İnsanın İşitmesindeki Mükemmel Detay:  Seçici Duyma Özelliği
ucgen

İnsanın İşitmesindeki Mükemmel Detay: Seçici Duyma Özelliği

52382

İnsanların seçici duyma yeteneği, Allah’ın yarattığı mükemmel bir özelliktir. İnsan anlaşılmayacak kadar uğultuyla dolu bir kalabalık içinde, örneğin bir sınıfta, spor müsabakasında ya da bir restaurantta olsa bile, tek bir kişinin sesine odaklanabilir. Kulağın bu ayırıcı özelliği insan için çok önemlidir.

Ses dalgaları, düşük, orta ve yüksek frekanslıdır. Kulak 50-20.000 frekans arası sesleri duyar. Bir sesin frekansı arttıkça incelir. Ses dalgaları kulak kepçesi tarafından toplanır, kulak zarına çarpar, zar orta kulak kemiklerini titretir. Ses titreşimleri böylece mekanik titreşimlere dönüşür. Titreşimler vestibüler pencereye geçer  ve kulak salyangozu (koklea) içindeki “endolenf” denen sıvıyı titretir. Bu sıvının titreşimleri, sinirsel uyarılara dönüşerek işitme yolları ile beyine gider.  Kulak salyangozu spiral biçimli bir rampa içerir; buna vestibüler kanal denir. Bu kanal endolenf titreşimlerini nakleder. Bu kemiksel rampa sıkıştırılamaz olduğundan, salyangoz kanalı biçim değiştirir. Bu kanal korti organını içerir.

Korti organı, mekanik titreşimleri sinirsel uyarılar haline dönüştürür. Korti organı hücreleri kirpiksi yapılara sahiptir. Lenfin titreşimleri bu kirpikleri etkiler. Korti organını taşıyan membranın kulağa gelen frekansa göre değişik bölümleri titreşir. Yüksek frekanslar rampanın tabanında, orta frekanslar ortasında, düşük frekanslar tepesinde titreşim yapar. Bir sinir lifi 1000 Hertz üzerindeki uyarıları nakledemez. Buna karşın kulak 20.000 Hertz’lik sesleri nasıl duymaktadır? İşte bu mucizevi olay Salvo Teorisi ile açıklanır.

www.dogadakiayetler.com

Salvo Teorisi Nedir?

Sesi nakletmek için birçok sinir grubu işbirliği yapar. Her grup sırası gelince sesi iletir. Eş zamanda iletilen frekansların toplamı, kulağa gelen frekansa karşılıktır. İşitme sinirinin ortasındaki lifler düşük, dışındaki lifler yüksek frekansları taşır. İşitme siniri şakak kemiğinden çıkarak pons ile omurilik soğanı arasından beyine girer. Bundan sonra beyinde işitme yolu şöyle gider: Dördüz yumrular, iç geniculate cisim ve şakak lobu kabuğunda işitme merkezi. Beyin kabuğu frekans analizi için şart değildir. Bu analiz kabuk altı (subkortikal) nöronlarca da yapılabilir. Hem salyangoz, hem sağ, hem sol beyin yarım küresine uyarı yollar.

Kulakta meydana gelen tüm bu işlemler alemleri yaratan Rabbimiz’in yaratışındaki mükemmelliğin delillerine sadece bir örnektir. Sonsuz ilim sahibi Yüce Rabbimiz Allah bir ayette insanların yaratılış hakkında düşünmelerini şu şekilde bildirmiştir:

“Andolsun, ilk inşa (yaratma)yı bildiniz; ama öğüt alıp-düşünmeniz gerekmez mi?” (Vakıa Suresi, 62)

Bilimsel Araştırmalar Beynin İstenilen Sesi Duymaya Odaklandığını İspatlamıştır

UCSF Nörolojik Cerrahi ve Keck Merkezi, Epilepsi Araştırma Grubu üç epilepsi hastasının beyin zarı üzerine yerleştirilmiş 256 elektrod ile beyin aktivitelerinin bir hafta boyunca haritasını çıkarmışlardır. Bu elektrodlar beynin temporal lobunda, beyin zarının işitme merkezinin aktivitelerini kaydetmiştir.

Yapılan deneylerde, hastalara iki konuşma örneği aynı anda dinletilmiş, bu konuşma örneklerinde farklı kişilerden farklı cümleler yer almıştır. Hastalardan konuşan kişilerden duydukları kelimeleri tanımlamaları istenmiştir. Daha sonra hastaların beyin aktivite şekilleri analiz edilerek ne duydukları modellenmiştir. Beyindeki işitme korteksindeki sinir sinyallerinin sadece duyulması hedeflenen sesi yansıttığı görülmüştür.

Yeni bulgulardan elde edilen veriler beyin zarında resmedilen konuşma haritasının sadece tüm dış akustik çevreyi yansıtmakla kalmadığını aynı zamanda  kim ne duymak istiyor veya neyi duymaya ihtiyacı varsa onu duyduğunu göstermiştir. Ancak bu bulgular elde edilmiş olmasına rağmen beynin algılama sisteminin nasıl gerçekleştiği sesleri nasıl ayırt ettiği hala bilimin araştırdığı konular arasındadır. Aslında bilim adamlarının cevaplayamadıkları bu soruya 

Kuran’da çok açık olarak dikkat çekilmiştir:

“De ki: “Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Ve işleri evirip-çeviren kimdir? Onlar: “Allah” diyeceklerdir. Öyleyse de ki: “Peki siz yine de korkup-sakınmayacak mısınız?” (Yunus Suresi, 31)

Kapkaranlık, Derin Sessizlik Olan Beynin İçinde Kulağı Olmadan Duyan Ruhun Varlığı, Allah’ın Apaçık Varlığının En Önemli ve Açık Delillerinden Biridir

Dış dünyaya ait, sesleri beynimizin içinde duyarız. Dış kulak, çevreÇdeki ses dalgalarını kulak kepçesi ile toplayıp orta kulağa iletir. Orta kulak ise aldığı ses titreşimlerini güçlendirerek iç kulağa aktarır. İç kulak da bu titreşimleri sesin yoğunluğuna ve sıklığına göre elektrik sinyallerine dönüştürerek beyne gönderir. Beyinde birkaç konaklamadan sonra mesajlar, son olarak bu sinyallerin işleme koyulup yorumlandığı duyma merkezine iletilirler. Böylece duyma işlemi de beyindeki duyma merkezinde gerçekleşir. Dolayısıyla, beynimizin dışında sesler değil, ses dalgaları olarak bilinen fiziksel titreşimler vardır. Bu ses dalgalarının sese dönüştüğü yer ise dışarısı veya kulağımız değil, beynimizin içidir. Yani gören gözlerimiz olmadığı gibi, duyan da kulaklarımız değildir. Örneğin, en yakın arkadaşınızla sohbet ederken, arkadaşınızın görüntüsünü beyninizde izler, sesini de beyninizin içinde dinlersiniz. Ve nasıl beyninizdeki görüntü üç boyutlu, derinlik hissi ile oluşursa, arkadaşınızın sesi de size derinlik hissini onaylayacak şekilde gelir. Örneğin arkadaşınızı sizden uzakta görüyorsanız veya arkanızda bir yerde oturuyorsa, sesinin de yerine göre derinden veya çok yakınınızdan ya da arkanızdan geldiğini zannedersiniz. Oysa arkadaşınızın sesi ne arkanızda ne de uzağınızdadır. Arkadaşınızın sesi, sizin içinizde, beyninizdedir. 

Duyduğunuz sesin aslı konusundaki olağanüstülükler bu kadar da değildir. Beyin nasıl ışığı geçirmiyor ise, sesi de geçirmez. Yani beyne hiçbir zaman hiçbir ses ulaşmaz. Dolayısıyla duyduğunuz sesler ne kadar gürültülü de olsa beyninizin içi tamamen sessizdir. Oysa bütün bu gürültüyü, en net sesleri, beyninizde dinlersiniz. Öylesine bir netliktir ki bu, sağlıklı bir insan kulağı hiçbir parazit, hiçbir cızırtı olmaksızın herşeyi duyar. 

Ses geçirmeyen, derin bir sessizliğin hakim olduğu beyninizde bir orkestranın senfonilerini dinlersiniz, kalabalık bir ortamın tüm gürültüsünü duyarsınız, bir yaprağın hışırtısından jet uçaklarının gürültüsüne dek geniş bir frekans ve desibel aralığındaki tüm sesleri algılayabilirsiniz. Sevdiğiniz bir sanatçının konserine gittiğinizde tüm salonu çınlatan o güçlü ses de aslında beyninizdeki derin sessizliğin içinde oluşur. Kendi kendinize yüksek sesle şarkı söylediğinizde de bunu yine beyninizde dinlersiniz. Oysa o anda hassas bir cihazla beyninizin içindeki ses düzeyi ölçülse, burada tamamen sessizliğin hakim olduğu görülecektir. Bu, çok olağanüstü bir durumdur. Beyninize gelen elektrik sinyalleri, ses olarak, örneğin bir stadyum dolusu insanın eşlik ettiği bir grubun konseri olarak beyninizde dinlenmektedir.

Bütün bunlar bize çok açık bir gerçeği göstermektedir. Kulak, belirli bir amaç için yaratılmıştır. Elbette kulağı meydana getiren hücrelerin kendi aklı yoktur. Yüklendikleri işlevler de kendi seçimleri değildir. Onlar da herşey gibi Allah’ın emriyle hareket etmektedirler. Allah sonsuz akıl ve ilim sahibi olandır. Kulağımızın sahip olduğu özellikler de Rabbimiz’in kusursuz yaratmasının delillerinden bir tanesidir. Bir Kuran ayetinde şöyle bildirilmektedir:

“Sonra onu ‘düzeltip bir biçime soktu’ ve ona Ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz?” (Secde Suresi, 9)

www.derindusunmek.com

İnsan Beyni İşitme Cihazlarının Yeniden Düzenlenmesine İlham Kaynağı Olabilir:

Bilim adamlarının insan beyni konusunda yaptıkları araştırmaların sonuçları gelecekte yaşlılıktaki duyma problemlerinin, dikkat toplama eksikliği, otizm ve dil öğrenme bozuklukları gibi hastalıkların Allah’ın izniyle tedavi edilebileceğini göstermektedir.

Bilim adamlarına göre bu sonuçlar ileride, iletişim kuramayan hastaların isteklerinin ve düşüncelerinin deşifre edilmesinde, yeni cihazların geliştirilmesinde kullanılacaktır.

Beynimizin bazı sesleri diğerlerine tercih etmek için nasıl bir ağ oluşturduğu anlaşılırsa sese duyarlı aktive olan elektronik cihazların ses filtreleme fonksiyonlarının geliştirilmesine de ilham vereceği düşünülmektedir.

İnsan beyninin tek bir sese nasıl mükemmel bir şekilde odaklandığı tüketici teknolojileri üreten firmaların ilgilerini büyük ölçüde çekmektedir. Çünkü bu özellik, ileride ses-aktivasyonlu ara yüzleri olan her türlü elektronik cihazın teknoloji alanında kullanılmasını sağlayacaktır. 

Günümüzde, işitme cihazı üreten firmaların ürünleri, insanın işitme sistemi ile karşılaştırıldığında oldukça basit kalır. Bir insan gürültülü bir odaya girebilir ve aynı anda kolaylıkla sanki ortamdaki diğer sesler kısılmış gibi yanındaki arkadaşıyla özel bir konuşma yapmaya devam edebilir. Oysa otomatik algılama sistemleri ahenksiz birçok ses ve arka plan sesleri arasından, tek bir anlaşılabilen sesin ayırt edilmesini gerçekleştiremez. Mühendislerin bu aygıtları geliştirmek için oldukça uzun ve zor bir  bir problemi çözmeleri gerekir. 

İnsan sesleri en hafif seslere karşı dahi hassas olup pek az mikrofon, insan kulağının algıladığı sesleri duyabilmektedir. İnsan beyni ses dalgalarını analiz ederek bunların aralarından farklı dalgaları çıkartabilmektedir. Mesela bir orkestra şefi aynı anda farklı 28 çalgının seslerini ayırt edebilmekte, dilediği an, dilediği sese konsantre olup, hataları görerek orkestrayı ona göre kontrol edebilmektedir. Kulak, iki titreşimi birbirinden ayırırken oldukça hassastır. Yapılan bir ölçümde kulağın, frekanslarının arasında on binde üçü kadar fark olan iki sesi birbirinden ayırabildiği görülmüştür. Ayette işitme duyumuzun çok büyük bir nimet olduğu şöyle bildirilir:

“De ki: “Sizi inşa eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller veren O’dur. Ne az şükrediyorsunuz?” (Mülk Suresi, 23)

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo