Sayın Adnan  Oktar'ın ifade ettiği gibi, Filistin ve İsrail'in tek kurtuluşu:  Türk İslam Birliği
ucgen

Sayın Adnan Oktar'ın ifade ettiği gibi, Filistin ve İsrail'in tek kurtuluşu: Türk İslam Birliği

47491
 
ADNAN OKTAR: Hatta İsrailin de son derece rahat edeceğini, o bölgede alabildiğine özgürce ticaret yapacağını düşünüyoruz. Buna doğru adım adım bir ilerleme var. Yakın bir zamanda bu hedef gerçekleşecek diye düşünüyorum. Onlar da  rahatlayıp, onlarda kurtuluşa erecek yani Türk İslam Birliği içerisinde, Türk İslam Birliğinin himayesinde olacağı için İsrail. Bu terör sorunundan, şiddetten o da kurtulmuş olacak. Onun duvarları yıkılmış olacak. İsrail’de bir nevi şu an hapishane durumunda. Her tarafı duvarla kaplı. O duvarlar yıkılacak. İsrail de rahata kavuşacak, bölgeyle çok rahat ticaret yapacak. Üzerindeki baskı kalkacak. Dolayısıyla İsrail’in de diğer Müslüman devletlere yaptığı, Müslüman ülkelere yaptığı baskı kalkmış olacak. Tam bir barış ve huzur çağı gelmiş olacak. Onun için Türk İslam Birliğinin bir an önce oluşması dünyanın en büyük birinci sorunudur diyebilirim. (Al Baghdadi TV, 5 Ağustos 2008)


Sayın Adnan Oktar Filistin-İsrail sorunuyla ilgili olarak yaptığı açıklamalarda, bölgeye barışı ve huzuru getirecek tek yolun Türk İslam Birliği olacağına dikkat çekmekte, bunun sadece Filistinli Müslümanların değil, İsrail'in de kurtuluşu olacağını söylemektedir. Her iki tarafın da birbirine sevgiyle ve merhametle yaklaşması gerektiğini öğütleyen Sayın Adnan Oktar, tüm inananlar için mübarek olan bu topraklarda herkesin kardeşçe birarada yaşayabileceğini ifade etmektedir. Türk İslam Birliği'nin kurulmasıyla, bu birliğin herkesin güvencesi olacağını, İsrail'in de Filistin'in de koruyucusu olacağını vrugulamaktadır. İki tarafa da itidal ve sevgi çağrısı yapan Sayın Oktar'ın açıklamaları ve işaret ettiği yol etkisini göstermeye başlamıştır. Bundan bir süre önce Filistin tarafı, İsrail basınına verdiği tam sayfa İbranice ilanda, huzurdan yana olduklarını, barış planının biran önce hayata geçirilmesini istediklerini bildirmiştir. Bu ilanda en dikkat çeken hususlardan biri ise, ilanı çevreleyen Müslüman ülkelerin bayrakları olmuştur. Hemen hemen tüm Müslüman ülkelerin bayraklarının ilanda kullanılması, barış ve kardeşlik çağrısının Türk İslam dünyasının bütününün sesi olduğunu göstermekte ve daha da önemlisi, Türk İslam Birliği'nin bölgeye barış getirecek güç olduğuna işaret etmektedir.

Konuyla ilgili basında yer alan haberlerde dikkat çekici unsurlardan biri ise, İLK DEFA Filistin tarafının bu şekilde doğrudan İsrail halkıyla diyalog kurmaya çalıştığı ve demokratik bir yola başvurulmasının önemiyle ilgili yorumlardı.



BBC, 20 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: Geleceğin Türkiye’sini tanıyamazsınız görseniz. Yani bölgenin tam anlamıyla süper devleti olacak ve İsrail de kurtulacak bunun sonucunda, Ermenistan da rahatlayacak, Filistin de rahatlayacak ve İsrail tarihinde görülmemiş şekilde huzura ve güvene kavuşacak. Filistin sorunu kökten hallolacak. Bütün olaylarda kilit nokta Türkiye’dir. Ve açık açık talep var. Yani, Irak da talep ediyor. Türkiye ile birleşmek istiyor aslında Irak.  Suriye de aynı şekilde Türkiye ile birleşmek istiyor ve Türkiye’nin idaresini istiyor. Ama devletler ayrı tabi. Bir manevi lider olarak yani Türkiye’nin başa geçmesini istiyorlar. Bunu Türkiye teklif ettiğinde… (Kıbrıs Ada TV, 1 Ağustos 2008)


Porttakal İnternet Haber Sitesi, 21 Kasım 2008




Şalom, 26 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: Hıristiyan da bizim kardeşimizdir. Musevi de bizim kardeşimizdir. Ermenisi de, Gürcüsü de hepsi bizim kardeşimizdir. Çünkü Osmanlı milletler topluluğu içerisinde bunlar hep bizim bağrımıza bastığımız, Osmanlı’ya Türklüğe hizmet etmiş, insanlardır. İslam’a Kuran’a hizmet etmiş insanlardır. Mesela en değerli ustalar, sanatçılar hep Ermenilerden çıkmıştır. Rumlardan çıkmıştır. Yahudi bilim adamları, Yahudi sanatçılar, Musevi sanatçılar çok büyük hizmetler vermişler, saraylarda görev almışlardır. Sonradan böyle bir fitne çıkarılmıştır. Irkçılık fitnesiyle onlarla sanki böyle bir kinleşme kavga varmış gibi, masonlar böyle bir kahpece oyun oynamışlardır… Museviyim demeye çekinir hale getirmişler. İşte bu bir masonik oyun. Halbuki ehli kitap, bizim kardeşlerimiz bunlar. Bunlar Hz. İbrahim’i sever. İsmail’i sever.  İshak’ı,  Yakup’u sever. Tek Allah’a inanır. Aynı peygamberleri severiz. Aynı meleklere karşı sevgimiz var. Ve hepsi hak dinlerin, eski şekilleridir. Eski hak dinlerdir. Tabi İslam dini son hak dindir inşaALLAH. Ama onlar da ehli kitaptır. Allah onları Kuran’da ehli kitap olarak belirtiyor. Onun için bu kin, adavet, düşmanlık hepsi kalkacak. İsrail alabildiğine özgür olacak. Ermenistan özgür olacak. (Uşak ART TV, 19 Ağustos 2008)


NTVMSNBC, 21 Kasım 2008

Haberde İLK KEZ bir Filistinli liderin bu şekilde İsraillilere doğrudan ulaşmaya çalıştığı söylenmektedir.




Son zamanlarda Filistin-İsrail konusuyla ilgili olarak basında yer alan haberlerden biri de, Türkiye'nin bu sorunun çözüme kavuşması için arabuluculuk yapması gerektiği konusudur. Gerek İsrail tarafı gerekse Filistin tarafı, Türkiye'nin arabuluculuğunu istediklerini açıkça söylemektedir. Her iki tarafın da Türkiye'nin arabuluculuğunu gönülden istemesi, tam da Sayın Adnan Oktar'ın söylediği gibi bu konunun ANCAK TÜRKİYE'NİN AĞABEYLİĞİYLE ÇÖZÜLEBİLECEĞİNİN göstergesidir.


Yeni Şafak Gazetesi




Zaman Gazetesi, 16 Kasım 2008




ADNAN OKTAR: Türk-islam birliğini acil olarak oluşması bütün bölge için şart. Bu Türk-islam birliği bir ırk üstünlüğü, en iyi biziz anlamında değil. Yani Hıristiyanlara da çok şefkatli, Yahudilere de çok şefkatli, onlara da çok iyi hayat hakkı tanıyan… Bu bir kere İsrail’in müthiş rahatlamasına sebep olur. O insanlar bir duvarın arkasına sıkıştı kaldılar, bir hapishanede yaşıyorlar ve her gün ölüm korkusuyla yaşıyorlar. Filistin tam bir dehşet ortamı ve tam bir sefalet ortamı, yazık günah, başka da hiçbir çözümü yok. Ne Amerikan müdahalesi, ne İngiliz müdahalesi, bunların hiçbirisi kurtarmaz. Tek çözüm Türkiye’nin müdahalesidir ve ağabeylik yapmasıdır. Yani her geçen gün bize manevi sorumluluk verir. Bunun bir an önce olması gerekiyor. (Kordon TV, 27 Temmuz 2008)


SAYIN ADNAN OKTAR'IN FİLİSTİN KİTABINDAN BİR BÖLÜM

Bu temel prensip üzerine, İsraillilere (ve tüm Yahudilere) çağrıda bulunuyoruz:

1) Müslümanlar ve Yahudiler, tüm evrenin ve canlıların Yaratıcısı olan tek bir Allah'a inanmaktadırlar. Hepimiz Allah'ın kullarıyız ve O'na döneceğiz. O halde neden birbirimize düşman olalım? İnandığımız kutsal kitaplar birbirinden farklıdır; ama hepimiz o kitaplara     Allah'ın vahyi olduğuna inandığımız için uyuyoruz. O halde neden birbirimize cephe alalım?

2) İsrailliler Müslümanlar yerine, ateist veya putperest insanlarla mı birarada yaşamayı tercih ederlerdi? Kitab-ı Mukaddes, putperestlerin Yahudilere yaptıkları korkunç zulümleri anlatan pasajlarla doludur. Ateist ve dinsizlerin (örneğin Nazilerin, antisemit ırkçıların veya Stalin Rusyası gibi komünist rejimlerin) Yahudilere uyguladıkları korkunç soykırım ve zulümler de ortadadır. Söz konusu dinsiz güçler, Yahudilerden Allah'a inandıkları için nefret etmişler ve bu yüzden onlara zulmetmişlerdir. Hem Müslümanlara hem de Yahudilere düşman olan söz konusu ateist, komünist veya ırkçı güçlere karşı, iki dinin mensupları aynı safta değil midir?

3) Müslümanlar ve Yahudiler, aynı peygamberleri sevmekte ve saymaktadırlar. Hz. İbrahim, Hz. İshak, Hz. Yusuf, Hz. Musa veya Hz. Davud Yahudiler için ne kadar önemli ise, Müslümanlar için de en az o kadar önemlidir. Bu mübarek insanların üzerinde yaşadıkları ve   Allah'a hizmet ettikleri topraklar, Yahudiler için ne kadar kutsal ise, Müslümanlar için de en az o kadar kutsaldır. O halde neden bu toprakları gözyaşına ve kana boğalım?

4) İsrail'in temel değerleri biz Müslümanlar için de kutsaldır. "İsrail" kelimesi, Kuran'da övgüyle anlatılan ve tüm Müslümanların saygıyla andıkları Hz. Yakub'un ismidir. Hz. Davud'un altı köşeli yıldızı, bizim için de bir peygamber sembolüdür. Sinagoglar, Kuran'a göre Müslümanların koruması gereken ibadethanelerdir. (Hac Suresi, 40) Şu halde iki dinin mensupları, neden birarada ve barış içinde yaşamasınlar?

5) Tevrat Yahudilere yeryüzünde toprak işgal etmeyi ve kan dökmeyi değil, barış ve huzur sağlamayı emretmektedir. İsrail soyu "milletler üzerine bir ışık" olarak tarif edilmektedir. Haham Dovi Weiss'in dediği gibi; "Sonsuz Kudret Sahibi Allah, Yahudi halkına, dünyanın üstündeki tüm insanlarla ve uluslarla barış içinde yaşamayı emretmiştir. Bizim görevimiz kolaydır: Her zaman için Yaratıcıya mütevazice kulluk etmek. Tevrat'a inanan Yahudiler olarak, hangi insan veya insan grubu acı çekerse, onlara merhamet hissetmek ve göstermekle sorumluyuz."

 Eğer İsrailliler Filistinlilere bugün davrandıkları gibi davranmaya devam ederlerse, bunun hesabını Allah'a veremeyebilirler. Masum sivil İsraillileri öldüren Filistinliler de, bu cinayetlerinin hesabını veremeyebilirler. Her iki tarafı da şeytani bir şiddete sürükleyen bu çatışmalara bir son vermek, Allah'ın rızasının gereği değil midir?

Yahudileri tüm bu gerçekler üzerinde düşünmeye davet ediyoruz. Allah biz Müslümanlara, Yahudileri ve Hıristiyanları "ortak bir kelimeye" davet etmeyi emretmiştir:

De ki: "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek bir kelimeye gelin. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız bir kısmımızı Rabler edinmeyelim. (Al-i İmran Suresi, 64)
Bizim, Kitap Ehli olan Yahudilere çağrımız da budur: ALLAH'A İMAN EDEN VE O'NUN VAHYİNE İTAAT EDEN İNSANLAR OLARAK, GELİN ORTAK BİR "İMAN" KELİMESİNDE BİRLEŞELİM. HEPİMİZ YARATICIMIZ VE RABBİMİZ OLAN ALLAH'I SEVELİM. O'NUN EMİRLERİNE UYALIM. VE ALLAH'IN BİZİ DAHA DA DOĞRUYA ERİŞTİRMESI İÇİN DUA EDELİM. BİRBİRİMİZE VE YERYÜZÜNE HUSUMET, GÖZYAŞI VE KAN DEĞİL, SEVGİ, MERHAMET VE BARIŞ GETİRELİM. Filistin sorununun ve dünyadaki daha diğer pek çok kavganın çözümü burada yatmaktadır. Gelin, hep birlikte bu çözüme ulaşalım. Öldürülen ve acı çeken bunca masum insan, bunun son derece acil bir görev olduğunu her gün bize hatırlatan bir işarettir.
PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER