Sayın Adnan Oktar'ın 17 Eylül 2017 tarihli sohbetinden önemli başlıklar
ucgen

Sayın Adnan Oktar'ın 17 Eylül 2017 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

21965

A9 TV, 17 Eylül 2017

 

(Irak’taki referanduma ilişkin açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu akıl tutulmasından öte bir şey olarak görüyorum. Bu ciddi manada bir siyasi acemiliktir. Böyle bir siyaset anlayışı olamaz. Burada bizim tavrımız Irak’ın toprak bütünlüğüdür, İran’ın da öyle. Tüm bunlara rağmen siz burada kendinize göre bağımsız bir devlet ilanına kalkarsanız kusura bakmayın buna herkes böyle evet demez” dedi.)

Kardeşim, herkes “vuracağım” diyor, Türkiye “vuracağım” diyor, Irak “vuracağım” diyor, Amerika “vururum” diyor. Adam da pervasız bir şekilde “ben bunu yapacağım” diyor. Yani nasıl bir oyun olduğunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Benim gördüğüm İngiliz derin devleti alttan alta destekliyor. Konu bu. Petrol konusunda da anlaşmışlardır. Gelirini İngiliz derin devletine diyelim verecektir veyahut bölgede esaslı bir Sünni katliamı düşünüyor olabilirler. Konu budur. Yani Barzani’nin olduğu bölge Sünnilerin bölgesi, Sünni yoğunluk var. Esaslı bir katliam düşünüyor olabilirler. Havadan karadan ve Müslümanı Müslümana kırdırmayı da düşünüyor olabilirler. Yani ne şeytanlık düşündükleri belli değil. Ama çözüm Mehdiyet’tir açıkça söyleyeyim, Mehdiyet’in dışında oluk oluk kan akar. Ve bu oyunlar bitmez. Bak, Arakan şimdi burada, şimdi de burada oluk oluk kan akacak gibi görünüyor. Eğer önlenmezse kan akar.

 

(Adnan Bey, daha önce de anlatmıştınız, Osmanlı parçalanırken de, İngiliz derin devleti Kürtleri ayaklandırdı, Musul, Kerkük’e askerlerini, hava gücünü yerleştirdi, petrole el koydu. Daha sonra Kürtler istediklerin yapmayınca Churchill Kürtleri bombalamıştı.)

Şimdi aynısı. Ve çeşit değiştirerek, şekil değiştirerek ama asıl istedikleri Müslüman katliamı. Yani kitle halinde Müslümanları katletmek. Özellikle Sünni Müslümanları yok etmeyi düşünüyorlar. Kalite, sanat, estetik meselenin çözümü. Mehdiyet’in bünyesinde olacak kalite, sanat ve estetik. Bunun dışında çözüm görünmüyor. Yani bağırma çağırma bir şeyi değiştirmiyor olaylar gelişiyor. İngiliz derin devletinin teşviki olmadan Barzani böyle bir şeye girmez. İngiliz derin devletinin teşviki var. Önümüzdeki günlerde göreceğiz bak yazın bir yere söylüyorum, İngiliz derin devletinin teşviki var. Amerika usulen karşıymış gibi görünüyor. Amerika’nın karşı olması usulen, bir taktik olarak. Amerika karşı değil. İngiliz derin devleti de açıkça destekliyor. Fakat bir katliam düşünüyorlar aynı zamanda.

Şimdi yapacakları aşama şu; kantonlar meydana getirdiler Türkiye’nin Güneydoğu’sunda boydan boya bütün araziyi boşalttılar ama uçsuz bucaksız bir toprak elde ettiler. Şimdi Barzani’ye bağımsızlık verecekler İngiliz derin devletinin planı bu. Sonra Barzani’yi suikastla indirecekler. PKK girecek Barzani’nin bölgesine. Çünkü başka bir otorite kalmıyor. Oraya girince hazır zaten devlet bağımsız ya, bağımsız devlet kurmuş, kantonlarla birleştirecekler, kantonlar da bağımsızlığını ilan edecek. İltihak edecekler yani iltihak etmiş olacaklar. Al sana komünist Kürt devleti. Yani plan bu, şimdi tıkır tıkır bunu işletiyorlar. Buna karşı işte milli seferberlik olması lazım. Milli Eğitim’de milli şuur dersi verilmesi gerekiyor.

 

İngiliz Derin Devleti Barzani'yi Önce Bağımsızlık İçin Destekleyip Sonra Suikast veya Çatışmada Sarayını Bombalayarak Ortadan Kaldırmayı İstiyor

Açık bak söylüyorum, İngiltere ve Barzani anlaştı ispat da edebilirim. Bölgede bir Kürt devleti kuracaklar Barzani öncülüğünde, sonra Barzani ani bir gece harekatıyla veyahut gündüz harekatıyla şehit edilecek. Sonra PKK ortalığı yatıştırmak için oraya girecek. Hazır kantonlarla bağımsız Kürdistan’ı birleştirecek. Al sana dev bir Kürt devleti. Sonra da oraya havaalanları şunlar bunlar yapılacak. Ben onu üç yıl öncesinden video filmleriyle gösterdim. Çözümü de söylüyorum; uçaksavar alınacak, en az 2 bin adet uçaksavar alalım uçaksavar roket. Kore’den de olabilir, Rusya’dan da olabilir. Sınırımıza yerleştireceğiz dağıtacağız. En az 10 bin adet de tanksavar ve gençlerimizi de askeri eğitimiyle eğiteceğiz. Bunun yapılmaması durumunda risk çok yüksek olur, bu yapılsın. Net söylüyorum. İngiltere Dışişleri Bakanlığı’ndan görevliler geldi, Barzani’yle bağımsızlık ilanı için konuştular. Fotoğrafını da göster.

Elimde başka fotoğraflar da var çok detaylı fotoğraf ama şu an açıklamayacağım onları. Daha önce de Saddam’ı böyle dolduruşa getirmişti İngiltere, İngiliz derin devleti, Saddam da ayaklandı, sonra Saddam devrinde Kürt kardeşlerimizi ayaklandırdılar sonra da feci şekilde ezdirdiler Saddam’a. Ve ezilen yerlerde de Kürt kardeşlerimize PKK baskısı gelişti. Şimdi de aynı şeyi yapacaklar. Barzani’yi bitirecekler benim gördüğüm ve PKK’yı oraya yerleştirecekler. Büyük bir oyun oynanıyor. Ama sonuçta Türkiye’ye saldıracaklar, yani o meydana getirdikleri deccal hareketiyle Türkiye’ye bir saldırı düşünüyorlar.

 

(Irak Başbakanı Haydar El-İbadi, Irak-Kürt bölgesel yönetiminin düzenlemeyi planladığı bağımsızlık referandumuyla ilgili Irak halkının hukuk dışı güç kullanımıyla tehdit edilmesi halinde askeri açıdan müdahale edeceklerini söyledi. Irak Başbakanı referandum planını Irak’ın egemenliğinin ihlal edilmesine çanak tutan tehlikeli bir gerilim olarak nitelendiriyor. “Anayasaya karşı gelirseniz Irak’ın ve bölgenin sınırlarına karşı gelirseniz bu bölge ülkelerine de Irak’ın egemenliğini ihlal etmeleri açısından açık davettir” dedi.)

Anlaşılmayacak bir şey yok. Yani müdahale edecekse şu an müdahale etmesi gerekir zaten. Ama bu kanlı bir müdahale değil de başka türlü bir müdahale. Beklemeye gerek yok yani olay net. Eğer İngiliz derin devletinin oyununu bozmak istiyorlarsa oyunun içine düşerek değil oyunun dışına çıkarak bozsunlar. Şu an oyunun içine düşmeyi bekliyorlar. Oyunu oyunun dışına çıkarak bozsunlar. Mesela İngiliz derin devleti şu an referanduma kadar bir şey olacağına inanmıyor. Direkt referandumun engellenmesi lazım. Müdahale etsinler başlangıçta. Ve hiç beklemedikleri bir olay bu. Yani Irak müdahale etsin referandumu durdursun. Bayağı bir darbe olur İngiliz derin devletine çok ciddi darbe olur. Adamlar dikele dikele beraber durum değerlendirmesi yapıp karar aldılar İngiliz derin devleti. Bak gösteriyorum da, Amerika “karşıyım” diyor. Amerika’ya “sen karşı ol” dediler ona, yani usulen karşı oluyor. Amerika karşı değil. İngiltere’nin evet dediğine Amerika asla karşı olamaz. Amerika’nın yönetimi İngiltere’den, İngiliz derin devleti tarafından yönetiliyor. Öyle bir şey olmaz.

 

(“Bir insan neden aldatır?” izleyici sorusu)

Güzeller güzeli, aldatan mahluktur zaten. Mahlukla karşılaşmışsındır. Sen insan zannetmişsindir ama yüzü insana benzediği için o mahluku fark edememişsindir. Halbuki o egoist, bencil, sevgisiz, merhametsiz, sana saygısı olmayan, sana değer vermeyen bir mahluktur. O yüzden önce insan olup olmadığını anlaman gerekir, Allah’tan korkuyor mu, Allah’ı seviyor mu ona bakacaksın. Allah’a teslim olmuş mu onu anlayacaksın ondan sonra muhatap olacaksın. Yoksa her seferinde sükut-u hayale uğrarsın Allah esirgesin. Sen Allah’ı sevenlerle beraber ol, öyle bir şeyle karşılaşmazsın. Allah’ı sevmiyorsa seni de, bir kere haşa Allah’ı aldatacağını zannediyor, Allah’a oyun oynayacağını zannediyor sana da oyun oynar tabii ki. Allah’a mekir yapacağını zannediyor. Asıl Allah’ın mekrine düşen o olmuş oluyor.

 

(“Kuran’da bayram diye bir şey var mıdır?” izleyici sorusu)

Kuran’da bayram diye bir şey tabii ki yok. Ama kim çıkarttıysa Allah razı olsun çok iyi olmuş. Çünkü Müslümanlar birbiriyle konuşuyor, görüşüyor, dost oluyor. Bidat-i hasene derler, böyle güzel bir adet. Mesela teravih namazı da sahabe devrinde yok ama iyi, Müslümanlar işte kaynaşıyor, birbiriyle görüşüyorlar, namaz kılıyorlar, dost oluyorlar. Bunların bir mahsuru yok.

 

Hadislere Göre Ahir Zamanda 30'dan Fazla İrili Ufaklı, Aralarında Kadınların da Bulunduğu, Deccaller Çıkacak İnsanlar Hepsini Bir Bir Görecek

Ahir zamanda otuzun üstünde deccal çıkacak kadın ve erkeklerden Hz. Mehdi (as)’a karşı irili ufaklı deccallar. En büyüğü Mesih deccaldır. Ama onun altında alt deccallar olacaktır otuzun üstünde. “Yalancılar türeyecektir” diyor bunlar deccal yani kezzap, deccal-i kezzap olanlar. Bunlar Mehdiyet’e karşı bütün güçleriyle mücadele edecekler ama Allah hepsinin belasını teker teker teker verecek ve veriyor. Bunları insanlar bir bir görüyorlar. Deccallar hep cennet özlemi içindedir ama hep cehennem çukuruna giderler. Diyor ya ayette “Ben kıyametin kopacağını zannetmiyorum, ahiretin olacağını da zannetmiyorum. Ama varsa ve olursa en iyi yere gideceğimi düşünüyorum” diyor. Onun için deccallar da hep cennet iddiasıyla ortaya çıkarlar. Sahte bir cennet kurmaya kalkarlar. Ahirette de belalarını bulurlar. Onun için, Kuran dikkatlice incelendiğinde bu sahte deccallar ve bunların yamaklarına işaret edildiği mucizane açıkça gösterilir.

 

Ortadoğu'ya En Çok Silah Satan Ülke İngiltere. Sonra Halkın Parasıyla Alının O Silahlar Halkın Başına Bomba Olarak Yağıyor

Ortadoğu’ya İngiltere sürekli silah satar. Herkesi birbiriyle kapıştırıyor İngiliz derin devleti ondan sonra da İngiliz silah sanayi, İngiliz ağır sanayi geceli gündüzlü silah yapıp bu gariban ülkelere akıl almaz fiyatlarla bunları satıyor. Bu gariban ülkeler geceli gündüzlü çalıştıkları paraları bunlara tren hesabıyla, vagon hesabıyla gönderiyorlar. Bunlar da viskisini içip, purosunu içip keyfine bakıyor kendi kafalarına göre. Suudi Arabistan’a 3,5 milyar Euro, silah. Birleşik Arap Emirlikleri’ne 265 milyon Euro, Türkiye’ye 175 milyon Euro, Katar’a 139 milyon Euro, İsrail’e 105 milyon Euro, Umman’a 71 milyon Euro, Mısır 65 milyon Euro, Ürdün 19 milyon Euro. Devam ediyor. Oluk oluk İslam ülkeleri bunlardan silah alıyor. İngiltere’den silah alıyor. Adam onu ona düşürüyor, onu ona düşürüyor İngiliz derin devleti sonra da gelsin silahlar. Ve oynuyorlar İslam alemiyle, Hz. Mehdi (as) olmadığı için, başta bir lider olmadığı için. Ezim ezim ezip her türlü çıkarlarında İslam alemini feci şekilde kullanıyorlar. Onlar da tek başına hiçbir şey yapamıyorlar.

 

İsa Mesih'i Çakı Gibi Yakışıklı Bir Delikanlı Olarak İnşaAllah Göreceğiz. İleri Yaşta Olmasına Rağmen Çok Dinç ve Zinde Olacaktır

İsa Mesih’i siz böyle çakı gibi yakışıklı bir delikanlı olarak göreceksiniz. Aslında ileri yaşlarda olacak ama çok zinde ve çok genç olacak. Yaşını çıkaramayacaksınız söyleyeyim. Mehdi (as)’ye benziyor, yüzü Mehdi (as)’ye benzer İsa Mesih’in. Tıpa tıp değil ama bayağı benzer. O da işte aynı soydan geldiklerini gösteriyor. O da Davut (as) soyundan o da Davut (as) soyundan. O bir mucizenin vurgulaması. Garip şekilde benzerler birbirlerine. Bak o 2000 yıl önce, o bu yüz yıl işte 1900’ler, 2000’ler.

 

Gençler ve Çocuklar Pateni Çok Seviyorlar. Bu Kuzularımıza Paten Yapabilecekleri Geniş, Güvenli, Bakımlı Alanlar Yapılsın

Benim bu minik kuzularıma, tatlı kuzularıma paten sahası şart. Bak yana yakıla kaç günden beri anlatıyorlar bu çocuklar. Paten en hayati konu bu. Çocukların en çok üzerinde durdukları konu bu. Yıksınlar o gecekondu semtlerinde falan berbat apartmanlar falan var yıksınlar oraları açsınlar bu çocuklar orada bir alan elde etsin güzel böyle jilet gibi dümdüz olacak ki rahatça paten kayabilsinler. Herhalde şöyle bir elips şeklinde olacak ki değil mi daha rahat hareket etsinler. Gün boyu spor yaparlar çok iyi olur. Gençlerin sağlıklı sıhhatli olmaları bizim için önemli.

 

(“Onlara peygamberleri dedi ki: ‘Allah size Talut’u (melik olarak) gönderdi.” (Bakara Suresi 247) ayeti İsa Mesih’e işaret edebilir mi?” izleyici sorusu)

Talut peygamber değil. O devrin Mehdisi yani bildiğimiz mümin bir lider. Mehdi ama o devrin Mehdisi. Mehdi gelmez diyenler, Mehdi beklenmemeli diyenlere de Allah’ın cevabı. Allah’tan bir lider bekliyorlar, Allah’tan bir lider istiyorlar. Allah da Talut’u Mehdi olarak gönderiyor. Ve bunu peygambere söylüyorlar. “Bize Allah bir lider, bir imam, bir kumandan göndersin” diyorlar. Allah da Mehdi olarak Talut’u gönderiyor. Hani Mehdi göndermiyordu Allah? Demek ki gönderiyormuş. Buna işarettir. İsa Mesih’in gelişiyle ilgili zaten üç açık ayet var. İşari anlam açısından bakacak olursak meleklerle birlikte namaz kılıyor. Bir tek, tek peygamber Hz. İsa (as)’dır. Meleklerle namaz kılan tek peygamber. Bütün peygamberler vefat etmiş ama bir tek o namaz kılıyor. Hayatta olduğunu gösteriyor. Çünkü ibadet mecburiyeti hayatta olanlar içindir. Hayatta olduğu için ona namaz farz. Devam ediyor namaza. Ahirette Allah’ın Katında namaza devam ediyor meleklerle birlikte. Bak içlerinde peygamber bulunmasına rağmen Melik istiyorlar, Mehdi istiyorlar.

 

(Siz bir süredir çocukların sınav yarışına tutulmamasını söylüyorsunuz. Cumhurbaşkanı Erdoğan da TEOG sınavının kalkacağını söyledi. “Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum. TEOG’un kaldırılması lazım.” dedi.)

TEOG kalkıyor ama her okul ayrı yarışma yapsın diyorlar. Daha da feci çocuklar için yani. Çünkü her okulun imtihanına ayrı ayrı girecekler. Bir sevgi sistemi olması lazım, sevgi. Ve okumanın, öğrenmenin nasıl onları güzelleştireceği, nasıl mutlu olacakları, nasıl onları kaliteli hale getireceği anlatılması lazım. Biz okurduk mesela ilkokulda niye okuduğumuzu bilmiyorduk, kimse söylemiyordu. Ortaokulda da bilmiyorduk. O dersten o derse, o dersten o derse havasız ortamlarda. Pencerelerden böyle buğular akardı. Ben böyle hayat görmedim. Zır zil çalar falan çok ürkütücü bir zil. Öyle hayat mı olur kardeşim? Gece karanlıkta okuldan bırakırlar. Oradan yürüyerek eve döneriz, geri geliriz. Sonuçta diyeceksiniz ki; çok kaliteli olacaksınız, güzel olacaksınız, iyi olacaksınız. İnsanlar sizi sevecek, siz insanları seveceksiniz. Allah sizi sevecek, siz Allah’ı seveceksiniz. Amacını söylesene kardeşim. Niye gittiğimizden haberimiz yoktu. Burada da imtihanın niye olduğunu bilmiyor çocuklar. Genel kültürün insanı güzelleştireceğinin ne faydası olacağını söylemiyorlar.

 

İncil'in ve Tevrat'ın Hangi Bölümlerinin Geçerli Olduğunu Hangi Bölümlerinin Tahrif Edildiğini Kuran'a Bakarak Anlarız

İncil’in değiştirilmemiş yerlerini Kuran’la anlarız. Nasıl hadislerin sahte olduğunu Kuran’dan anlıyoruz, İncil’in de değişmiş yerini hemen anlarız. Ama İncil’in büyük bir bölümü değişmemiştir. Mesela diyor ki, “İsa Mesih çarmıha gerildi, öldü.” Onların ne haddine? Allah “aralarından seni aldım” diyor. “Tahir ettim, onlar bir pislikti” diyor. “Seni aralarından aldım, Katıma yükselttim, refettim” diyor teveffa. Ve “seni sevenleri” diyor, “kıyamete kadar üstün kılacağım.” Ve “ehli kitaptan sana iman etmedik hiç kimse bırakmayacağım ve sen bir kıyamet alametisin ey İsa” diyor Allah. “Senin varlığın kıyamet için bir alamettir” diyor, bitti. Açık Kuran’ın hükmü. Bir tek İsa Mesih içindir bu ayet. Hiçbir peygambere böyle bir hüküm yok. O zaman İsa Mesih’in gelişi kati olduğuna göre konuyu Kuran’dan anlamış oluyoruz. Ama sevgiyle ilgili sözler mesela İsa Mesih’in sevgiyle ilgili sözleri hepsi haktır ve doğru. Kendi ifadeleri İsa Mesih’in. Hiçbir İncil kitabında bu bozulmamış. Sahte İnciller diyoruz ya, sahte denilen İncillerde de bu bozulmamış. Hiçbir İncil’de bozulmamış sevgiyle ilgili sözler, aynı. Benzetmeler hep aynı ama öbür Allahlık iddiaları hep çelişik. Bak oralarda çelişki çok net. Birinin beyaz dediğine öbürü kara diyor, alakasız. Ama sevgiyle ilgili tam ittifak var. Barış, kardeşlik ile ilgili tam ittifak var. Ve velayet sisteminde tam ittifak. Aynısı, Kuran’dakinin aynısı.

 

(“Neden sürekli şarkılarda kadere isyan var?” izleyici sorusu)

Çünkü yazanlar, hazırlayanlar dine, imana genellikle uzak oluyor, bilgisiz oluyor. Kulaktan duyma; “Vay felek vay, vay felek vay.” Ne dediğinden bile haberi yok. Felek ne anlama geliyor onu bile bilmiyor. Alışmışlar biri bir laf atıyor, kırk akıllı çıkaramıyor yani kelimenin anlamını bile bilmiyor. Kadere, feleğe sürekli böyle laf ediyorlar aynı anlamdadır zaten kaderle felek. Yani kültür düzeyleri ile ilgili, kişilikleri ile ilgili sorunlardan kaynaklanıyor ama kültür arttıkça iman, inanç arttıkça bu gereksiz şeyler ortadan kalkıyor.

 

(“Hz. İsa (as) geldiğinde İstanbul'da mı yaşayacak?” izleyici sorusu)

 

Hz. İsa (as) geldiğinde İstanbul'da tabii ki bir ikameti olacak. Çünkü burası hem İslam âleminin başkenti oldu hem Hristiyan âleminin başkent oldu. Hızır (as)’ın geldiği bir yer, birçok olayın gerçekleştiği bir yer, kutsal emanetlerin bulunduğu bir yer. Burada olacak ama sürekli burada kalacak diye bir şey yok tabii. Hadislerin ifadesine göre dünyayı gezecek yani Küba'ya varıncaya kadar her yere gidecek.

 

(“Peygamberimiz (sav)’in yaşarken cehennemi görmesi haksızlık değil mi?” izleyici sorusu)

Güzel yüzlüm uzaktan görüyor. Ama ne yönde haksızlık acaba? İmtihan yönüyle mi diyor acaba? Aklın ihtiyarını kaldıran bir şey değil o. Yani bir nevi yekaza hali olmuş oluyor, aklın ihtiyarını kaldırmaz. O yönüyle muhtemelen söylüyor yani gördüğü için. Bir de uzaktan gösteriliyor yani içine girmiş değil. Uzaktan bir yer olarak gösteriliyor cehennem burasıdır diye. Dolayısıyla aklın ihtiyarını kaldıracak bir şey değil. Görse bile yani bir şeyler görse bile arazisini görür içini göremez. 

 

Ben Tüm Müslüman Cemaatleri Tarikatlardaki Kardeşlerime Sevgiyle, Şefkatle Yaklaşırım. Bediüzzaman'ın Kuran Talebeliğini Övmesini Seviyorum

Ben Nurcuları daha çok beğenirim yani görüş olarak. Çünkü akılcı yaklaşıyorlar yani Kuran Müslümanlığını kabul eden bir sistem, Bediüzzaman’ın açıklamalarından dolayı. Çünkü “Ben bir isim vermek istedim” diyor ““Kuran talebesi diyeyim” dedi” diyor. Kuran talebesi, “en güzel yakışan isim Kuran talebesi” diyor. “Elimde Kuran'dan başka da bir şey yok” diyor. E tamamdır işte daha ne desin o devirde o şartlarda en güzelini demiş. Şu an Nurcular doğru yolda mı? Yani genele göre iyi, eksiği kusuru olabilir ama “Şah'ın kim?” dersen Şah Nazım Kıbrıs-i Hazretleri’dir. O benim sultanımdır, sultanlar sultanıdır, canlar canıdır. Çok sevdiğim mübarek bir mürşittir. Şah Nazım Adil El Kıbrıs-i El Hakkani Hazretleri. Dünyanın sultanı sırf bizim değil. 

 

Hayvanların Yüzündeki Masumluk İnsanların Masumluğa Olan İhtiyacını, Masumluğu Görmeye Olan Tutkusunu Tatmin Ettiği İçin Çok Seviliyor

Kedilerin yüzlerindeki o masumluk, temizlik insanların çok ihtiyacı olan bir şey. O yüzden o kadar etkiliyor. Çünkü bir insanda öyle bir masumluk olmuyor yani kedideki masumluk insanın masumluğa olan aşkını, masumluğa olan ihtiyacını, masumluğu görmeye olan tutkusunu tatmin etmiş oluyor. Çünkü alabildiğine masum, tavşan da öyle, hepsi öyle. Eşek, eşek sıpası acayip tatlıdır. Canım benim o kadar güzel bakar ki eşekler ve çok sabırlıdır onlar. İsmini eşek değil de ona daha uygun bir isim olması lazım. Çünkü “eşek oğlu eşek” bilmem ne falan böyle bir şey çıkartmışlar. Eşek olması adam için zaten bir onur, adama söylüyorsan adama iltifat etmiş oluyorsun. Bir hakaret cümlesi değildir eşek olmak ama eşeğin yine de ismini değiştirmek gerekiyor tabii. Ne bileyim yani ne denebilir? Düşüneyim acele edersek olmaz ilk aklıma gelen Karagöz falan ama yine de düşünmek lazım.

 

Müslüman’ın Sabırlı, Saygılı, Şefkatli Tutumu, Sanata Önem Vermesi, Bakımlı ve Temiz Olması, Nezaketli Davranması Hal ile Tebliğ Olur

Temiz giyinirsin, güzel giyinirsin. Yüzün temizdir. Üslubun temizdir. Evin güzeldir. Sabırlısındır. Şefkatli, merhametli olursun. Saygılı olursun. Genel kültürün yüksektir. Sanata önem verirsin. Her halinle, her şeyinle ideal bir görüntü verirsin. Ona bakan İslam'ın neler getireceğini detaylarıyla görmüş olur. Mesela biz ne yapıyoruz? Teknede çok güzel. Evde çok güzel. Sokakta çok güzel. Burada çok güzel. Üslupta, konuşmada her şeyde çok güzel. Eşyalar çok güzel. Kıyafetler çok güzel. Temizlik çok güzel. Nezaket çok güzel. Genel kültür çok güzel. Sabır, şefkat her şey çok güzel. Bu, halle tebliğdir.

 

Türkiye'de İçine Kapanıklığı Kıralım, Sanat Öne Çıksın. Resim, Müzik, Heykel Her Alanda Öne Geçelim

Tamam da yani bu sanatçılar neden hiçbir yeni parça üretmiyorlar? Ne oldu? Yani bu neden böyle bir donukluk oldu? Bu facia. Yani sanatın donması faciadır. Büyük bir felaket bu. Yani hükümet bunun üstüne gitmesi lazım. Hiçbir sanatçı yok ortada. Sanat dondu yani. Böyle şey olmaz. Sanat güzelliktir. Güzellik demek sevgi demektir. Sevgi demek iman demektir. Sevgi Allah'ın ismidir, vasfıdır. Sanat çok hayatidir. Sanat gitti mi, Atatürk ne diyor? “Hayat damarlarından biri kopmuş demektir” diyor. Sanat olmayan bir ülke yaşayamaz Allah esirgesin. Sanatı çok ön plana alalım. Kaliteyi ön plana alalım. Vakit hiç geçirmeyelim. Tayyip Hocam bunun farkına vardı. Ben ısrarla bunu söyleyince. Geçen gün dedi ki “Sanatta sıçrama yapmamız, esaslı bir atılım yapmamız gerekiyor” dedi. Faciadır, bir milletin sanat damarı koptu mu faciadır. Bu içine kapanıklığı kıralım. Sanat ön plana çıksın. Resim, heykel, müzik her şeyde öne geçelim.

 

(Adnan Bey, siz sürekli gençliğe ve kaliteye önem verelim diye hükümete çağrıda bulunuyorsunuz.  Geçen gün Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Erdoğan şöyle söyledi. “Biz gençliğimize güvendik, inanıyoruz. Şimdi de kalite sorunumuzu halletmek suretiyle bunu çok daha farklı bir yere taşıyacağız” dedi.)

Aman Tayyip Hocam, aman Tayyip Hocam bak bütün gelmiş geçmiş darbelerin kökeninde kalite sorunu var. Kaliteyi düşük bulduklarında her ülkeyi yıkıyorlar. Her kalitesi düşük görülen ülkedeki insanları helak ediyorlar. Aman aman aman kalite. Allah'ın aradığı budur. Cennetin vasfı budur. Sanatın, estetiğin, güzelliğin kalesi olalım. Bakanlığı kursun Tayyip Hocam. Bak arkası gelecek. Güvensin Allah'a, dayansın Allah'a. Kalite sanat bakanlığı. Komünistler falan dolar diye çekiniyor, öyle bir şey olmaz. Bulacağız sen bana güven Tayyip Hocam arkası gelir. Sen kur bakanlığı gerisine karışma.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo