İman sahibi, takva bir mümin dünyada yaşanan adaletsizlikler ve zulümler karşısında sessiz kalmaz, bilakis bu sorunlarla ilgili isabetli çözümler üretmek için gayret sarfeder. Herhangi bir bilgi eksikliği varsa bunu telafi eder, bu yolda son derece gayret gösterir ve kendini yetiştirir. Böyle bir durum karşısında yapılması gereken, bir yandan çok büyük bir şevk, azim ve inançla Kuran'da bildirilen gerçekleri kalben yaşamak ve uygulamak, bir yandan da Allah inancına karşıt ideolojilerin zararlarını, kötülük kaynaklarını, bu ideolojilerin öne sürdüklerini, temelsiz yönlerini çok iyi öğrenmektir.
Bediüzzaman Hazretleri ilim ve aklın İslam dinindeki önemini şöyle anlatmaktadır:
İslamiyetin menşei (kaynağı) ilim, esası akıldır. Binaenaleyh İslamiyetin hakikati kabul ve safsatalı uydurma olan) evhamı reddetmek şanındandır. (İşaratü-l İ'caz, Bediüzzaman Said Nursi, s. 198)
Kuran'da pek çok bilim dalına, tüm hayatımızı kapsayan temel pek çok bilgiye dikkat çeken ayetler bulunmaktadır. Bu bilim dallarındaki gelişmelerden haberdar olmak Kuran'ın mucizelerinin görülmesine de vesile olacaktır. Akıl ve ilim sahibi bir Müslüman Yüce Allah (cc)'ın yarattığı kusursuz düzeni tüm incelikleriyle öğrenecek, gördüğü mükemmelliği dikkatle inceleyecek, dolayısıyla kendisini ve evrende var olan herşeyi yaratan Allah (cc)'a daha derin bir imanla bağlanacaktır. Nitekim Yüce Rabbimiz Fatır Suresi'nin 28. ayetinde "... Allah'tan ancak alim olanlar 'içleri titreyerek-korkar'..." sözüyle bilgi ve fikir sahibi olmanın önemini bildirmiştir.
Büyük İslam mütefekkiri Abdülkadir Geylani Hazretleri de azmin ve çalışmanın önemini eserlerinde şöyle anlatmıştır:
Genç kardeşim! Sana azim ve himmetine (samimi gayretine) göre verilir. Her hak bir vazife karşılığıdır. O halde sakın tembelllik etme... (Gerek dünya, gerek ahiret için gayretli ol, himmeti elden bırakma...) Unutma ki tembelllik, gayretsizlik, adem-i himmet (himmetsizlik) ve uyuşukluk ebedi mahrumiyete ve sonu gelmeyen bir pişmanlığa yol açar. Amelleri ve işini planla, programlı hareket et, iş ve amelinle en uygun cömertliği yap... Çünkü Cenab-ı Allah sana hem dünya, hem de ahiret ile cömertlik etmiştir.
Şu dünyada hayır eken, ahirette gıpta edilecek mahsuller toplar. Şer ve tembellik eken nedamet (pişmanlık) biçer... (Evet öyle değil mi? Rüzgar eken fırtına biçer, demişler. Bu dünya ancak iyi ve kötü tohumların atıldığı bir topraktan başka değildir. Sen onu hayre hazırlanmış bir tarla yapmaya bak...)
Ölüm sana gelince uyanacak olursan, bu uyanışın bir faydası olmaz. (Ölmeden evvel ölmeyi bilmek ve ona gereği gibi hazırlanmak lazımdır.) (Gönül İncileri İkazlar, Abdülkadir Geylani, s. 37)
İnsanlara güzel ahlakı anlatmak, ve karşıt düşüncelerle fikri zeminde mücadele etmek için yapılacak tüm hazırlıklar, müminlerin hayatları boyunca şevkle gerçekleştirecekleri çalışmalardır. İman eden her mümin, Kuran ayetleriyle bu konuda samimi çaba harcamakla yükümlü kılındığını unutmadan bu yönde kendisini yetiştirmelidir. Allah (cc)'ın izniyle bu samimi çaba hem dünyada hem de ahirette güzel bir karşılıkla karşılık bulacaktır.