Böcekler niçin örümcek ağını fark edemeyerek bu ağa yakalanırlar?
Örümcek ağındaki elektrostatik özellik nedir?
Örümcek ağının çarpmaya karşı esnek olan yapısı nasıldır?
Örümcek, avının cinsine göre farklı iplik nasıl hazırlar?
Örümceklerin en çok bilinen özellikleri ağ örmeleridir. Ancak gerek bu ağda, gerekse bu ağı örerken kullandıkları ipte çok mucizevi ayrıntılar gizlidir. Örümceğin ağı; ağırlığı taşıyan iskelet iplikleriyle, bu ipliklerin üzerine yerleştirilmiş spiral şekilli yapışkan özellikteki yakalama ipliklerinden ve ağın iplerini birbirine birleştiren bağlantı iplerinden oluşur. Spiral şekilli yapışkan iplikler, iskelet ipliklerine tam olarak bağlanmazlar. Böylece ağa yakalanan böcek kurtulmaya çalıştıkça yapışkan ağa daha fazla yapışmış olur. Böceğin üzerine tamamen yapışan yakalama ipi, zamanla esnekliğini kaybederek, sertleşir ve sağlamlaşır. Bu şekilde böcek kapana kısılır, hareketsiz kalıp kaskatı kesilir. Bundan sonra ise av adeta canlı paketlenmiş hazır bir besin gibi, sağlam iskelet ipliklerinin üzerinde, örümceğin gelip son darbeyi vurmasını beklemek zorundadır.
Böcekler Örümcek Ağına Nasıl Yakalanır?
Mikroskop altında örümcek ağının telleri pürüzsüz bir görünüm sergiler. Ancak liflerin dış katmanları soyulup bir çözücüyle yumuşatıldığında her bir telin yapay liflerden çok daha kompleks bir yapıya sahip olduğu görülür. Lifin çekirdeği “nanofibril” adı verilen ortak merkezli minik ipliklerle çevrilidir. Bu nanofibriller kimi katmanlarda lifin ekseni yönünde yer almalarına karşın, kimilerinde sarmal bir merdiven gibi lifin çevresini sararlar. Böylesi bir düzen büyük miktarlarda enerjinin emilmesine yardımcı olur. İşte ağın bu özelliği böceklerin yakalanmasında mükemmel bir şekilde işler. Nitekim uzun yıllar süren bilimsel çalışmalar sonucunda, elektrostatik özelliği sayesinde örümcek ağında dünyanın elektromanyetik alanının değiştiği ve bu nedenle ağı fark edemeyen uçan böceklerin yakalandıkları tespit edilmiştir. Allah’ın örümcek ağlarında yarattığı bu özellikten esinlenerek, çevre ve hava kirliliği ile uçak kazalarına çözüm bulunmaya çalışılmaktadır.
Allah örümcek ağının sistemini şu ana kadar bilinenden çok daha kompleks ve mükemmel olarak yaratmıştır. Yapılan araştırmalara göre, uçan böceklerin üzeri polenler, kirleticiler ve hava yoluyla taşınabilecek maddelerle kaplıdır. Bilindiği gibi havada uçuşan her şey elektrikle yüklüdür. Fizik kurallarına göre, bir maddenin diğer maddeye yapışabilmesi için zıt kutuplar olması gerekir, dolayısıyla da böceğin ağa yapışabilmesi için, birinin artı, diğerinin eksi yüklü olması şartttır. Çünkü aynı kutuplar birbirlerini iter. Böyle bir durumda örümcek ağı böceği yakalayamaz ve böcek ağa yapışmadığı için de kolaylıkla kaçabilir. İşte tam bu aşamada hiç beklenmedik bir olay gerçekleşir. Örümcek ağı, böceğe yapışır. Çünkü örümcek ağında fizik kurallarını alt üst eden bu durum söz konusu olur.
Allah örümcek ağının tüm yüzeyini elektrostatik özelliğe sahip madde ile kaplamıştır. Bu madde ağın hem uçan böcekleri hem de böceklerce taşınan kir ve polenler ile benzer tüm parçacıkları yakalamasını sağlar. Ancak bu kadarla kalmaz. Bu madde, örümcek ağı üzerinde sadece birkaç milimetrelik çok ufak bir alanda, dünyanın elektromanyetik alanını bozar ve böylece artı ya da eksi yüklü olup olmadığı fark etmeksizin her cismin üzerine yapışabilir.
Bilim adamlarının aklını yıllardır kurcalayan bir diğer konu, böceklerin son derece hassas sensörleri olmasına rağmen örümcek ağını fark etmemeleridir. Allah böcekleri, bulundukları bölgede en ufak bir elektriksel değişiklik olsa bunu hissedebilecek kadar hassas sensörlere sahip olarak yaratmıştır. Antenleri adeta bir elektronik sensörü gibi çalışır. Antenin ucu, böceğin vücudunun geri kalanından farklı bir elektrik yükü ile yüklüdür. Böylece böcek, elektrik yüklü bir nesneye yaklaştığında, antenin ucu bu küçücük değişikliği dahi hisseder. Böceğin, bu kadar hassas sensörlere rağmen, ağı tespit edemeyip, yakalanmasının sebebi ise ağın milimetrelik bir bölgesinde dünyanın elektriksel alanını bozmasıdır. Böcek bu elektriksel değişikliği algılayamadığı için ağı fark edemez ve ağa yapışır.
Örümcek ağlarının etkili bir tuzak olabilmesi için sadece yapışkan özelliğe sahip olması ya da farklı özellikteki ipliklerden üretiliyor olması yeterli değildir. Örneğin ağın uçan böcekleri durdurabilecek şekilde dizayn edilmiş olması da gerekmektedir. Ağa takılan böceği güdümlü bir füzeye benzetecek olursak böceğin hareketinin durdurulması tek başına yeterli olmayacaktır. Çünkü ağa yakalanan avı, örümceğin gelip inceleyebilmesi ve ısırabilmesi için, hareketsiz tutabilmesi gerekmektedir. Bir füzeyi yakalayıp, hareketsiz tutabilmek ise oldukça zor bir iştir.
Ağı oluşturan iplikçikler çok sağlam oldukları gibi aynı zamanda da esnektirler. Fakat ağın esneklik payı, farklı bölgelerde, farklı oranlardadır. Bu esneklik oranının önemi şu sebeplere bağlıdır;
¨ Eğer iplikçiklerin esneme payları gerektiğinden az olsaydı, ağa çarpan böcek sert bir yaya çarpmışcasına geldiği yöne doğru geri fırlardı.
¨ Eğer iplikçiklerin esneklik payı gerektiğinden fazla olsaydı, böcek ağı çok fazla esnetir, yapışkan iplikler birbirine yapışır ve ağ deforme olurdu.
¨ İplikçiğin esneklik payı hesaplanırken rüzgar etkisi de göz önüne alınır. Böylece esen rüzgarın gerdiği ağ tekrar eski haline dönebilir.
¨ Esneklik payı, ağın tutturulduğu yer için de önemlidir. Örneğin ağ bir ota tutturulmuşsa, ağın esnekliği bu otun hareketinden kaynaklanan gerilimleri ortadan kaldıracak nitelikte olmalıdır.
¨ Spiral şeklinde örülen yakalama iplikçikleri birbirine çok yakındır. Herhangi küçük bir sallanma bu ipleri birbirine yapıştırarak, yakalama alanında büyük gedikler oluşturabilir. Bu yüzden esneme payları yüksek, yapışkanlı yakalama iplikçikleri, esneme payları düşük kuru iplerin üzerine yerleştirilmiştir. Böylece ağda oluşabilecek potansiyel kaçış delikleri engellenmiş olur.
Görüldüğü gibi ağın her özelliğinde mucizevi bir yapı vardır. Her türlü olasılık düşünülmüştür. Bunlar düşünüldüğünde evrim teorisinin iddiasının akıl dışılığı bir kere daha ortaya çıkmaktadır. Tesadüfen ortaya çıkan değişimlerle bir ağda darbe emici özelliklerin nasıl oluşturulacağının bir örümceğe öğretilmesi elbette ki mümkün değildir. Örümceklere bu yeteneği veren, bilinçli davranışlarda bulunmalarını sağlayan Allah’tır:
O Allah ki, yaratandır. (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, ‘şekil ve suret’ verendir. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O’nu tesbih etmektedir. O, Aziz,Hakim’dir. (Haşr Suresi, 24)
¨ Doğal ya da insan yapımı diğer tüm liflerden farklı olarak örümceğin ürettiği ipek yumuşayıp katılaşabilme özelliğine sahiptir ve bu nedenle farklı yük türlerini taşıyabilir.
¨ Ağ yapımında kullanılan diğer maddelerle karşılaştırılan örümcek ipeği düşen dallar ya da şiddetli rüzgarlar karşısında 6 kat daha dayanıklıdır.
¨ Ağa herhangi bir ağırlık uygulandığında sadece bir teli kopar ve örümcek yeni baştan ağ örmek yerine tek bir teli onararak ağını yeniler.
Ağın çeşitli bölgelerinden %10 oranında teli kaldıran bilim adamları, ağın sadece % 10 oranında daha da güçlendiğini gözlemlediler.
¨ Çapı bin milimetrenin binde birinden daha az büyüklükteki bu iplik aynı kalınlıktaki çelik telden 5 kat daha sağlamdır. Çelikten 5 kat daha sağlam olan bu ip kauçuktan % 30 daha esnektir ve kendi uzunluğunun tam 4 katı esneyebilir.
¨ Bu ipin bir diğer özelliği son derece hafif olmasıdır. Dünyanın çevresi boyunca uzatılacak bu ipin ağırlığı sadece 320 gramdır.
Örümceğin ürettiği ipi parçalamak en gelişmiş naylondan çok daha fazlasıyla güç sarf etmeyi gerektirir. Örümceğin böylesine sağlam bir iplik üretebilmesinin başlıca sebeplerinden biri, temel protein bileşenlerinin kristalleşmesini ve katlanmasını kontrol ederek, düzenli bir yapıda yardımcı bileşikler eklemeyi başarmasıdır. Örgü maddesi sıvı kristal olduğundan, örümcekler bu esnada minimum kuvvet kullanırlar. Unutulmamalıdır ki bilim adamlarının uzun yıllar araştırdıkları örümcek ipliğinin üretimi, en azından 380 milyon yıldır örümcek tarafından kusursuzca örülmektedir. Bilim adamlarının ileri teknolojinin imkanlarını kullanmalarına rağmen, henüz mekanizmasını çözmeyi başaramadıkları bu ipek üretimini örümceklerin milyonlarca yıldır, küçücük bedenlerinde başarmaları kuşkusuz Allah’ın kusursuz yaratışının delillerindendir.
“... O’nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur...” (Hud Suresi, 56)