceğine oturuyor orada buzağı heykeli yapmanın derdinde. Müslümanların parasını da ona harcatıyor, imkanını da ona harcatıyor. Boş konuşmalarla, boş izahlarla Müslümanları hak çizgiden saptırmaya çalışıyor. Müslümanlar ne yapıyor? Mısır’da çok zor durumdalar. Dövülüyorlar, sövülüyorlar, aşağılanıyorlar, ibadet edemiyorlar, Allah’ı anamıyorlar. Allah’ı anacakları şekilde, ibadet edecekleri şekilde, rahat yaşayacakları şekilde onları çöle doğru götürüyor Hz. Musa (as) ve Kenan iline doğru. Gittin Allah’a şükret, çadırları kur, ibadet et. Cenab-ı Allah yiyecek de gönderiyor, imkanın da var huzur içinde yaşa. Yok, illa ahlaksızlık yapacak. Buzağıyla, altın buzağıyla senin ne işin var? Müslümanlara dünyanın altınını getirttiriyor. Halbuki Müslümanlar onunla yiyecek, kıyafet falan da alabilirlerdi birçok yanlarında malzeme getirebilirlerdi. Altına yatırttırdı paralarını dünyanın altını, koskoca altından buzağı yaptı ton hesabıyla. Müslümanların acayip vaktini aldı. Baş belası, her Allah’ın günü iş çıkartıyor. Mesela “bugün alçıdan kalıp çıkaracağız arkadaşlar” diyor. Bütün Müslümanlar buzağının şeklinde alçı kalıpla uğraşıyor, aylarca. Bak bela olmaya bak adamdaki. Şimdi diyor “büyük bir ateş yakacağız.” Bu sefer gidip Müslümanlar oradan buradan odun, kömür bilmem ne topluyorlar ocak yapılıyor kilden, altını eritmek için. Bu sefer körük yapılıyor. Körükle çok yüksek ısı elde ediliyor. Altını zor bela herkes elindeki atıyor onu eritiyorlar. Sonra yaptıkları o kilden kalıp üstüne altın dökülüyor bak Müslümanlara çektirdiği çileye bak adamın. Belaya bak. Kaptan dökülüyor pota koskoca pota yaptırtıyor. Ayları alan şeyler muazzam masraf ve vakit israfı. Bomboş o amaç uğruna sırf ahlaksızlık olsun. Sonra buzağıyı altından döktükten sonra onu bu sefer törpüyle işletiyor. Aylarca Müslümanları uğraştırıyor. Tam ahlaksız bela yani. Sonra da dikiyor onu Hz. Musa (as)’nın gittiği anı gözlüyor, dikiyor. Bir de utanmadan diyor ki “Hz. Musa’nın ilahı oydu, unuttu” diyor. Çift hakaret var. Hem “unuttu” diyor. Niye unutsun? Bir de nasıl ilahı oluyor onun? Allah’a inanan muvahhit bir insan, mübarek bir Peygamber. Sonra Hz. Musa (as) dönünce tabii it gibi korkuyor. Ondan sonra “ben ettim sen etme” kafasında. “Niye yaptın bunu?” diyor. “Senin yolundan bir parça aldım” yani “Tevrat’ın hükümlerini çıkarttım. Kendimce bir din oluşturdum” diyor münafıklık dini, münafıkane bir sistem. Adam ahlaksızlığı onunla da durmuyor diyor ki “ya” diyor “siz sarımsak yerdiniz, soğan yerdiniz burada sürekli yediğiniz besleyici olmayan bir şey” diyor. “Bıldırcın eti yiyorsunuz hasta olacaksınız. Sarımsak, soğan güç verir adama” diyor. “Acur yiyeceksiniz. Bakla yiyeceksin ki kuvvetli olasın” diyor. Halbuki bıldırcın eti hepsinden kıyaslanmayacak şekilde üstün. Beslenme ve vücut kuvveti açısından kıyas edilmez. Onlarla Müslümanları meşgul ediyor. “Hadi gidin sarımsak getirin.” Ta Mısır’a kadar iniyorlar gizlice. Atlarla, eşeklerle sarımsak getiriyor. Bu sefer “hadi gidin soğan getirin” bak pisboğazlığa bak baş belası yani. İşin yoksa bununla uğraş. Sonra “hadi acur getirelim” diyor. Zıkkımın pekini ye, pislik herif. Ondan sonra “bakla getirin” diyor. Milleti de tehlikeye de sokuyor sırf pisboğazlıktan. En sonunda da Hz. Musa (as) artık ne yapacağını düşünüyor. “O zaman gidin bari de oradan yiyin bari. Artık uğraşacak halim yok sizinle” diyor. Pisboğaz adamlar baş belası tipler yani. Münafık onun için kendi alemindedir manyak gibidir. Müslümanlara musallat olur işte “bize niye sarımsak yedirmedin?” Hazreti Musa (as) anlatıyor, yok “niye soğan yedirmedin” bu sefer onu anlatıyor, işte “buzağıyı bize niye müsaade etmiyorsun?” Belli ki manyaklık yani onun neyini soruyorsun deli misin sen? Yani baş belası “ne mahsuru olur buzağının karşısında Allah’a ibadet etsek” diyor. “Buzağıyı vesile etsek” diyor, “buzağının aracılığıyla Allah’a ulaşsak ne olur?” diyor. Bak ahlaksızlığa, doğrudan Allah’a dua etmek varken buzağı ne alaka? Densizliğe bak illa şirk ve ahlaksızlık yapacak. Hazreti Musa (as)’yı çok bunaltmak istiyordu acayip sinirlendi Hazreti Musa (as) artık yani yaptığı ahlaksızlıktan bu Samiri’ye çok şiddetli öfkelendi. Kardeşinin saçından sakalından tuttuğu gibi ayağını yerden kesti, elindeki tableti atıyor yani müthiş öfkelenmiş. Allah o detayı da veriyor yani müthiş öfkelenmiş. Tabii o bir peygamber zellesidir normalde atmaması lazım elinden tableti ve kardeşinin saçını sakalını tutmaması lazım ama Allah o detaylara kadar veriyor yani çok sinirlendirdiği için o münafık. Tabii ama bu hamiyeti İslamiye’dir yani o öfke ona şifa.

Mesela diyor ki, “Peygamberin izinden bir avuç aldım attım” sen nereden çıkarttın onu? Vahiy alıyor değilsin, bu ne cüret? Münafık cüretini görüyor musun? Münafıkta bir deli cesareti vardır, deli cüreti yani münafık cüreti hiçbir cürete benzemez, çok çirkin en çirkin cesaret münafıkta vardır. Münafığın psikopatlığı, ahlaksızlığı ve deliliği yani hayretler içinde bırakacak derecededir insanı ve sonra da çok masum açıklıyor diyor ki, “ben ne yaptım ki?” diyor, “bir avuç aldım attım elçinin izinden” diyor “bir de heykel yaptım” diyor “ne yaptım ben?” diyor yani böyle ahmakça da açıklaması olur münafığın. Münafığın delice eylemleri, münafıkane kirli cesareti hiçbir ahlaksızda görülen derecede değildir yani insanın nutkunu tutturacak gibi.  Mesela kimin aklına gelir çölde altından buzağı heykeli yapmak için aylar öncesinden ahmak adam hazırlık yapıyor. Şu deliliğe bak, şu plana bak oyuna bak sen. Ve bütün Müslümanları meşgul ediyor, yazık günah değil mi? Orada ihtiyarlar var, yaşlılar var, çocuklar var herkesin başını belaya sokuyor, sonunda da tek başına kalıyor.

Münafık o yüzden böyle her yerde her devirde lağım üretme makinesi gibidir, ağzından lağım akar -dini konuları tenzih ederim- gözünden lağım akar, eylemlerinden lağım akar, zihninden lağım akar adeta, sürekli pislik üretir. Mesela o biter onu başlatır, o biter o başlar yani şeytanın etkisinde olduğu için kesintisiz. Mesela Resulullah (sav) zamanında da o alçaklar gittiler Hazreti Ömer (ra)’i şehit ettiler sonra Hazreti Osman (ra)’ı yani akıl almaz alçaklar. Bak deli cesaretinin üstünde bir cesarettir, kirli alçak bir cesarettir münafık cesareti. Mesela Hazreti Osman (ra)’ın şehit etmeye kafir bile cesaret edemez, o devrin kafirleri cesaret edemez ama münafıklar cesaret eder. Hazreti Ömer (ra)’e hiçbir kafir cesaret edemedi, münafık cesareti en çirkin cesarettir yani müthiş bir cüreti vardır, şeytani cüreti vardır. Mesela 12 imamı şehit etmeleri inanılır gibi değil, çok şeytani bir cesaret. Mesela Samiri’ye Hazreti Musa (as) bayağı iyi davranıyordu, hiçbir şey demedi bak o devire kadar ta ki artık İslam’a alenen saldırıya geçince ona müdahale etti, o devire kadar hiçbir şey demedi. Çok nankör ve alçaktır münafık yani hep Müslümanlarda kusur bulmak, hata bulmak üzerine kuruludur sistemi.

 

DÜNYADAKİ İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİNİN BÜYÜK BÖLÜMÜ İNGİLİZ DERİN DEVLETİNİN KONTOLÜNDEDİR

CIA, 2. Dünya Savaşı sonrasında ABD Başkanı Roosevelt’in emriyle, bakın İngiliz istihbarat servisi MI6 ve özel operasyonlar birimi örnek alınarak İngilizler tarafından kuruldu. Açık bilgi veriyorum. Amerikan istihbaratının ve CIA’in babası kabul edilen General William Donovan, İngiltere’ye gidip gerekli desteği almak için İngiltere Başbakanı Churchill ve İngiliz istihbarat yetkilileriyle görüştü. Bunun belgeleri hepsi ortada biliniyor ve onların desteğiyle yanına verdiği elemanlarla bilgiyle ve parayla İngiliz derin devletinin engin tecrübesiyle kendilerine göre CIA’i kurdular. CIA’in yönetimi şu ana kadar da ve bundan sonra da daima İngiliz derin devletinin kontrolünde olacaktır. Bunu anlamaları lazım. CIA’in kurucusu bu General Donovan, casusluk sanatını, İngiliz istihbarat teşkilatı MI6’in Başkanı Stewart Menzies’ten öğrendiğini defalarca açıklıyor. Resmi belge olarak var bu. Yaptıran İngiliz derin devleti. CIA de yapıyor, MOSSAD’ı da kullanır, El Muhaberat’ı da kullanır. Alman gizli servisini de kullanıyor, İsveç gizli servisini de kullanıyor, bütün gizli servisleri aşağı yukarı. Yüzde 80’i, yüzde 90’ı onların emrinde zaten. MOSSAD da onların emrinde. MOSSAD’ın bütün aldığı bilgi MI6’in bilgisidir. MOSSAD’ın kendi elemanı yok, tesisi de yok, gücü de yok.

Bak hep üst akıl, üst akıl anladılar fakat bir türlü İngiliz derin devleti diyemiyorlar. Eğer CIA olsa CIA der. CIA olmadığına emin ki üst akıl diyor. Değil mi? Adı var CIA’nin adam söyler. Niye üst akıl desin CIA’e? Biliyor CIA olmadığını. Madem İngiliz derin devleti açıkça söylensin. MI6 bir birimidir buna da takılıp kalmamak lazım, MI6. Adam Pakistan istihbaratını kullanıyor, Hint istihbaratını kullanıyor, Alman istihbaratını, Hollanda istihbaratını kullanıyor. MI6 bunların içinde bir bölümdür. Bunların toplamını kullanır İngiliz derin devleti.

 

MÜSLÜMAN PEYGAMBER VEFAT ETTİKTEN SONRA DA MÜCADELEYE DEVAM ETMEKLE YÜKÜMLÜDÜR. İŞTE MEHDİYET ZAFERE KADAR BU İLMİ MÜCADELEYİ YAPANLARDIR

Diyorlar ki işte “Peygamberimiz (sav) döneminde olsa dünyaya İslam hakim olurdu. Peygamber zamanında olmadıysa niye olsun ki?” diyorlar. “Müslümanlar artık geri dönsünler başarılı olmaları mümkün değil. Geri dönün artık” diyorlar. Ki hükmü de çok ağırdır bu ifadenin. “Geri dönün çünkü peygamber öldü” diyor. “Artık geri dönün.” Ali İmran Suresi, 144’te Cenab-ı Allah diyor ki “Muhammed yalnızca bir elçidir. Ondan önce nice elçiler gelip geçmiştir. Şimdi o (Muhammed) ölürse ya da öldürülürse” yani şehit olursa “siz mücadeleden vazgeçip topuklarınız üzerine gerisin geriye mi döneceksiniz?” diyor Allah. Adam ne diyor? Döndüm bile diyor. Allah dönmeyin diyor. Ölebilir öldürebilirler de bak. Resulullah (sav) öldü niye dönüyorsun topuklarının üzerine geri? Savaş devam ediyor mücadele. Ben dönerim diyorsun Peygamber öldü çünkü. Ama bak Allah yasaklıyor peygamber ölse bile topuklarınızın üzerine dönmeyin mücadeleye devam edin diyor bak. “İki topuğu üzerine gerisin geri dönen kimse Allah’a kesinlikle zarar veremez. Allah şükredenleri pek yakında ödüllendirecektir.” İki topuğu üzerine gerisin geri döneni Allah burada lanetlemiş oluyor. Yani bunun çirkin, haram bir fiil olduğunu anlatıyor Kuran’da. Bak peygamber ölebilir ama siz topuklarınızın üzerine geri dönmeyeceksiniz diyor. Mücadeleye devam edeceksiniz. Mehdiyet nedir? İşte o iki topuğu üzerine dönmeyenlerin adıdır Mehdiyet. Resulullah (sav) öldü ama onların evlatları, Resulullah (sav)’ın evlatları iki topuğunun üzerine geri dönmeyip mücadeleye devam ediyorlar. Ta ki zafere kadar, ta ki din Allah’ın oluncaya kadar, fitne yeryüzünden kalkıncaya kadar devam edecektir Mehdiyet işte budur.

 

BÜTÜN MÜNAFIKLAR SİNSİ, ZÜPPE VE ASİDİRLER

Allah’ın hikmeti ta en başından beri. Hz. Adem (as) devrinde var münafık. Habil Kabil kıssasında görüyoruz üslubu züppe. Asi, züppe, kontrolsüz ve çok sinsidir münafıklar. Yani hayret edilecek şey. Allah’tan korkanın yapacağı bir şey değil ama yapıyorlar.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo