Ölüm her insanın bir gün mutlaka karşılaşacağı kesin bir gerçektir. Ancak bazı insanlar ölüm gerçeğini düşünmemekte ve böylece çok büyük bir aldanış içine düşmektedirler. Hayatı boyunca ölümü kendinden uzakta görerek düşünmemeye çalışan, Allah (cc)'ın kendisine gösterdiği ibret verici olaylardan gerekli dersi almayan, doğru yola uymaları için yapılan çağrılara cevap vermeyen, ve bunun sonucunda da Allah (cc)'a iman etmeden yaşamını sona eren bir insan büyük bir gaflete düşmüş olur. Kendi nefsinin isteklerine uyarak yaşayan, ahiret için hiçbir hazırlık yapmadan zamanını geçirmiş olan kimse, ölüme de hazırlıksız yakalanır. Kuran`da böyle kişilerin çok büyük pişmanlık duyup dünyaya geri dönmek istedikleri ve iman edenlerden olmayı diledikleri bildirilmektedir. (Şuara Suresi, 102) Ancak Kuran ayetlerinde bunun sonsuza kadar gerçekleşmesi imkansız bir istek olduğu bildirilmektedir.
Değerli İslam Büyüğümüz Geylani Hazretleri ölümü düşünmenin ve hatırda tutmanın önemini bir sözünde şöyle anlatmıştır:
Siz salih amelleri ancak, kuruntuyu az yapmakla, ölümü çok hatırlamakla, elde edebilirsiniz. Ölümü de ancak ibret verici kabirleri görmekle, içindekileri düşünmekle hatırlayabilirsiniz. (Kalpleri Aydınlatan Sözler, Abdülkadir Geylani, s. 60)
Bazı insanların yaşamları boyunca elde etmek için çaba harcadıkları mal, mülk, itibar, makam, iktidar gibi değerler aslında sadece dünya hayatına aittir. Bunların hepsinin ölümle birlikte ellerinden gideceğini bildikleri halde bazı insanlar kendilerini tutkuyla bu değerlere hırsla kaptırmaktan alıkoyamazlar. Geçmiş zamanlarda yaşayan hükümdarların, firavunların, önde gelen iktidar sahibi zengin kimselerin bazıları mallarının kendilerini ölümsüz kılacağını zannetmiş, hatta kimisi öldükten sonra mallarıyla birlikte gömülmek istemişlerdir.
Oysa ölümü akla getirmemek ve dünyaya sıkı sıkı bağlanmak her insanın mutlaka er ya da geç öleceği gerçeğini kesinlikle değiştirmez. Hiçbir insan ne zaman, nerede öleceğini bilemez. Yüce Allah (cc) ölüm vakti gelmiş olan kişiye hiç ummadığı bir anda ölüm meleklerini göndererek canını alabilir. Bu gerçeği bilerek ölümü düşünen ve dünya hayatının geçiciliğini idrak eden insanlar dünyevi hırsları terkedip Allah (cc)`ın rızasını ve asıl gerçek hayatın yaşanacağı ahiretlerini kazanmak için çalışmaya başlarlar.
Abdülkadir Geylani Hazretleri ölüm gerçeğini düşünmenin önemini başka bir sözünde yer verdiği bir duasında şöyle anlatmaktadır:
Allah`ım! Ölmeden uyanıklığımızı artır. Ölmeden tevbe etmeyi, ölmeden hidayete ermeyi, ölmeden marifete ermeyi, ölmeden iyi muameleni, ölmeden kapına dönmeyi, ölmeden kurb (yakınlık kazanmak) evine girmeyi bize nasip eyle! Amin. (Kalpleri Aydınlatan Sözler, Abdülkadir Geylani, s. 152)
İman edenler ölüm gerçeğinin insana verdiği şuur ve vicdanla her an ölebileceklerini bilerek hareket eder, Allah (cc)'ın hoşnut olacağı bir yaşam sürmek için daimi bir gayret içinde olurlar.