Nur Suresi; 11-18 (Allah Kuran'da vurguya çok önem veriyor; insanın beyni vurguda açılır. Dedikodu ve iftira büyük haramdır.)
ucgen

Nur Suresi; 11-18 (Allah Kuran'da vurguya çok önem veriyor; insanın beyni vurguda açılır. Dedikodu ve iftira büyük haramdır.)

35687

 

Adnan Oktar'ın 27 Şubat 2011 Kanal Avrupa Ve Çay Tv’deki  Canlı Sohbetinden

ADNAN OKTAR: Nur Suresi, 11. ayet “Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler sizin içinizden birlikte davranan bir  topluluktur. Siz onu kendiniz için bir şer saymayın aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenenlere ise büyük bir azap vardır”. Demek ki Müslümanlar içerisinde de iftiracı, yalan söyleyen, üçkağıtçı tipler oluyor, olacak. Kuran ona işaret ediyor. Hatta “birlikte davranan bir topluluk (kendi içinizde de olabilir)” diyor Allah. “Siz onu kendiniz için bir şer saymayın aksine o sizin için bir hayırdır”, dedikodusu yapılan adam üzülüyor. “Beni rezil etti, benim aleyhime oldu” diyor. Halbuki Allah; “öyle değil” diyor. Bak ne diyor? “Siz onu kendiniz için bir şer saymayın”, “aleyhinize değil” diyor, Allah; “aksine o sizin için bir hayırdır.” Hem sevap kazanmanıza, hem yücelmenize, hem karşı tarafın ezilmesi yönünde bir durum olduğu için de oradan da bir berekete vesile olduğu için, hayır olur” diyor Cenab-ı Allah. Ahirette de Allah’ın rızasını kazanmış oluyor kişi bu konumdan dolayı,  sabrettiği için. “Onu işittiğiniz zaman erkek müminler ile kadın müminlerin nefisleri adına hayırlı bir zanda bulunup, “bu açıkça uydurulmuş iftira bir sözdür” demeleri gerekmez miydi?” Özellikle Müslümanlar birbirlerinin aleyhinde bir haber duyduklarında hemen meraklılar, bir kısım Müslümanlar; “vay neler yapmış bak” gibisinden. Halbuki Allah diyor; “bir iftira duyduğunuzda size bir fasık haber getirirse ona inanmayın” diyor, Allah. “Araştırın, tahkik edin doğruysa inanın” diyor. “Onu işittikleri zaman erkek müminler ile kadın müminlerin hayırlı bir zanda bulunup”, bak “hayırlı bir zan”. Demek bir hayırlı zan var, bir de hayırsız zan var. “Hayırlı bir zanda bulunup, “bu açıkça uydurulmuş iftira bir sözdür” demeleri gerekmez miydi?” ‘yani güzelce de vurgulayın” diyor, Allah. Bu bir iftira sözüdür demiyor, Cenab-ı Allah, “açıkça, alenen, net “uydurulmuş bir iftira sözüdür demeleri gerekmez miydi”, güzelce vurgulayın diyor Allah iftira olduğunu. “Ona karşı dört şahitle gelmeleri gerekmez miydi? Şahitleri getirmediklerine göre, artık onlar Allah Katında yalancıların ta kendileridir”. Dört tane şahit istiyor Cenab-ı Allah, salih, samimi, açık şahit. Bu kadınlar için de erkekler için de, İslam aleminde yaşayan, Müslümanlar içinde yaşayan insanlar için muazzam bir hayat garantisidir. Çünkü bir kadının en korktuğu şey kendisine cinsel iftira atılmasıdır. Çünkü bütün onurunu kıracak bir şey oluyor. Çok çekinir kadınlar bundan. Erkekler için de tabii zor bir şey ama kadınlar için daha da zordur. Cenab-ı Allah ne kadar mükemmel bir sistem kurmuş. “Ona karşı dört şahitle gelmeleri gerekmez miydi?” Dört şahit gerekiyor yoksa hiçbir şekilde aleyhinde konuşamıyor şahıs hiçbir şekilde. Suç oluyor, bayağı fiili, fiziki bir suç. “Şahitleri getirmediklerine göre, artık onlar Allah Katında yalancıların ta kendileridir”. Bir de bunlara bir daha inanılmıyor. Şahitlik yapamıyorlar çünkü Allah Katında yalancı oldukları için, sürekli olarak yalancı olarak biliniyorlar. “Eğer Allah’ın dünyada ve ahirette sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız dedikodudan dolayı size büyük bir azap dokunurdu”, “Allah müthiş bir bela verirdim ama yapmadım” diyor. “O durumda siz onu (iftirayı) dillerinizle aktardınız” yani dedikodu yapıyordunuz o ona söylüyor, o ona söylüyor. “Ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağzınızla söylediniz”. Halbuki çok iyi net bilgiye sahip olması lazım şahitli, ispatlı bilgiye sahip olması lazım. “Ve bunu kolay sandınız”, ne var bunda dedikodu yaparız, alışmışız, herkes yapar gibi, kolay sandınız diyor. “Oysa o Allah Katında çok büyük (bir suç) tür” diyor, Allah, “öyle zannetiğiniz gibi değil” diyor Allah. “Onu işittiğiniz zaman “bu konuda söz söylemek bize yakışmaz, Allah’ım. Sen yücesin bu büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi?” En baştan bir kere “ne haddimize, biz böyle bir şeyi ağzımıza dahi almayız” diyorlar, “bu konuda söz söylemek bize yakışmaz, Allah’ım. Sen yücesin bu büyük bir iftiradır.” Bu bir iftiradır değil bak, büyük bir iftiradır, yani vurgu çok önemlidir konuşmalarda. “İftira atıyorsun” dersen, öyle değil. “Kardeşim sen ne yaptın, sen çok büyük bir iftira atıyorsun. Aklını başına al, çok büyük bir rezillik yapıyorsun, çok büyük bir acımazlık yapıyorsun, yaptığın olay çok büyük” denmesi gerekiyor. Kuran’da vurgu önemlidir, Cenab-ı Allah Kuran’da vurguya çok önem veriyor. Çünkü insanın beyni vurguda açılır. Mesela bir şeyde net kanaati varsa, o konuda muhalifse ama olay da çok önemliyse onun ehemmiyetini vurgulayacak cümleler kullanması gerekiyor. Kuran’da bu sürekli ortada olan bir gerçek. “Eğer iman edenlerden iseniz, bunun gibisine bir daha dönmemeniz için Allah size öğüt vermektedir”, yani dinsizseniz zaten dinsiz yapar ona bir şey yok. “Ama iman ehliyseniz, bunun gibisine bir daha dönmemeniz için Allah size öğüt vermektedir” diyor, Allah. Yani ikinci tekrarını kabul etmiyor, Allah. “Bir daha hiçbir şekilde yapmayacaksınız” diyor. Bak toplum düzeyinde ne büyük rahatlık bu. Dedikodu yok mesela, çok rahat edersin. Bir genç kıza iftira atılamıyor, atamıyorsun. Ne kadar güzel, insanın kafası son derece salim olur. “Allah size ayetleri açıklıyor. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” 

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo