Bazı bilimsel dergilerde veya kitaplarda, evrenin dört bir yanındaki harikalıklar, mucizeler kimi zaman çok dar bir bakış açısıyla anlatılır. Hep, var olan şeylerin yapısı tarif edilir, ancak bunların nasıl olup da ortaya çıktıkları konusunda bir açıklama yapılmaz veya bu konu birtakım yüzeysel açıklamalarla geçiştirilir. Oysa bunlar önemli gerçekleri ortaya koymaktadırlar. Bu konuyu daha iyi açıklayabilmek için bir örnek üzerine düşünelim:
Bir grup bilim adamı, Himalaya dağlarının tepesinde bir araştırma gezisine çıkmış olsunlar. Gezi sırasında bu dağlarda daha önce hiç bilinmeyen bir mağara keşfetsinler. Ve bu mağaranın tam ortasında, havada asılı duran garip bir cisim bulunsun: Ortasında küçük metal kürelerin biraraya gelmesiyle oluşmuş bir "çekirdeğin" yer aldığı ve bu çekirdeğin etrafında belli bir yörünge içinde saatte 1000 km. hızla dönen küçük metal topların bulunduğu garip bir cisim...
Kuşkusuz eğer böyle bir şey bulunmuş olsaydı, bu tüm dünya tarihinin en büyük keşfi olurdu. Bütün dünya bu garip cismin nasıl oluştuğunu, nasıl olup da birtakım maddelerin bu şekilde biraraya geldiğini, yörüngede dönen küçük metal topların nasıl olup da böyle bir düzen içine girdiklerini büyük bir merakla tartışırdı. Senelerce hiç durmadan devam etmiş olan bu hareketin yakıtının ne olduğu, zamanla nasıl olup da durmadığı en ciddi bilimsel makalelere konu olurdu. Herkes bu cismi kimin var ettiğini ve bu mağaraya niçin yerleştirdiğini merak ederdi.
Ve hiç kimse çıkıp da "bu mağaradaki maddeler zaman içinde kendi kendilerine böyle düzenli bir yapı oluşturmuşlar, tesadüf işte" demezdi. Çünkü böyle bir iddianın çok saçma olduğu açıkça belli olurdu... Burada anlatılan gerçek son derece açıktır. Dolayısıyla şu anda sizin örneğimizde geçen bilim adamı grubundan çok daha fazla şaşırmanız gerekir. Çünkü aslında sözünü ettiğimiz garip cismin aynısıyla hayatınızın her anında karşı karşıyasınız. Hem de trilyonlarcasıyla. Gördüğünüz her cisim, kendi bedeniniz, elleriniz, kollarınız, tuttuğunuz bu gazete de dahil olmak üzere, "atom" adı verilen o şaşırtıcı cisimlerden oluşmaktadır. Ve her atom Allah'ın yarattığı, bir denge ve tasarım harikasıdır. Atom ile ilgili olarak bazı bilimsel kaynaklarda ve bazı ders kitaplarında pek yer almayan ancak üzerinde mutlaka düşünülmesi gereken bazı noktaları şöyle sıralayabiliriz:
Peki böyle bir düzen neden ortaya çıkmıştır? Sorulması gereken sorulardan biri budur.
Dahası ortaya çıkan bu düzen şaşırtıcı derecede sağlamdır. Atom, çok özel müdahaleler veya çok yüksek ısılar dışında, hiçbir zaman için parçalanmaz. Atomun oluşturduğu canlı ölse de o dönmeye devam eder. İnsanla birlikte onu oluşturan atomlar ölmez, aynı hızla hiçbir değişikliğe uğramadan elektronlar dönmeye devam eder. Ağacı yaktığınızda onu oluşturan atomları yakmayı başaramazsınız. Onlar havada dönmeye devam ederler.
Açıkça görüldüğü gibi bunun "tesadüf eseri" olduğunu öne sürmek son derece akıldışı bir iddiadır. Dolayısıyla atomdaki mevcut düzen ve denge, bizlere evrenin rastgele oluşmadığını, aksine her detayının büyük ve sonsuz bir ilim ve kudretle yaratılıp düzenlendiğini göstermektedir. Atomu sonsuz bir ilim ve kudretle, her şeyi yoktan yaratan Yüce Allah yaratmıştır.