Sayın Adnan Oktar'ın yaptığı tüm açıklamalar teker teker gerçekleşiyor, söyledikleri bir bir oluyor. Ermenistan'la Türkiye arasında ve Türkiye'nin öncülüğünde Ermenistan'la Azerbaycan arasında yakın tarihte örneği pek görülmemiş bir dostluk ortamı oluşmaya başladı.
Bu güzel gelişmelerin, Sayın Adnan Oktar'ın eselerinden faydalanılarak hazırlanan "Azerbaycan Türkiye, İki Devlet Tek Millet Olarak Birleşsin" başlıklı gazete ilanlarının ve Sayın Oktar'ın açıklamalarının hemen arkasından yaşanması ise son derece dikkat çekici. Bu ilanda, Azerbaycan ve Türkiye ittifakının bir an önce tesis edilmesi gerektiği üzerinde durulmuş ve Ermenistan'a dostluk çağrısı yapılmıştı. Tüm eski anlaşmazlıkların geçmişte bırakılarak, yeni bir dönem başlatılması gerektiğine dikkat çekilen ilanda, "Ehl-i Kitap olan Ermenilerle Türk Milleti'nin dostça yaşaması gerektiği, düşmanlık duygularıyla yaşamanın kültürel olarak da ekonomik olarak da kimseye faydasının olmadığı, müreffeh ve aydınlık bir Ermenistan'ın yolunun kardeşlik ve sevgiden geçtiği, Ermenistan'ın komşularına karşı izlediği siyasetin İncil'e de uygun olarak sevgi temelli olmasının şart olduğu, Azerbaycan ve Türkiye'nin birleşmesiyle oluşacak dostluk ortamından Ermenistan'ın da fayda göreceği" belirtilmişti.
Sayın Adnan Oktar da yaptığı açıklamalar da, "Tarihteki tüm yanlışları ve hataları Türk Milleti'nin unuttuğunu ve affettiğini, Ermenilerin de geçmişi geride bırakmaları gerektiğini; dostluk ve kardeşlikle en güzel neticenin alınacağını; Ermenistan halkının yaşadığı sıkıntı ve yokluğun da dostlukla ve sevgiyle ortadan kaldırılacağını; Laçin Kordioru'nun açılmasının önemini; diplomatik yolla tüm sorunların çözüme kavuşturulacağını" söylemişti.
Bu ilanlardan ve açıklamalardan çok kısa bir süre sonra, ilk önce Azerbaycan ve Ermenistan devlet başkanlarının el ele tutuşarak dostluk mesajları vermesi basına yansıdı. Daha sonra Ermenistan Devlet Başkanı'nın The Wall Street Journal gazetesinde yayınlanan makalesinde dile getirdiği barış ve kardeşlik çağrısı gündeme geldi. Bir yandan Azerbaycan Türkiye ittifakı hız kazanırken, bir yandan Kafkasya'daki tüm girişimlere Türkiye'nin Ermenistan'ı da davet etmesi dikkat çekti. Bu güzel gelişmelerin en son basına yansıyan örneklerinden biri ise, Radikal gazetesinde yayınlanan Ermenistan Cumhurbaşkanı Sej Sargisyan'ın dostane açıklamaları ve Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün sıcak cevabı oldu. Sej Sargisyan, "İki ülke liderleri önemli kararlar aşamasında. Olumlu kararları iki halk da destekler. Dağlık Karabağ'da anlaşma uzak değil" sözleriyle iyi ilişkilerin geliştirilmesini hedeflediklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, "Hepimiz aynı toprakların çocuğuyuz" cevabı ise Türk Milleti'nin sevecen, hoşgörülü ve merhametli yapısının en güzel tecellilerinden biri oldu.
Olayların tam da Sayın Adnan Oktar'ın dikkat çektiği ve tarif ettiği şekilde gelişmesi, Sayın Oktar'ın müjdelediği Kafkasya'dan doğacak Türk-İslam Birliği'nin hayata geçmesinin de çok yakın olduğunu işaret etmektedir. Allah'ın izniyle, barış ve kardeşlik bu topraklara hakim olacak, Türk-İslam Birliği'nin vesile olmasıyla çok müreffeh ve aydınlık bir dönem yaşanacaktır.
Erzincan Can TV, 14 Temmuz 2008 Ermeniler, onlar bizim kardeşlerimizdir. Onlar da bizim canımız inşaAllah. Ermenistan da inşaAllah Türk İslam Birliği içerisinde yerini alacaktır. Boş yere kendilerini üzüyorlar. Biz onları kardeş olarak görüyoruz, dost olarak görüyoruz. İnşaAllah Türk İslam Birliği’nin o şefkatli kolları içerisinde onlar da yerlerini bulacaklardır. Huzur içerisinde yaşayacaklardır. Güvenlikleri sağlanacaktır. İnşaAllah o Laçin Koridoru’nu da severek ve isteyerek açacak o Ermeni kardeşlerimiz. Ermenistan’ın bu güzel jesti, Ermenileri daha çok sevmemize sebep olacak inşaAllah. Dağlık Karabağ’dan çekilecekler, ama buna karşılık da Türkiye’ye de gelecekler, Azerbeycan’a da gelecekler, ticaret yapacaklar, oralara istedikleri gibi yerleşecekler. İsterlerse orada ibadetlerini hür olarak yapacaklar. Fakat bu bir kanayan yaradır. Laçin koridorunun kapatılması, Dağlık Karabağ’ın işgal edilmesi, bunlar çok gereksiz lüzumsuz şeyler… Ermenilere karşı Türkiye’de bir kin ve nefret yoktur. Osmanlı döneminde en güzel, en kilit noktalara Ermeni kardeşlerimiz gelmiştir. En ünlü sanatçılar, en ünlü doktorlar Ermenilerden çıkmıştır. Ehli kitaptırlar. Tertemiz kardeşlerimiz onlar. Bu tip huzursuzluk duymaları son derece yersiz. Geçmişte olanlardan belki bir kalplerinde burkuntu olmuş olabilir, ama geçmişte savaş vardı, yani Ermeniler de Müslümanları kitle halinde yok ettiler. Ama biz onları affediyoruz… Artık bunlar geçsin. Yani biz onları affettik, onlar da bunlardan geçsinler. Karşılıklı bir uzlaşma olsun. İslamiyet’te af vardır, Hıristiyanlık'ta da vardır. Karşılıklı birbirimizi sevelim. |
Kıbrıs Ada TV, 1 Ağustos 2008 Bakın yakın bir zamanda bunu da göreceksiniz Suriye ile Türkiye birleşecek. Azerbaycan’la Türkiye birleşecek, iki devlet bir millet olarak. Bizim arkadaşlarımızın bu konuda ilanı çıktıktan hemen sonra Ermenistan Devlet Başkanıyla Azerbaycan Devlet Başkanı el ele tutuşarak bir resim çektirdiler. Biz dedik ki "Ermeniler bizim dostumuz kardeşimiz, eğer tarihte bize bir hataları bir yanlışları olduysa biz onları affediyoruz bizim öyle bir iddiamız, hırsımız, kinimiz yok. Onlarda böyle düşünsünler bizim gibi düşünsünler bir sevgi beraberliği dostluk olsun kardeşlik olsun en güzel neticeyi alalım" şeklinde bir ilan yayınlandı. Günlerce yayınlandı, hemen arkasından bu gelişmeler oldu. Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi Başbakanımız, Azerbaycan’a gitti arkasından da bu sevgi gösterileri bu muhabbetler başladı. Sonra bu olaylar gelişmeye başladı. Bunlar çok güzel gelişmeler. Güzel gidişat, herşeyin dediğimiz gibi olduğunu gösterten bir delil aynı zamanda. |
Ermenistan'ın son dönemlerde, Türkiye'ye yönelik olumlu ve dostane yaklaşımlarının örneklerinden biri de, Ermenistan-Türkiye arasındaki demiryolunun açılması talebi oldu. Sayın Adnan Oktar konuşmalarında, Ermenilerin diledikleri gibi Türkiye'ye gidip gelmelerini, iki ülke arasında ticaret ilişkilerinin güçlendirilmesini teşvik etmişti. Bu açıklamaların ardından Ermenilerin iki ülke arasındaki ulaşımı açacak ve kolaylaştıracak bir imkan oluşturmak istemeleri son derece önemli bir gelişmedir.