Kuran'da Allah (cc), Kendi Katında kabul olunacak namazın niteliklerinden ve salih Müslümanların hayatlarında namazın ne kadar önemli bir yer tuttuğundan bahseder. Gösteriş için namaz kılanların, namaza üşenerek gelenlerin ve namazdan kaçanların durumlarından örnekler verir. Namaz kılarken mutlaka bu hususların göz önünde bulundurulması gerekir. Peygamberimiz (sav) bu konuda şöyle buyurmaktadır:
"Beş vakit namaz, kullara farz kılınmıştır, önem ve usûlünü hafife almadan, hiçbir yönünü ihmal etmeksizin bu beş vakit namaz farzını yerine getireni cennete koymak, Allah'ın taahhüdüdür. Beş vakit namaz farzını yerine getirmeyenlere karşı ise Allah (cc)'ın hiçbir taahhüdü yoktur, dilerse o kimseyi azaba çarptırır, dilerse cennete koyar. "( Imam Gazali - Mükasefetü´l Kulub - Kalplerin Keşfi)
Peygamberimiz (sav) bir başka hadis-i kudsisinde ise şöyle buyurmaktadır: "Kulun ancak aklı tam yerinde iken kıldığı namaz, namaz yerine geçer." (Imam Gazali - Mükasefetü´l Kulub - Kalplerin Keşfi) buyurmuştur.
Namaz kılan kişinin şuuru, dikkati çok açık olmalıdır. Namazda bütün dikkat Allah (cc)`a verilmelidir. Dünya işleriyle bütün bağlantı kesilmeli, zihin tamamen namaza teksif edilmeli, büyük bir huşu ve derinlikle namaz eda edilmelidir. Değerli İslam büyüklerinden Mahmud Sami Efendi (Ramazanoğlu) de namazda insanın nasıl bir ruh halinde olması gerektiğini şöyle tarif etmiştir:
"Namazda dua ve istiğfarda huzurlu olmak da çok lüzumlu bir şarttır. Çünkü huzurlu olmadan ibadetlerde fayda yoktur... Onun için namazda huzur şarttır ki felaha vesile olabilesin" (Ramazanoğlu Mahmud Sami Efendi, yazan: Mustafa Özdamar, Kırk Kandil yay. İstanbul, sf:62)
Yüce Allah (cc) Kuran-ı Kerim`de namazın dosdoğru kılınmasını (Bakara Suresi, 43), namazların özenle korunmasını (Enam Suresi, 92), namazda sesi çok yükseltmeyip çok da kısmamayı, ikisi arasında orta bir yol benimsemeyi (İsra Suresi, 110), namazda huşu içinde olmayı (Müminun Suresi, 2), namazda sürekli olmayı (Mearic Suresi, 23) emretmiştir. Namaz kılarken bu hususlara çok dikkat etmek gerekir. Aynı zamanda tadil-i erkana riayet etmek de vaciptir. Allah (cc) namazın bir hikmetini de Kuran`da şöyle bildirmiştir:
"Sana Kitap'tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar (fahşa)dan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah'ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yaptıklarınızı bilir. " (Ankebut Suresi, 45)
Namazlarında huşu içinde Allah (cc)`a yönelen bir müminin imanda derinliği, samimiyeti, ihlası ve Rabbimiz`e olan yakınlığı artar. Bununla birlikte Allah (cc) onu ahlaken de çok güzelleştirir. Böyle bir kişinin yüzü nurlu, vicdanı temiz hale gelir. İçinde kötü düşünceye yer kalmaz. Allah (cc)'a böyle bir yakınlık sağlamış olan bir insan namazlarının ardından duası ile de Allah (cc)`a yakınlaşır. Her türlü isteğini Allah (cc)`a iletir. Böyle bir insanın ise cahiliye ahlakını hatırlatır bir tavır göstermesi çok zordur. Namazın Kuran'da bahsedilen çirkin utanmazlıklardan ve kötülüklerden alıkoyma özelliği bu yönüyle tecelli etmiş olur.
Değerli İslam büyüklerinin namazlarındaki bu derin ve huşu içindeki ruh halleri, ibadetlerine olan titizlikleri aynı zamanda Allah (cc) korkularının da göstergesidir. Müminler herşeyde olduğu gibi bu konuda da onları kendilerine örnek almalıdırlar. Namaz mutlaka hakkı verilerek, çok fazla ayette bildirildiği üzere ‘dosdoğru` kılınmalıdır. Allah (cc)`ın hoşnutluğu, rızası ve affı hedeflenmelidir. Zira Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki: "Allah (cc) icin secdeye varan her mümini Allah (cc) onurla, bir derece yükseltir ve bir günahını da affeder."