Kışın bitimiyle birlikte hayat ilkbaharda yeniden canlanır. Aslında bunun hazırlıkları çok daha önceden başlamaktadır. Kış boyunca bakteriler, suyun dibine çöken organik atıkları (hayvan ölüleri ve bitki artıkları) ayrıştırarak minerallere çevirirler. Bu olay gölün temiz kalmasını sağlar. Aynı zamanda dipte çeşitli mineraller ve özellikle fosfor, azot ve silisyum gibi iyonlar birikir. Soğuyan yüzey sularının derinlere inmesiyle oluşan akıntılar minerallerin suya dağılmasını sağlar. Böylece baharda canlılar uyanınca, gölde beslenecekleri mineralleri hazır bulmuş olurlar.
Bilim ve Teknik Dergisi, Mayıs 1987, Sayı:234, s.17
"Şüphesiz Biz, yeryüzü üzerindeki şeyleri ona bir süs kıldık; onların hangisinin daha güzel davranışta bulunduğunu deneyelim diye." (Kehf Suresi, 7)
Yüce Allah ayetinde kullarını dünya hayatında imtihan edeceğini bildirmektedir ve bu nedenle dünya hayatını özel olarak insanların hoşuna gidecek süslerle birlikte yaratmıştır. Bu süsler, Allah'ın bir denemesidir ve insanı yanıltmamalıdır. Hepsi geçici ve aldatıcıdır. İnsanın dünyadaki vazifesi, Yüce Allah'a ve ahirete iman etmek, Kuran'da bildirildiği şekilde güzel ahlak sahibi bir insan olmak, Allah'ın sınırlarını korumak ve O'nun hoşnutluğunu kazanmaya çalışmaktır.
Yüce Allah ayetinde kullarını dünya hayatında imtihan edeceğini bildirmektedir ve bu nedenle dünya hayatını özel olarak insanların hoşuna gidecek süslerle birlikte yaratmıştır. Bu süsler, Allah'ın bir denemesidir ve insanı yanıltmamalıdır. Hepsi geçici ve aldatıcıdır. İnsanın dünyadaki vazifesi, Yüce Allah'a ve ahirete iman etmek, Kuran'da bildirildiği şekilde güzel ahlak sahibi bir insan olmak, Allah'ın sınırlarını korumak ve O'nun hoşnutluğunu kazanmaya çalışmaktır.
İnsanların hayatları boyunca sahip olmak istedikleri ve bu amaçla büyük bir gayret ve azimle çalıştıkları herşey aslında yaşadıkları bu hayatın süsleridir. Dünya üzerindeki her şey, insana ilk bakışta çok çekici ve güzel görünebilir. Dünya üzerindeki güzellikler insanlar için birer nimettir. Her insan çevresinde gördüğü veya sahip olduğu tüm bu nimetlerin kendisine veriliş sebebinin, yalnızca Yüce Rabbimiz Allah'ın bir denemesi olduğunu unutmamalıdır. Sahip olduğu veya olacağı herşeyle Allah'ın rızasını kazanacak güzel davranışlarda bulunması gerekir. Allah verdiği her nimetle beraber; insanın Kendisi'ne şükredici olup olmadığını, güzel ahlak gösterip göstermeyeceğini de dener. İnsanın asıl amacı, tüm bu güzellikleri bize veren Rabbimiz'e kulluk etmek, O'na en güzel şekilde şükretmek ve Kuran'da bildirdiği güzel ahlakı göstermektir. Elbette yaşadıklarının bir imtihan olduğunun farkında olan ve Allah'ın rızasına uygun olduğunu düşündüğü şekilde karar veren ve Kuran ahlakına uygun güzel davranışlarda bulunan müminler, bu imtihanı kazanmayı ve Allah'ın Kuran'da bildirdiği gibi cennet hayatı ile mükafatlandırılmayı umabilirler. Bu imtihan dünyasının en büyük sırlarından biri, iman edenler için mutlaka hayırla noktalanmasıdır. En büyük kazançlardan biri ise, iman edenlerin bu denemeler karşısında gösterdikleri güzel ahlak, cesaret ve metanetin, onların ahiretteki karşılıklarını ve derecelerini artıracak olmasıdır. www.Kuranbilgisi.com
Kaplumbağa
Dönem:Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 98 milyon yıl
Bölge: Shan Li Dağı, Çin
Canlı türlerinin sürekli değişerek birbirlerinden türediklerini ve ilerleme kaydettiklerini iddia eden Darwinistlerin, tüm canlı türlerinde görülen değişmezliği nasıl açıkladıkları bir muammadır. İnsanın sözde maymundan türediğini öne süren evrim teorisinin, maymunların yaşadığı hayali insana dönüşüm sürecinin bir benzerini, neden diğer canlıların da yaşamadığını açıklaması gerekir. Fakat evrimciler tarafından bu soruya verilecek akılcı ve mantıklı bir cevap yoktur. Kuşlar değişmemiştir; gergedanlar, tilkiler, sırtlanlar değişmemiştir; resimdeki bu kaplumbağa 98 milyon yıldır değişmemiştir. İnsan da değişmemiştir. Darwinistlerin sürekli telkin ettikleri, "Canlılar değişerek gelişirler ve başka canlılara dönüşürler" iddiası büyük bir yalandır.
Adnan Oktar’ın 22 Şubat 2016 tarihli A9 TV röportajından
ADNAN OKTAR: Hızır (a.s), Mehdiyet’e karşı olan, İsa Mesih’e karşı olan, ona karşı işte büyük eylemler içine giren kişileri genellikle faili meçhulle öldürür. Hızır (a.s)’ın öldürdüklerini hiçbir şekilde polis, adliye yakalayamaz. Hep meçhul kalır. Hiçbir delil bırakmaz Hızır (a.s) öldürdüğünde. Özellikle Mehdi (a.s) zıttı hareketlerde teker teker, İsa Mesih’e zıt hareketlerde teker teker katleder. Kuran’ın işaret ettiği de odur.