Kuzey Afrika’da Sığınmacılarla Değil, Sığınmacı Olmayı Mecbur Kılan Koşullarla Mücadele Edilmeli
ucgen

Kuzey Afrika’da Sığınmacılarla Değil, Sığınmacı Olmayı Mecbur Kılan Koşullarla Mücadele Edilmeli

33877

Birkaç yıl önce Suriye’nin Halep şehrinden kaçıp Libya’ya gelmişti. Ancak burada da çatışmalar başlayınca Suriye’de yaşadıkları aklına geldi. Sokakta patlayan silah sesleri evinin içinden duyulur hale gelip evi soyulunca kendisi ve ailesinin güvende olmadığına emin oldu. Arkadaşının tanıştırdığı bir kişi uygun bir ücret karşılığında kendisini ve ailesini Avrupa’ya götürmeyi vaat etti. Elindeki para yetmiyordu. Evindeki eşyaları satıp birazda borç bularak parayı denkleştirdi.

Büyükçe bir depoda yüzlerce kişi ile birlikte bekletildikten sonra bir gece insanların kucak kucağa oturtulduğu derme çatma bir tekne ile denize açıldı. Karısı ve küçük kızı teknede ayrı bir yere oturtulmuştu. Kendisi teknenin içinde birkaç metrekarelik bir mekânda onlarca kişi ile birlikteydi. İçerisi çok sıcaktı, nefes almak bile zordu. Kıyıdan iyice açılmışlardı ki birden yüksek sesle bağrışmalar duydu.  İnsanların üzerine basma pahasına güverteye vardı. Teknenin su almakta oluğunu görünce karısı ve kızının yüzme bilmediği geldi aklına. İlk düşündüğü şey yanlarına gidip onları kurtarmak oldu. Ancak o kadar kalabalık vardı ki onların bulunduğu tarafa yönelemedi bile, tekne hızla battı. Karanlığın içinde denizde bir yandan bir tahta parçasına tutunuyor, diğer yandan olanca gücüyle karısının ve kızının ismini haykırıyordu fakat sesi yardım isteyenlerin bağırışları arasında kaybolup gitti. Gün doğarken bir İtalyan teknesine alındı. Tekne ile birlikte güven içinde sürdüreceği yaşama dair tüm hayalleri de yok olmuştu.  Üstelik eşi ve çocuğu da yoktu artık…

Son iki yılda bu ve benzeri hikâyeler Kuzey Afrika kıyılarında sıklıkla yaşanılır oldu. Afganistan’dan, Suriye’den, Eritre’den ve Sahra altı ülkelerinden pek çok kişi kurtuluşu Avrupa’ya geçmekte arıyor. Palermo Savcısı Maurizio Scalia’ya göre şu an en az 1 milyon civarında göçmen Libya’dan İtalya’ya gelmek üzere hazır bekliyor. (1)

Avrupa’ya geçmek isteyenlerin bir kısmı daha iyi bir yaşam, daha çok gelir kazanma ümidiyle yola çıkıyor. Birçok Avrupa ülkesinde de sığınmacılar kendi zenginliklerinden istifade etmek isteyen yabancılar olarak görülüyor.

AB içişleri ve dışişleri bakanları sığınmacı sorununa karşı alınacak tedbirler ile ilgili hazırladığı eylem planı Avrupa’nın sığınmacıları bir insanlık sorunu olarak değil, kendisinin güvenlik sorunu olarak gördüğünü ortaya koyuyor.

Aslında benzeri bir plan 2013 yılında bir komisyon tarafından hazırlanmış ve üye ülkelerin onayına sunulmuştu. Amerika’nın Sesi internet sitesinde eski plan yenisi ile karşılaştırılarak şu değerlendirme yapılıyor:

“2013’te üye ülkelerin onayına sunduğu ancak 28 üye ülkeden 24’ünün muhalefetiyle karşılaşan önerilerden esintiler içeren planın en dikkat çeken yanını insani boyutunun daha düşük olması oluşturuyor.“ (2)

Euronews internet sitesi ise Avrupa’nın sığınmacılara yaklaşımını “AB göçmenlere yardımda sınıfta kaldı” diyerek daha net bir biçimde ortaya koyuyor. (3)

Avrupa ülkelerinde sığınmacılara yardım ve korumaya ilişkin politikaların sert bir muhalefetle karşılaşmasının ana nedeni birliğe hâkim olan çıkarcılık felsefesi.

Bu felsefenin en güncel yansıması, sığınmacıların belirlenen bir kotaya göre AB ülkelerine dağıtılması önerisine karşı gösterilen şiddetli tepki oldu. AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans bu durumu ‘sığınmacılar denizden boğulmasın ama onları bize de getirmeyin’ demesi de kesinlikle kabul edilemez.’‘ diyerek eleştiriyor. (4)

Her üye ülkenin, siyasi ve toplumsal gelişmeler karşısında öncelikle çıkarlarını gözetmesi birliği derinden sarsıyor. İspanya’da Katalonya, İtalya’da Padanya, İngiltere’de İskoçya daha fazla gelir elde edeceği düşüncesi ile ayrılmak için fırsat kolluyor.  Böyle olunca, kendi ülkesindeki fakir insanlara bile tahammül edemeyen insanların, dışardan gelen yardıma muhtaç insanlara el uzatmasını beklemek anlamsız hale geliyor. 

Buna karşın AB’de soruna daha insancıl yaklaşanlar da var. İtalya Başbakanı Mateo Renzi gibi. Renzi, sığınmacıları Avrupa’dan uzak tutmak amacıyla geliştirilen güvenlikçi tedbirleri tasvip etmiyor. İtalya Başbakanı, bir soru üzerine ülkesine gelen 100 sığınmacı teknesinden 91'inin Libya'dan geldiğini aktararak, "Libya'ya askeri müdahale gündemde olan bir konu değil. Çünkü bir askeri müdahaleyle barış ve huzur getirmek için gerekli koşullar yok. Böyle bir müdahale Afganistan'da olduğu gibi kırılgan bir demokrasiye el vermek ya da barış anlaşmalarına saygı çerçevesinde olabilir" ifadelerini kullandı. (5)

AB’nin maruz kaldığı sığınmacı akınının kesin çözümü göçe yol açan nedenleri ortadan kaldırmaktan geçiyor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin raporunda yer alan istatistiklere göre göçün ana nedeni insanların can güvenliklerinden endişe etmeleri.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNCHR)’nin raporuna göre 2014 yılının ilk yarısında zorla yerinden edilen insan sayısında daha fazla artış var. Rapora göre 2014 yılının ilk yarısında 5,5 milyon kişi yerinden edilmiş. Bunların 1,4 milyonu uluslararası sınırlardan geçerek ülkelerinden kaçıp sığınmacı olmuş.  Geri kalanının 4,1 milyon kişi ise kendi ülkeleri içinde zorla yerinden edilmiş. BM Mülteciler Yüksek Komiseri António Guterres raporla ilgili değerlendirmesinde “Uluslararası topluluk, mevcut çatışmalara politik çözümler bulma ve yenilerinin başlamasına engel olma konusunda başarısız olmaya devam ettikçe, bizler dramatik insani sonuçlara cevap vermeye devam etme durumunda olacağız” diyerek sığınmacı sorununu dünyadaki çatışmaların bir sonucu olduğunu böyle söylüyor. (6)

Avrupa ülkeleri Ortadoğu’da ve Afrika’da hem Avrupa’ya hem de yerel halklara bir tehdit oluştuğunda o bölgeyi hemen bombalamak ya da işgal etmek yerine terörizmle mücadelede daha akılcı, bilgiye, eğitime dayalı yöntemlere başvurmalı. Sözgelimi insanları haksız yere öldürmenin, yurtlarından çıkarmanın, mallarını gasp etmenin ve işkencenin büyük zulüm olduğu tüm dinlerin mensuplarına çocuk yaştan itibaren öğretilebilir. Eğer Avrupa’ya sığınmacı akını durdurulmak isteniyorsa Kuzey Afrika’da sığınmacılarla değil, sığınmacı olmayı mecbur kılan koşullarla mücadele edilmeli.

Referanslar:

(1)  http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28793454.asp
(2)  http://www.amerikaninsesi.com/content/avrupa-birliginden-10-maddelik-plan/2728316.html
(3)  http://tr.euronews.com/2015/04/20/ab-gocmenlere-yardimda-sinifta-kaldi/
(4)  http://tr.euronews.com/2015/05/20/ab-de-kota-tartismasi-buyuyor/
(5)  http://www.trthaber.com/haber/dunya/20-yil-once-srebrenitsada-gozlerimizi-kapattik-180028.html
(6)  http://www.unhcr.org.tr/home.php?content=611 

Adnan Oktar'ın Morocco World News'de yayınlanan makalesi:
 
PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo