Darwinizm propagandasına yönelik olarak kullanılan ve, "Fosilden evrim ipuçları"..."insanoğlunun atası olduğuna inanılan bir türe ait fosiller"... gibi evrim çağrıştıran sözlere, Ntvmsnbc.com"un 6 Temmuz 2004 tarihli bir haberinde yer verildi. " 900 bin yıllık fosilden evrim ipuçları" başlıklı yazıda, Science dergisinde rapor edilen 900.000 yıllık fosilleşmiş Homo erectus kafatası bulgusu haber veriliyordu1. Söz konusu fosil, Richard Potts başkanlığındaki bir ekip tarafından Kenya"nın Olorgesailie bölgesinde ele geçirilmişti. Ntvmsnbc.com"da bu bulgunun insanın sözde evrimine ışık tuttuğu yönünde yorumlar ortaya konuyor ve yukarıdaki ifadelere yer verilerek söz konusu bulgu bir evrim kanıtı gibi sunuluyordu.
Ancak H.erectus , günümüz insanından sadece ırksal farklılıklarla ayrılan bir anatomiye sahiptir ve söz konusu fosil gerçekte evrim teorisine hiçbir destek sağlamamaktadır. Aşağıda Ntvmsnbc.com"un bu bulgu üzerine tamamen suni olarak inşa ettiği propaganda gözler önüne serilmektedir.
Ntvmsnbc.com haberinde Homo erectus hakkında "daha gelişmiş zekaya sahip olanların alet yapımında ileri gittikleri ve yürüyüşlerini dikleştirdikleri biliniyor" şeklindeki evrimci bir ifadeye yer verilmektedir. Ancak bu, tamamen gerçek dışı bir iddiadır. Burada sözü edilen "dikleştirme", hiçbir bilimsel kanıta dayanmayan ve sadece evrimci ön yargılara ve hayal gücüne dayalı bir kurgudan ibarettir. Paleoantropoloji alanında yüzyılı aşkın bir süre boyunca sürdürülen kapsamlı kazılar bu senaryoyu doğrulama çabalarını sonuçsuz bırakmıştır. Fosil kayıtları, insanın kademeli bir süreçte değil aniden ortaya çıktığını ortaya koymuştur. Ntvmsnbc.com"un oluşturmaya çalıştığı izlenimin aksine, dik yürüyen, iri beyinli insanların evrimsel bir süreçte kademeli olarak geliştiğini gösterebilecek hiçbir fosil kaydı yoktur. Antropolog Lyall Watson bu gerçeği dürüstçe kabul ederek şunları söylemiştir:
"Günümüz maymunları örneğin, sanki hiçbir yerden gelmiş gibidirler. Dünleri, fosil kayıtları yoktur. Ve -dik yürüyen, tüysüz, alet yapabilen ve iri beyinli varlıklar olarak- günümüz insanlarının da gerçek kökeni, eğer kendimize karşı dürüst olursak, aynı şekilde gizemli bir meseledir." 2
Kısacası Ntvmsnbc.com"da ortaya konan "dikleştirme iddiası", gerçek dışıdır. Evrimciler, körükörüne bağlı oldukları inançlarını "bilgi" gibi sunarak toplumu yanıltmaktadırlar sadece.
Medyada insanın evrimi senaryosuna atfedilen fosil bulgularıyla ilgili geleneksel bir habercilik şeklinin klişeleşmiş ifadelerine sık sık rastlamak mümküdür. "Evrim ipucu olan fosiller, insansı atalar, kayıp halkalar" gibi... Bu kalıplaşmış ifadelerle sunulan hayali evrimci tablo hep aynıdır: "Bilim adamları bir fosil buldular"; "Fosil insanın maymunlarla ortak bir atadan geldiğini kanıtlıyor"; "Fosilin, insanın evrimindeki kayıp halkayı oluşturup oluşturmadığı tartışılıyor"; "İnsanın soyağacı bir kez daha değişime uğradı" vs.
Burada söz konusu olan, toplumda evrimci düşünceyi, kayıp halka fikriyle ilgili olarak oluşturulan gizemden faydalanarak taze tutmaya yönelik bir propaganda hareketidir. Bu gibi haberlerin sonrasındaki süreci izleyen dikkatli bir göz, bunun paleoantropoloji için artık bir "standart" haline gelmiş bir durum olduğunu kolayca görebilir. Bu sözde kayıp halkalar, sonraki karşılaştırmalı anatomik çalışmalar sonucu evrimciler arasındaki popülerliğini yitirmekte, çoğu zaman da hayali soy ağacından sessiz sedasız çıkarılmaktadır.
Öyle ki, bulunan fosillerin sürekli olarak, hayali soyağacındaki boşlukların zamanla kapanacağı beklentisinin aksine sonuçlar ortaya çıkarması, evrimcileri "kayıp halka" konusunda tam bir umutsuzluğa sürüklemiştir. 2002 yılının Temmuz ayında duyurulan bir fosil bulgusu ( Sahelanthropus tchadensis) , soyağacına son bir darbe vurmuş, evrimcilerin, soyağacının karmaşık bir çalıya dönüştüğünü itiraf etmelerine yol açmıştır. Bu durumda "kayıp halka" düşüncesini evrimciler de terkeder olmuşlardır. Dünyaca ünlü bilim dergisi Nature "ın editörü ve önde gelen bir paleoantropolog olan Henry Gee, Sahelanthropus bulgusu karşısında, kayıp halka düşüncesinin geçersizliğini şu sözlerle ifade etmiştir:
Sonuç ne olursa olsun, bu kafatası, bir kez daha ve kesin olarak göstermiştir ki, eskiden beri kabul edilen (insanla maymun arasındaki) "kayıp halka" düşüncesi saçmadır... Şu an çok açık olarak görülmelidir ki, zaten her zaman için son derece sallantılı olan kayıp halka düşüncesi, artık tamamen geçerliliğini yitirmiştir. 3
Ntvmsnbc.com"un çabası, çökmüş bir düşünceyi ayakta tutmak için sürdürülen bir çaresiz propagandadan ibarettir. Ntvmsnbc.com yetkililerine Türk halkının evrim teorisi konusunda bilinçlendiğini hatırlatıyor, kendilerine bu çaresiz propagandaya son vermelerini tavsiye ediyoruz.
İlgili Yazılar :
Homo erectus"un gerçek karakteri hakkında bkz.
Homo erectus" un İlkel Tür Olduğu İddiası Sadece Ön Yargıdır.
Genel olarak insanın evrimi senaryosuyla ilgili olarak bkz.
http://www.netcevap.org/cnnturk_0312.html ve http://www.darwinizminsonu.com/insanin_kokeni_01.html
1.Richard Potts et.al, "Small Mid-Pleistocene Hominin Associated with East African Acheulean Technology", Science , Vol 305, Issue 5680, 2 Temmuz 2004, sf. 75-78
2.Lyall Watson, "The Water People," Science Digest , May 1982, sf. 44.
3. Henry Gee, "Face of yesterday", The Guardian, 11 Temmuz 2002