Münafıkların aldatma yöntemleri
ucgen

Münafıkların aldatma yöntemleri

1158

İyilik istediklerini öne sürüyorlar, ama Müslümanlara kendilerince zarar vermek için ayrı bir mescid açıyorlar

ZARAR VERMEK İNKÂRI (PEKİŞTİRMEK) MÜ'MİNLERİN ARASINI AYIRMAK VE DAHA ÖNCE ALLAH'A VE ELÇİSİNE KARŞI SAVAŞANI GÖZLEMEK için mescid edinenler VE: "BİZ İYİLİKTEN BAŞKA BİR ŞEY İSTEMEDİK" DİYE YEMİN EDENLER (var ya) Allah onların şüphesiz yalancı olduklarına şahidlik etmektedir. (Tevbe Suresi, 107)

Fitneci olmalarına rağmen, ıslah edici olduklarını iddia ediyorlar

Kendilerine: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde: "BİZ SADECE ISLAH EDİCİLERİZ" DERLER. Bilin ki; gerçekten, ASIL FESATÇILAR BUNLARDIR, ama şuurunda değildirler. (Bakara Suresi, 11-12)

Kendilerini fitnenin içine girmek istemeyen, iyi niyetli insanlarmış gibi göstermeye çalışırlar

ONLARDAN BİR KISMI: 'BANA İZİN VER VE BENİ FİTNEYE KATMA' DER.Haberin olsun onlar fitnenin (ta) içine düşmüşlerdir... (Tevbe Suresi, 49)

Münafıkların kaçmak için kullandıkları sahtekarca yöntemler

Sayın Adnan Oktar’ın 31 Ocak 2010 tarihli Kanal Avrupa, Kanal 35 ve TV Kayseri röportajından
 

Müminlerin dağılmasını istiyorlar

Onlar ki: "Allah'ın Resûlü yanında bulunanlara hiçbir infak (harcama)da bulunmayın, SONUNDA DAĞILIP GİTSİNLER," derler. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır. Ancak münafıklar kavramıyorlar. (Münafikun Suresi, 7)

Kendilerince müminleri korkutmak istiyorlar

Onlar, KENDİLERİNE İNSANLAR: "SİZE KARŞI İNSANLAR TOPLA(N)DILAR, ARTIK ONLARDAN KORKUN" DEDİKLERİ halde imanları artanlar ve: "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" diyenlerdir. (Al-i İmran Suresi, 173)

Onlardan bir grup da hani şöyle demişti: "EY YESRİB (MEDİNE) HALKI, ARTIK SİZİN İÇİN (BURADA) KALACAK YER YOK, ŞU HALDE DÖNÜN." Onlardan bir topluluk da: "Gerçekten evlerimiz açıktır" diye Peygamberden izin istiyordu; oysa onlar(ın evleri) açık değildi. Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı. (Ahzap Suresi, 13)

Aileleriyle ve işleriyle ilgilenmek zorunda oldukları için mücadele edemedikleri yalanını öne sürüyorlar, iyi niyetliymiş gibi görünmek istiyorlar

Bedevilerden (savaştan) geride bırakılanlar, sana diyecekler ki: "BİZİ MALLARIMIZ VE AİLELERİMİZ MEŞGUL ETTİ. Bundan dolayı bizim için mağfiret dile." Onlar, kalplerinde olmayan şeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: Şimdi Allah, size bir zarar isteyecek ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Allah'a karşı kim herhangi bir şeyle güç yetirebilir? Hayır, Allah yaptıklarınızı haber alandır. (Fetih Suresi, 11)

Allah yolunda mücadele etmeyi bilmediklerini iddia ederek yalan söylüyorlar, kendilerini iyi niyetli gibi göstermeye çalışıyorlar

Münafıklık yapanları da belirtmesi içindi. Onlara: "Gelin, Allah'ın yolunda savaşın ya da savunma yapın" denildiğinde, "BİZ SAVAŞMAYI BİLSEYDİK ELBETTE SİZİ İZLERDİK" DEDİLER. O gün onlar, imandan çok küfre daha yakındılar. Kalplerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı. Allah, onların gizli tuttuklarını daha iyi bilir. (Al-i İmran Suresi, 167)

Aileye değer veriyor gibi görünüyorlar, oysa tek amaçları mücadeleden kaçmak

Onlardan bir grup da hani şöyle demişti: "Ey Yesrib (Medine) halkı, artık sizin için (burada) kalacak yer yok, şu halde dönün." Onlardan bir topluluk da: "GERÇEKTEN EVLERİMİZ AÇIKTIR" DİYE PEYGAMBERDEN İZİN İSTİYORDU; OYSA ONLAR(IN EVLERİ) AÇIK DEĞİLDİ. Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı. (Ahzap Suresi, 13)

Mücadeleden geri kalınca kendi akıllarınca seviniyorlar, bunu kar zannediyorlar, müminleri de alıkoymak istiyorlar

ALLAH'IN ELÇİSİNE MUHALİF OLARAK (SAVAŞTAN) GERİ KALANLAR OTURUP-KALMALARINA SEVİNDİLER VE ALLAH YOLUNDA MALLARIYLA VE CANLARIYLA CİHAD ETMEYİ (MÜCADELE ETMEYİ) ÇİRKİN GÖREREK:"Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın" dediler. De ki: "Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir." Bir kavrayıp-anlasalardı. (Tevbe Suresi, 81)

Yeminlerini siper edinip, Allah'ın yolundan alıkoyuyorlar

Onlar, YEMİNLERİNİ BİR SİPER EDİNİP ALLAH'IN YOLUNDAN ALIKOYDULAR. Doğrusu ne kötü şey yapıyorlar. (Münafikun Suresi, 2)

Müminlerin dağılması için, yalanlar söyleyerek sürekli onları kendi yanlarına çağırıyorlar

Gerçekten Allah, içinizden alıkoyanları VE KARDEŞLERİNE: "BİZE GELİN" DİYENLERİ BİLİR. Bunlar, pek azı dışında zorlu-savaşlara gelmezler. (Geldiklerinde de) Size karşı 'cimri ve bencildirler.' Şayet korku gelecek olsa, ölümden dolayı üstüne baygınlık çökmüş kimseler gibi gözleri dönerek sana bakmakta olduklarını görürsün. Korku gidince, hayra karşı oldukça düşkünlük göstererek sizi keskin dilleriyle (eleştirip inciterek) karşılarlar. İşte onlar iman etmemişlerdir; böylece Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır. Bu Allah'a göre pek kolaydır. (Ahzap Suresi, 18-19)

Onlar, KENDİLERİ OTURUP KARDEŞLERİ İÇİN: "EĞER BİZE İTAAT ETSELERDİ, ÖLDÜRÜLMEZLERDİ" DİYENLERDİR. De ki: "Eğer doğru sözlüler iseniz, ölümü kendinizden savın öyleyse." (Al-i İmran Suresi, 168)

İnkarcıların maddi gücüne güvenerek, kendilerinin güçlü olduğu yalanını söyler, müminleri kendilerince tedirgin etmeye çalışırlar

Derler ki, "ANDOLSUN, MEDİNE'YE BİR DÖNECEK OLURSAK, GÜCÜ VE ONURU ÇOK OLAN, DÜŞKÜN VE ZAYIF OLANI ELBETTE ORADAN SÜRÜP-ÇIKARACAKTIR." Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah'ın, O'nun Resûlü’nün ve mü'minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar. (Münafikun Suresi, 8)

... 'KUVVET VE ONURU (İZZETİ)' ONLARIN YANINDA MI ARIYORLAR?Şüphesiz 'bütün kuvvet ve onur' Allah'ındır. (Nisa Suresi, 139)

Kendi düşük akıllarınca müminleri de Peygamberimiz (sav)'e isyana teşvik ediyorlar, ama Peygamberimiz (sav)'in yanına gittiklerinde Müslüman gibi davranıyorlar

'Gizli toplantıların fısıldaşmalarından’ (kulis)  men' edilip sonra men' edildikleri şeye dönenleri; günah, düşmanlık ve Peygamber’e isyanı (aralarında) fısıldaşanları görmüyor musun?ONLAR SANA GELDİKLERİ ZAMAN, SENİ ALLAH'IN SELAMLADIĞI BİÇİMDE SELAMLIYORLAR. Ve kendi kendilerine: "Söylediklerimiz dolayısıyla Allah bize azab etse ya." derler. Onlara cehennem yeter; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir gidiş yeridir. (Mücadele Suresi, 8)

Müminlerin yanındayken, Müslüman gibi görünerek onları aldatmayı amaçlarlar

İnsanlardan öyleleri vardır ki: "BİZ ALLAH'A VE AHİRET GÜNÜNE İMAN ETTİK" DERLER; OYSA İNANMIŞ DEĞİLLERDİR. (SÖZDE) ALLAH'I VE İMAN EDENLERİ ALDATIRLAR. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azab vardır. (Bakara Suresi, 8-10)

İMAN EDENLERLE KARŞILAŞTIKLARI ZAMAN: 'İMAN ETTİK' DERLER. Şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında ise, derler ki: 'şüphesiz, sizinle beraberiz. Biz (onlarla) yalnızca alay ediyoruz. (Bakara Suresi, 14)

Konuşmalarında Allah'ın adını anarak, insanları aldatmaya çalışırlar

İnsanlardan öylesi vardır ki, dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider VE KALBİNDEKİNE RAĞMEN ALLAH'I ŞAHİT GETİRİR; OYSA O AZILI BİR DÜŞMANDIR. (Bakara Suresi, 204)


PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER