Allah ayetinde, müminlerin Kendi çağrısına uyan ve itaat eden, namazlarını titizlikle kılan, yaptıkları her işte birbirlerine danışan, bir arada karar veren ve Allah'ın kendilerine verdiği rızkı yine Allah yolunda kullanan kişiler olduğunu bildirmiştir.
Allah ayetin devamında, iman edenlerin "haklarına tecavüz edilmesi" durumunda birlik olmalarını buyurmuştur. Bu, iman edenler için önemli bir yükümlülüktür ve pek çok hikmeti vardır. İman edenler birbirlerini koruyup kollamakla, her koşul altında birbirlerine destek olmakla yükümlüdürler. Birlik ve tesanütün kazandırdığı gücü etkili kılan müminlerin imanları ve ihlaslarıdır.
Müminler birbirlerini, araya hiçbir çıkar ya da menfaat beklentisi katmadan, halis niyetle ve sadece Allah rızası için sever, Allah rızası için dost olur ve Allah rızası için birlik olurlar. Temeli dünya üzerindeki en sağlam kaynağa, Allah sevgisine ve Allah korkusuna dayalı olan bu birliğin bozulması, dağılıp yıkılması Allah'ın dilemesi dışında hiçbir şekilde mümkün olmaz. Böylesine sağlam bir birliktelik Allah'ın izniyle müminlere dünyada eşine az rastlanır bir güç kazandırır.
Kuran'da iman edenlerin, Allah yolunda “birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak” hareket ettiklerini bildirmiştir. Allah rızası için birlik içinde hareket etmek, müminlerin zorluklar karşısında başarı elde etmesinde önemli bir imani sırdır.
Müslümanların birlikteliği, bir takım insanların saldırılarıyla, zulümle ya da dünyevi kayıplarla asla sarsılmaz tam tersine daha da kuvvetlenir. Müminler, kendilerine karşı biraraya gelip tuzaklar kurmaya çalışan ve haklarına saldıran kötülerin birlikteliğine karşı birbirlerine destek olurlar ve mümin kardeşlerini sonuna kadar savunurlar. Müminler bunun, Allah'ın Kuran'da birçok ayette müminlere emrettiği önemli bir ibadet ve tavır güzelliği olduğunu bilirler. Bu imani şuur, müminlerin birlikteliğini çok güçlü kılar.