Ayette dua etmenin belirli bir vakti olmadığı ve müminlerin korku ve ümit arasında dua ettikleri haber verilmiştir. Müminler Allah'a korku ve umut dolu bir ruh hali içinde yönelir ve dua ederler. Dua Rabbimiz'in Rahman ve Rahim isimlerinin çok üstün bir tecellisi, müminlere çok büyük bir lütfudur. İnsan tüm sıkıntılarını ve isteklerini Allah'a açar, O'na yakarır ve Allah kulunun isteğine icabet eder, duasını karşılıksız bırakmaz. Dua etmek için özel vakitler beklenmesine, özel dua şekilleri oluşturulmasına da gerek yoktur; her an, her dakika ve her yerde Allah'a dua edilebilir. Ayette de bildirildiği gibi gece uykudan uyanıp dua edebilir yahut bir yerden bir yere giderken, merdivenden inerken, bir yerde beklerken, araba kullanırken, kısacası her yerde ve her zaman Allah'a dua ederek, Allah'tan istediklerini belirtebilir.
İnsan cenneti kazanmak için ne kadar istekli bir şekilde dua ediyorsa, cehennemden kurtulmak için de o kadar istekli bir şekilde dua etmelidir. Yani cehennemden korkup, cennete kavuşmayı ümit etmelidir. Allah korkusu, müminin ahirete olan özlemini artıran, ümit ve şevkini körükleyen bir korkudur. Müminin Allah'a olan yakınlığını ve sevgisini kat kat artıran, ona büyük manevi hazlar yaşatan asil bir duygudur. Mümin Allah'tan korkarken Allah'ın şefkatini, merhametini, bağışlayıcılığını; O'nun nimetler lütfeden, tevbeleri kabul eden olduğunu da hatırından çıkarmaz. Bu da hissettiği içli korkuyla beraber, bir yandan da içinde çok güçlü bir umut taşımasına sebep olur.
Ayetin devamında infak etmenin önemine dikkat çekilmiştir. İnfak eden müminler Kuran’da pek çok ayette övülmüş ve müjdelenmişlerdir. İnfak bir insanın imkanlarını Allah yolunda kullanması demektir. İman edenler sadece Allah'ın hoşnutluğunu, rahmetini ve cennetini kazanmak için infak ederler. Müminler, Allah yolunda mallarını ve canlarını harcadıkça, helale-harama dikkat ettikçe, Allah onların zenginliklerini artırır, işlerini kolaylaştırır, Allah yolunda harcayacakları daha çok olanak yaratır. Bu sırrı, hiçbir endişe ve gelecek kaygısı duymadan, Allah'tan korkup sakınarak Allah'ın sınırlarını koruyan her mümin kendi hayatında yaşar.